Bazı Felsefecilerin İnsanlığa Yaptıkları Kötülükler

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Tanrı; bir cisim mi, insan mı, nerede, nasıl yaşadığını, Âdem Havva masalının yalan olduğunu sorgulamayan bir düşünürün, felsefeci olması mümkün değil.

 
Demek ki metafizikçi felseciler, her şeyi biliyorlardı, çıkarları için görmezlikten geldiler. Bu makalede insanlığın hayvani karakterle yaşamasına katkı sunan, idealist metafizikçi felsefecileri ve işbirlikçilerini deşifre etmeye çalışacağız.

 
İnsan ve toplumlar üzerine somut bilimsel çalışmaları yapan materyalist felsefecilerin dışında, diğer felsefecilerin çoğu, insan karakteri ve erkeğin cinsiyetçi iktidar hastalığı üzerine, doğru düzgün makaleleri bulunmuyor. Olanlarsa idealistçe yazılıp, objektiflikten uzak soyut ifadelerdir. Dünyada gözle görülen elle tutulan fiziksel olaylar ve insanın neye dayanarak havanlaştığını somutlaştırmayan felsefeci, birşeyleri bilse dahi büyük bir ihanetin içerisindedir. İdealistleri buna mecbur edense kralların baskısı, öldürme tehditleri ve kariyerdi. Özellikle günümüzde anlamını tamamen yitirmiş, insanla ilgili yapılan genel tarifi hatırlayıp devam edersek, doğru bildiğimiz çoğu kavramların ne kadar yanlış ve eksik olduğunu daha net anlamış olacağız.
 
İnsan Nedir veya Kimdir: Bugüne kadar bilim dünyasının ortak düşüncesi duygu, his, güdüm, düşünce ve bu düşündüklerini, düzenli seslerle ifade eden canlıya insan denmiştir. Gerçek ahlak ve insani özgürlüğün söz konusu olmadığı bir dünyada, bu tanımlama tamamen doğrudur. Fakat her türlü iğrençliği düzenli dilsel ses ve düşünceyle ifade eden insan ile, diğer taraftan gerçek ahlak, insanlık ve adalet için çaba gösteren insanı, aynı tanımlamayla ifade etmek insanlığa en büyük kötülüktür. Tamamen birbirinden ayrı iki insan karakteri olduğunu, bunların farklı kavramlarla tanımlanması gerektiğine inanmaktayız. Farklı karaktere sahip insandan birisi “Hayvani Güdüleri Yüksek İnsancıklar, diğeri İnsani Güdüleri Daha Yüksek İnsandır”. Bunların tarifi ve isimlerinin şu şekilde olması, her iki karakterdeki yapıyı daha iyi ifade eder.
 
Hayvani Güdüleri Yüksek İnsanscık: (Alt Homo) Açlık, korku, cinsellik, doyumsuzluk, sahip olma, sürekli iktidar, din, cinsiyetçilık ve öldürme gibi güdülerini terbiye etmeyen, hayvanlarla olan ortak özelliklerini sürekli yükselterek yaşayan insansı varlıktır.
 
İnsani Güdüleri Daha Yüksek İnsan: (Üst Homo) Düşünce, sorgu ve bilincini çalıştırıp, kendisi ile hayvanlar arasında, önemli davranış, yaşam farkının olması gerektiğini düşünüp, doğadaki tüm olayları sorgularken hayvani güdülerini terbiye ederek, gerçek insani kültüre uygun yaşayan insandır.
 
Dünya ve insanla ilgili tarihsel evreler doğru okunursa, M.Ö.15 ile 12 milyon yıllarında yarı insansı hareket, davranış gösteren ilk türlerin adına, Hominidler daha sonra Homo Sapiens denilmiştir. Bu tanımlama okuması yazması olmayan, sürekli hayvani güdülerle yaşayan insansı türü tarif ettiği için doğrudur. Daha sonra okuyup, sorgulayan, düşünen, eşitlik, insani özgürlük, hak ve adaletten yana Üst Homo ile, her türlü iğrençliği sürdüren Alt Homo Sapiens'i aynı kavramla tarif etmek, düşünen sorgulayan insana haksızlık ve yok saymaktır.
 
Üst Homo için temel yaşam değeri, bütün istemlerde sınırlı, kültürel olarak daha yüksek, ortak ve eşit yaşamaktır en büyük hedef.  Alt Homo içinse hem geçmişte hem de günümüzde tanrı, din, bilim, teknik, mal, mülk, insanda dahil her şeyi hunharca kullanan, hiçbir şeyde sınır tanımayan doyumsuz canavarlık, iki insan karakteri arasındaki farkın dağlar kadar olduğunu göstermiyor mu?
 
Önemli bu yanlışlığın farkında olan, Üst Homo Karakterdeki felsefeciler gerek geçmişte gerekse günümüzde, Alt Homo İnsansı yapıya hep karşı durmalarına rağmen, nicel ve maddi olarak yeterli olamadıkları için, toplulumlar egemenlerin egolarına göre eğitildiler. Egemenler idealist felsefecileri de yanına alarak, bildiklerini okumakta hiçbir sakınca görmediler. Çarpık bu toptancı hatalı insan tarifinden kurtulmak için, Alt Homo ile Üst Homo karakterle yaşayan insan kesinlikle ayrı tarif edilmelidir.
 
İnsanın yaşam tarihi gözden geçirildiğinde 65 bin yıldır, Üst Homo Karakterle yaşayan insanlar her çağda, bazı küçük topluluk ve bireylerin dışında, varolup olmadıkları neredeyse tartışma konusudur. Alt Homo Karakterle yaşayanlarsa, o gün de bugün de yüksek sayıyı oluşturup, en az 7,5 milyardır. Bunu şu kaynaklara göre ifade ederken, dünyada Üst Homo Karaktere dayanan düşünce yaşamının, henüz toplumsallaşmadığının da kanıtıdır.
 
Alt Homo Sapiens öncesi ve sonrası insan yaşamı, çağların şartlarına göre kıskançlık, didişme, çatışma ve savaşları hep sürdürmüştür. Günümüzde daha modern ve hızla devam ederken, bırakalım insanların birbirini öldürmesini, doğa ve canlıların nesli yok olma noktasına gelmiş bulunuyor. Dünya ve insanlığın bu noktaya gelmesine tanrıcı, talancı Alt Homolardan başkası sebep olmadı. Yaşama Üst Homo Karakter egemen olsaydı, bahsedilen insanlık dışı hayvani olayların hiçbiri yaşanmazdı.
 
Özetlemeye çalıştığımız tüm bu anormalliklere gerek M.Ö.4.Yüzyılda gerekse Orta ve Yeni Çağ’da materyalist felsefeciler, insanın düşünen hayvan olduğu üzerine yıllarca çalışıp tartışarak, bu karakterin aşılması için son nefeslerine kadar uğraştılar. Metafizikçi felsefecilerse hiçbir sorun yokmuş gibi davranıp, kralların tehditlerine boyun eğerek, idealizmi daha da yükseklere çıkarıp, kral, papaz ve kapitalistlerin gönüllerini hep okşadılar.
 
Metafizikçi idealist felsefecilerden Aristolelas, Platon, Thelas, Gottfried Leinz, Geeorg, Wilhem Friedrich Hegel, İmmanuel Kant, Arthur, Thomas Hill Green gibi daha onlarcasını sayabiliriz. Ve bunlar yaptıkları bilimsel çalışmaları idealizme bağlarken, dünyadaki en büyük aptallaştırma hikayesi Tanrı, Âdem ve Havva masalına en ufak eleştiri yapmadıkları için, Alt Homo Karakterli insancıklar sürekli meşruyet kazanıp her şeye hükmetti. Sadece insanın düşünen hayvan olduğyla yetinmişlerdir.
 
İdealist felsefeden güç alan peygamberler, papaz, kardinal, haham, halife, imam, şeyh, kral, merkantalist ve kapitalistler hep birlikte, Alt Homo Karakteri sürekli yücelttiler. Ve yaşam biçimi olarak kutsal tanrı, din, laiklik, ırkçılık, sekülerizm, sermaye, para, kadın ve servet gibi ne varsa hepsini kullanmakta hiçbir sınır, utanma görmediler. Bunları en büyük kültür olarak gösterip, canavar nesiller yetiştirdiler.
 
Sokrates, Demokritos, Heraklitos, Hobbes, La Matrie, Galileo, Marks, Engels, Nietzsche, Sipnoza, Sahrtre gibi daha birçok materyalist felsefeci, Üst Homo Karaktere uygun insanın dünyada çoğalması için, her şeyi göze alıp bildikleri doğrulardan geri adım atmadılar. Sokrates gibi onlarca felsefeci idamla bunun bedelini ödediler. Ve hepsinin ortak düşüncesi, insan düşünen bir hayvandır derken, evren, dünya, canlı cansız tüm varlıklar, toz ve gazların içerisinde bulunan Proton, Nötron, Elektron gibi kuantsal bilinçli enerji hareketi sonucunda oluşmuştur. Bunu Diyalektik Tarihi Materyalist Felsefenin, Evrim Teorisi başta olmak üzere, birçok deneylerle (Emprizm) kanıtlardılar. Böylece insanın Alt Homo Karaktere tamamen teslim olması önlenmiş oldu.
 
Günümüzde ise materyalist düşünenler, devrimciler, demokratlar, gerçek insanlıktan yana olanlar, kendilerini diğer Alt Homo Karakterden hem isim olarak hem de yaşam biçimi açısından ayırmalıdırlar. Artık insanla ilgili iki farklı karakterin varolduğunu, bunu her yapıya dayatarak yaşamalılar. Alt Homo ve Üst Homo karakterdeki insan birbirinden ayrılmadığı sürece, çoğu iyiniyetli temiz insanlar Alt Homo egemenlikte hızlıca yeniden hayvanlaşacaklardır.
                                                                                                                                             
Dikkat edilirse dünyaya hâkim olan din tüccarları, laik, seküler, modern kapitalistler ve de hâlâ idealist felsefe yapanlar, materyalist bilimsel gerçekliği açıktan reddetmeyip modern her imkânı kullanarak, Alt Homo Karakter ile Üst Homo Karakter arasında hiçbir fark yokmuş algısını yaratıp, bunda da bayağı başarılılar.
 
İnsanlık dışı Alt Homo Karakter deşifre edilip zayıflatılmazsa, ilerleyen zamanlarda istemeyen çoğu insan bu karakterin içerisinde kişiliğini kaybedecektir. Alt Homonun din, Tanrı kutsallığı, sınırsız varlık, doyumsuzluk, her türlü erk ve ırkçı karakterin bu zamana kadar normal görülmesi, metafizikçi idealist felsefecilerin insanlığa ihanetlerinin bir sonucudur. Mal ve servetin cazibesine kapılan bizler de buna, dolaylı katkı sunduğumuzu kabul etmek durumundayız. Kötü gidişattaki sorumluluğumuzu bilirsek, diğerlerinden farklılığımızı ortaya koyduğumuz gibi, Üst Homo Karakteristik pratiğe de adım atmış oluruz.
 
KAYNAKÇA:
Politzer- Felsefenin Temel  İlkeleri
Charles Keit Maisels – Uygarlığın Doğuşu. İmge Yayınları
Feliciesn Calleye – Dinler Tarihi.Varlık Yayınları
William H. Mc Neil – Dünya Tarihi. İmge Yayınları
Haluk Hacaloğlu – Zerdüşt Ahuramazda. Ruh ve Madde Yayınları
Ethem Xemgin – Aleviliğin Kökenindeki Mazda İnancı ve Zerdüşt Öğretisi. Berfin Yayınları
M. İlin- E. Segal – İnsan Nasıl İnsan Oldu.  Say Yayınları
Alaaddin Şenel – İlkel Toplumdan Uygar Topluma. Birey Yayınları
Alaaddin Şenel Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi 1.2.3. Cilt.  Kabalcı Yayınları Bilim
Alaaddin Şenel – Siyasal Düşünceler Tarihi. Bilim sanat yayınları.
Abdullah Öcalan Sümer Rahip Devletinden Demokratik Cumhuriyete – Aram Yayınları
Misea Eliade – Şamanizm. İmge Yayınları
Pavul Dolukanov – Eski Ortadoğu'da Çevre ve Etik Yapı. İmge Yayınları
Musa Şanak – Mezopotamya'da Dinlerin Doğuşu. Aram Yayınları
Sigmund Freud – Günlük Yaşamaın Psikopatolojisi. Payel Yayınları
Samuel Noah Kramer – Tarih Sümerde Başlar. Kabalcı yayınları
Eguene Enruquez – Sürüden Devlete. Ayrıntı Yayınları
B. Malinovski – Vahşilerin Cinsel Yaşamı. Kabalcı Yayınları
E. Reed – Kadının Evrimi 1.2. Cilt. Payel Yayınları

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...