Mustafa Güçlü'den
Unutmadım hikayesini sandık altı
kanaviçenin mor söylemindeki gül
Derinliğine açılan yaşanmışlıkların
döküp gittiği çakıl taşlarını suskuda
gözlerime inen kurtların ulumasını
İncelen sular duruyordu sahrada
kanadı koparılmış yusufçuklar gibi
ışık kümesiyle gökyüzüne doğru
koşar adım düşeyazdı kalbim sisle
kalbim sağanaklar kaçağı, uğrağı
Usturasını dayamış hüzün sesine
alnıma koşuyor alnı ak taylarım
Serhat’ta uzaklığın kuyularında ol
akşam kızıl pelerinli bir matador
beyazın tenine yoksulluğu çizen
Unutmadım hikayesini sınır taşlarının
orada dumanlanır mülteci söylenceler
yabanıl nergislerin yeraltı kardeşliğini
bırakıp çimenlerin yüzündeki gümüşe
Kategori: