Kültür Disiplini Nedir?

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Bilimsel küktür disiplini veya kültürel terbiyeden uzak, sırf insanın hayvani karakteri olan çıkar egosuna hitap eden bilgilerle eğitilen birey ve topluluklar, sahip olduklarıyla her zaman her imkânı büyük bir silah olarak insanlar üzerinde kullanan, küçük ya da büyük birer diktatördürler.

Disiplin; kısaca insan topluluklarının belirlenen kurallara göre hareket edip yaşamsını ifade eden Fransızca ve Latince kökenli kelimedir. Terbiyede aynı anlamı taşıyan Arapça bir kavramdır. Toplumların disipline ihtiyaç duymasındaki esas neden, insanın hem hayvan hem de insani karaktere sahip olmasının bir sonucudur. Aslında çoğu toplum ve devletler, insana hakaret olur düşüncesiyle, insandaki hayvani karakter üzerinde bilinçli olarak çoğu zaman durmazlar. Bu yüzden insanların geneli kendisinin hiçbir eksiği olmadığına inanıp, tüm yanlışlarını doğal gören bir anlayışla çirkinlikler içerisinde doğru yaşadığına inanır.
 
İnsanları, toplumu disipline, terbiye edeceğim diye anayasa, yasa, kanun vb. yaptırım kurallarına ihtiyaç duyuluyorsa, bu insanın insani karakterinden çok, hayvani karakterenin daha etkin olduğunu gösteren bir kaynaktır. Terbiye ve disiplin; daha çok doğal hayvani duyguyla yaşayan canlılar için icatedilen araçlardır. İnsanların %95’i benzer özellikler taşıdığı için, çeşitlendirilmiş disiplin ve terbiye ile ancak kontol edileceğine kanaat getirilmiştir. Felsefeci ve bilim insanları, insanın düşünen hayvan olduğunu, 2500 yıl önce ortaya koymaları, insanın hayvan, insan karakterlerini birlikte taşıdğının en somut göstergesidir. 
 
O zaman insanın hem hayvan hem de insan karakterine sahip çift kişilikli olduğu kabul edilerek, buna göre eğitilmesi gerekmez mi? Doğan her insanın eksik düşünen hayvan olduğu gerçeğinden hareketle, insani karakterin yükselmesini sağlayacak bilimsel, doğru, gerçekçi bilgiler olmadan insan asla yeterli düşünemez. Bunun yerine hiçbir şekilde kanıtlnamayan soyut tanrı emirleri ile, insanın hayvani egoist karakterini süsleyip modernize eden din ve kaptalist eğitim sistemi, insanları daha da hayvanlaştıran bir kültürdür.
 
Söz konusu dini ve kapitalist toplumsal kurallarda kültür disiplini ve kültürel terbiye yerine, sürekli kutsal, maddi, askeri gücü olanlara boğun eğip, bunların emirlerine itaat eden kulluk yapısı, disiplin veya terbiye olarak görülmemesi gerekir. Bu her zaman çağ gerisi askeri ve polisiye kurallarla diktaörlük altında köle gibi yaşamaktır. Güçlü ve kutsallığa boyun eğen her toplum, istisnaların dışında kendi iradesiyle hiçbir şeye karar veremeyen robot veya sürü kültürüyle yaşayan ölülerdir. Dini ve kapitalist devletlerin yönetim, idare şekillerinde her türlü yalan, haksızlık, hırsızlık, dolandırıcılıklar hiçbir şekilde önlenemediğine göre, bu kültürün ne kadar niteliksiz düşük olduğunu göstermeye yetiyor.
 
Bilimsel küktür disiplini veya kültürel terbiyeden uzak, sırf insanın hayvani karakteri olan çıkar egosuna hitap eden bilgilerle eğitilen birey ve topluluklar, sahip olduklarıyla her zaman her imkânı büyük bir silah olarak insanlar üzerinde kullanan, küçük ya da büyük birer diktatördürler.
                                   
Doğru, gerçek kültür disiplini veya kültürel terbiyeye sahip bireylerin çokluğu, aynı zamanda toplmun kültürlü olmasını sağladığı gibi, devlet yönetim anlayışını da demokratik, insani olmaya zorlayan etkili bir yapıdır. Kültür disiplininin özümsenip oturduğu birey, toplum ve devletlerde, Orta Çağ’dan kalma dini vb. hiçbir diktatörlük kurallarına ihtiyaç duyulmaz.
 
Kültür disiplini, kültürel terbiye ve demokratik ahlaki yapının azda olsa uygulandığı devletlerde, bazen diktatörlüğe heveslenen kişiler çkmış olsalar bile, toplumun sadece bir bakışıyla yerin dibine girecek şekilde pişman olduklarına çokça şahit olunmuştur. Bunun somut örneklerini Avrupa ülkelerinde politikacıların, herhangi bir hatada görevinden istifa edip, kendilerini cezalandırılmasını istemelerinden biliyoruz. Bu yüzden en demokratik modern insani toplumsal kontrol yöntemi, kültür disiplini veya kültürel terbiye olduğundan, ilköğretimden üniversiteye kadar önemli dersler içerisinde öğretilmesi gereken konuların başında geliyor.
 
Diyalektik evrimsel aşamalara baktığımızda, insanın hayvanlarla enz %95 ortak özellikler taşıdığı bir gerçektir. Böyle bilimsel gerçeklik varken, neden insanın hayvani karakteri üzerinde daha çok durulmayıp, sözde düşünce akıl ve zekasıyla ilgilenilir. Üstelik düşünce üzerinde duruluyormuş gibi yapan çoğu dini ve kapitalist yapılar, esasında insanların düşünmelerini engelleyen en büyük insanlık düşmanıdırlar. Dini yalancı hikâyeler ve kapitalist canavar maddiyatçı bilgiyle eğitilen toplumlarda, kültür disiplini ve kültürel terbiyenin varlığından asla söz edilemez.
 
Çünkü kültür disiplini ve kültürel terbiyeye sahip birey, toplumlar, çoğu zaman kendi kendilerini yönetip idare ederler. Bazı tistisna ulusal güç gerektiren iş veya konuların haricinde, başka bir erke ihtiyaç duyulmaz. Her birey kültürel terbiyesine uygun çevre temizliğinden tutalım, komşu ve insan ilişkilerinden, asayişe kadar çoğu şeyi kendiliklerinden yaparlar. Ekstra kolluk gücüne ve yönlendiriciye gerek kalmaz. Uyulması ve uygulanması gereken kuralları, çevreyi rahtsız etmeden kendi bilgi ve ahlakına dayanarak hayata geçiren insan, kültür disiplini veya kültürel terbiyeye sahip kişidir.   
 
Doğru, gerçekçi, bilimsel çerçevede eğitilmeyen insanların büyük çoğunluğu, her zaman en kolay hareket eden hayvani (Süperegoist) özelliğini öne çıkararak yaşar. Kişide bunu tetikleyen iki etken vardır. Birisi; bilimsel doğru eğitime dayanan kültürel terbiyeyi öğreneceği sabır, çaba ve iradeyi göstermeyip, hayvani iradeyle yaşamı seçmesidir.  İkinci etkense, çoğu devletler bilerek toplumu doğamtik, egoist mantık doğrultusunda yanlış, eksik eğitip yetiştirmeleridir. Söz konusu toplumsal yapı içerisinden çıkan yöneticilerin, büyük çoğunluğu da bireylerin sahip oldukları kültürel seviyeden çok farklı bir özelliğe sahip değiller. Dünya ülkelerinin çoğunda uygulanan doğmatik, soyut yalancı bilgiler ve ilkel çağdışı kurallar kaos, karmaşa, huzursuzlukların yükselmesindeki en büyü sebeplerin başında geliyor. Esasında insan yaşamında büyük bir yeri olan disiplin veya terbiye, kültürle doğru, gerçek anlamda kavranıp uygulanması durumunda, askeri vb. ne güce ne de farklı araçlara ihtiyaç duyulmayan, modern bilimsel kontrol yönetmidir.
 
Sürekli sorumsuz, ciddiyetsiz, hukuk kurallarının dışına çıkan devletlerde birey, grup ve toplum, kendi kültür seviyesiyle kendi kafasına göre disiplin karalları oluşturduğu için, toplumda büyük bir karmaşa ve düzensilik meydana gelmektedir.  Her kafadan bir sesin çıktığı bu tür yapılarda zora dayalı disiplin, çağdışı terbiye adeta tapınma aracına dönüştürülmüştür. Şu bir gerçek ki, kültür disiplini ve kültürel terbiyeye inanıp, toplumu buna uygun eğitip ugulayan devletlerin sayısı, günümüzde parmakla sayılacak kadar azdır. Diğer devlet yönetimleri, disiplini tanrının en büyük sopası olarak görüp, en ağır ilkel yöntemlerle uygulamadığı zaman, kendilerini toplumu yönetemeyen beceriksizlikle suçlarlar. Sürekli doğmatik yaşayan toplumlar, tahsil ile kültürü birbirinden ayırt edemedikleri için, başlarındaki despot devlet yöneticilerini sorgulamakta hep zorluk çekerler. Kültür ile tahsilin ayrı şeyler olduğu bilinirse, kültür disiplini ya da terbiyenin önemi böylece daha net anlaşılmış olur.
 
Her tahsilli veya eğitimli insan kültürlü değildir. Ama her kültürlü insan bir derya ve akıl küpüdür. Böylece kültürlü insan kendisini bilerek hataya düşürmediği gibi, çevresini de asla yanlışa sürüklemez. Ama çoğu tahsilli ve kariyer sahibi kültürsüz kişiler hem kendisini hem de çevresini, rahatlıkla hataya süreklemiştir. Bunu Türkiye gibi her çözümü zor kullanmakta gören, çağ gerisi kültürlerinden biliyoruz. İnsanın; insani karakterinin gelişmesinde samimi, iddialı olan devlet yönetimleri ya da bu alanda görev yapan kişiler, şu noktada sürekli ısrarcı olmalıdırlar. Kültür disiplini ya da kültrel terbiyeye sahip olmak, meslek eğitimi, din ve etnik ırkçılıkta değil, bilimsel genel kültüre dayalı enternasynalist temelli eğitimle mümkün olduğunu, bıkmadan usanmadan herkese anlatmalıdırlar.
 
Bilimsel ve gerçek kültürel eğitimin dışında sürekli din, ırk, güç ve zora dayalı uygulanan her eğitim, disiplin, terbiye kuralları, kısa sürede demir yumruğa dönüşüp, sayısız diktatörler var etmiştir. İşte tüm bu olumsuzlukları engeleyecek yöntemlerin başında toplumun, bilimsel kültür disiplini veya kültürel terbiyeye sahip olacak şekilde eğitilmesiyle mümkündür.

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...