Güncel

Arzu Çerkezoğlu’na Açık Mektup[*]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

Sizinle pek karşılaşmadık. Yüz yüze görüşmüşlüğümüz olmadı, belleğim beni yanıltmıyorsa…

Belleğimde size ilişkin en net anı, bundan birkaç yıl öncesine ait. Bir 1 Mayıs arifesi. Taksim yine yasaklı. Meydana ulaşabilmek, ya da en azından zorlayabilmek için bir önceki gece Beşiktaş’ta bir otelde kalmıştık. Siz de aynı oteldeymişsiniz; sabah Barbaros Bulvarı’nda etrafımızı saran polislerle itişip kakışırken göz göze gelmiş, selamlaşmıştık.

1 Mayıs 2021 Güzergâhında

Sibel Özbudun Temel Demirer kullanıcısının resmi

I.1) Tarih(İmiz)İ Unutma(Mak)
 
II. Ayrım: İşçi Sınıfı Gerçeği
 
II.1) İşçileri Kod-29’lu Hâli
 
II.2) Çocuklar
 
II.3) Ve Kadınlar
 
II.4) Bir De Devlet!
 
III. Ayrım: 1 Mayıs’lar(ımız)
 
Iıı.1) 2020 1 Mayıs’ı
 
Iıı.2) 2021 1 Mayıs’ı İçin
 
IV. Ayrım: “Son” (Değil!)
 
 

Anın Yazarı: Adalet Ağaoğlu[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

Önceleri, “Allah’a inanmıyorum, cenaze istemem. Beni yakın, küllerim savrulsun,” diyen Adalet Ağaoğlu, “Yaşamaktan çok sıkılmıştı, uzun yaşamı boyunca çektiklerinden, gördüklerinden de son röportajında ‘Keşke dünyanın bu hâlini görmeseydim,’ diyecek kadar”…[2]
Tedavi gördüğü hastanede, çoklu organ yetmezliğinden hayatını kaybetti. Cenazesi, vasiyeti üzerine Boğaziçi Üniversitesi’nden uğurlanıp, 15 Temmuz 2020’de Ankara’da Kocatepe Camisi’nde öğle namazı sonrası kılınan namaz ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Kardeşim(iz)in “Dava”sı (mı?)![*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım.”[1]

Hrant Dink’in sırtından vurularak katliyle; Ermeni Soykırımı’nın, bir buçuk milyon insanı bulmuş kurban sayısına, 19 Ocak 2007 günü dünyanın gözleri önünde, bir kişiyi daha ekledi!

Takvimler  insan(lık)ın vicdanını sızlatan, kanatan sayısız kitlesel katliama tanıktır. Hrant’ın katli, bu kanlı takvime eklenen bir acı yaprak…

Deprem etkisi yaratan cinayet bir illiyet zincirinin ürünüydü.

“Nasıl” mı?

Amiraller Bildirisi ve Türkiye'de Sonun Başlangıcı

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi

    
Bir ülkede her on yılda bir muhtıra, darbeler yaşanıyorsa, bunu yapanların içte bir avuç kalpazana, dışta emperyalistlere hizmetten başka bir anlama gelmiyor. İstisnai ve olağanüstü durumların dışında birazcık akıl sahibi olan devletler, kendi halkını zapturapt altına alarak yönetmeyi düşünmemiştir. Türkiye’nin sürekli darbeyle yönetilmesi, evrensel insan hak, hukuk ve ahlaktan yoksunluğun en somut kanıtıdır.
 

Abdullah’ın Mesellerinden Seslenen Acılar[*]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

Abdullah Öngüllü ile yıllardır mektuplaşırız. Pek çok siyasal tutsakla yaptığımız gibi. Şimdilerde Afyon T Tipi’nde yatıyor. Yirmi yılı aşkın süredir. “Yıllardır düzenli bir şekilde yazmaya çalışıyorum,” diyordu 9 Ekim 2020 tarihli mektubunda: “Yazmak biraz da babamdan kalma bir miras, medrese öğrencisi bir köy imamıydı ve bütün zamanını kitaplar ile defterler arasında geçirdi. Arap alfabesiyle Kürtçe yazıyordu. Bir halk sözüdür, ‘Babası balıkçı olanın çocuğu en azından suyu sever,’ denir; doğruymuş. Her şeyden çok okumayı ve yazmayı sevdim.

Yazmak Serüvenine Bir Bakış[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
Yazmak, bir eylem, serüven olmanın yanında yaşama dokunan bir değerlendirme, itiraz, eleştiridir.
O hâlde, “Biçimi eleştirmeli eleştiri, düşüncelerinizin, cümlelerinizin özünü değil kesinlikle,”[2] uyarısı “es” geçmeyen değerlendirme girişimi -doğası gereği- “muhalif olma” ve “kopma” durumudur.[3]

Klasik Müziğin Önemi[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

Müzik; müthiş bir şeydir; “Müziksiz bir hayat hatadır,” diyen Friedrich Nietzsche’ye katılmamak mümkün mü? Elbette değil…
“Müzik dediğimiz şey, insanın doğadaki sesleri organize etmiş hâlidir.”[2]
“Antik inanca göre müziğin anlayana, “aklın ışığından göksel hakikâti sezinleme” olanağını verebileceği düşünülmüştü... Sanatlar içinde sadece müziğin insan ruhunun en derin noktalarına kadar ulaşıp, en yoğun duyguları bile evrensel harmoniyle bütünleştirebileceği öngörülmüştü.”[3]

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Güncel beslemesine abone olun.