ÖYKÜLER

İki Adam ve Kazlar

Rauf Akar kullanıcısının resmi

Balıkçı barınağındaki kayıklar yan yana dizilmişler ve sabit bir şekilde duruyor gibi görünüyorlardı. Hava iyice kararmış ve uzaklardaki Sakız adasının kıyısı boyunca uzanan yerleşim yerlerinin ışıkları parıldıyordu. Arabanın önünde yayaların yürüyeceği kaldırım vardı ve kaldırımının deniz tarafında ise balıkçı barınağını oluşturan bir yol ileriye doğru uzanıyor, ilerde kesiliyordu. Kesilen yerin biraz ötesinden bir balıkçı teknesi barınağa giriyordu. Barınak dörtgen şeklindeydi. Bir sürü tekne sıralanmıştı.

Sarışın ve Esmer Bayan

Rauf Akar kullanıcısının resmi

'' İyi bir adam mıdır? Kimlerdendir? Soylu mu, soysuz mu? Ne var ne yok araştırırlar. Eğer iyi bir insan değilseniz ve çevrenizde kötü bir üne sahipseniz, hiç şansınız yoktur, evlenemezsiniz. Biriyle tanışmak ise ancak eş dost, konu komşu vasıtasıyla olur.

Benim kötü bir ünüm yoktu doğrusu. Her şeyden önce bir öğretmenim. Maaşım da iyi. Komşularla ilişkilerim iyi sayılırdı. Selam alır selam verir, hâl ve hatırlarını sorarım. Kısacası kendi halinde bir adamım. Sessizce evime girer yine sessizce çıkar okuluma giderim.

Kaçış!

Rauf Akar kullanıcısının resmi

Yine de sorunları bitmiyordu. Karısının hasta ruhlu olduğuna karar verdi sonunda. Kadın sürekli depresyondaydı. En ufak bir tartışmada bile kızar hale gelmişti. Bir keresinde arabayla yolda giderlerken, kapıyı açmış kendini arabadan atmaya bile kalkışmıştı.

Geçenlerde uyurken birden kendi boğazını sıkmaya kalktı. Bu durumda yapılacak iki şey vardır: Ya boşanacaksınız ya da ömür boyu böyle kadınları çekeceksiniz. Kadın boşanma lafına bile dayanamıyor, adamın başına bela kesiliyordu. Zavallıydı aslında ancak kendisinin de dengeleri bozulmuştu. Böyle evlilik olmazdı.

İŞPORTACI/ Yavuz Aközel

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

 

Haksızlığa dayanamıyorum abi... Ağzımız, şöyle kendimizi savunacak lakırdı yapma yetisinden uzak, lal! Doğru dürüst mektep medrese görmemişiz ki! Ne olacak? Ekmeğimizi yabani hayvanlar gibi hırlayarak, birbirimizle didişerek, vurarak, kırarak pençelerimizle almışız ve ekmeği kaptığımız gibi kaçmışız. Peşimizde bizi kovalayan bir ordu... Bağırtılar, çağırtılar, siren sesleri, tehditler, alarmlar, kuşatmalar, sille tokatlar, küfürler! Sanki ne yapmışız? Yaptığımız, bir kenarcığa üç-beş şey dizip namusumuzla satmaya çalışmışız! Hepsi bu!

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
ÖYKÜLER beslemesine abone olun.