
"....Koparılmıştı bir şeylerinden sanki Mülteci Kal. Bedeni titriyor, üşüyordu… Ama esas üşüyen onun yüreğiydi. Duyguları, düşünceleri törpülenmiş, köreltilmişti sanki, yine de bir umut bekler gibiydi. Şu son günlerde iç dünyasından yaşadığı çalkantılı zorluğu kimselerin haberdar olması olası değildi zaten. Çocukluğunda yaşadığı o kıt kanaat zor, ama bir o kadar güzel anıları zaman zaman üstünde biriken küllerini üfleyerek koruyordu yüreğinde.
Mülteci Kal, bağırmak, kızmak, içindekileri kusmak ve birileriyle konuşmak istiyordu çoğu zaman, yapamıyordu nedense. Konuşsa biriyle içinde birikmiş olan acıları akıtacak, rahatlayacaktı. Duygu ve düşüncelerin önüne bent çekilmiş bahar selleri gibiydi oysa. İnsanların içine sızan kıskançlık, doymazlık, hırs ve sınırsız sahip olma isteğinin doruklara çıktığı şu devranda, tam bir dostluk ve arkadaşlık aramanın, oldukça beyhude bir çaba olduğunu ısrarla vurguluyordu."
İsmail Güner - KAL