Sunu

Göksu kullanıcısının resmi
Sa, 27/07/2021 - 02:37 -- Göksu
Uzak deniz akşamlarının parıldayan suları

Destanlar çağını fısıldar 
Ares üfler soluğunu
Yalnızlık rüzgârları iner
Sunaklar adak dolu
           hazırlanır sığır derisi kalkan
           keskin kılıç
           sivri ok
           tunç balta
           alsın can
Alsın daha fazla can
Koşumlar vurulur uçan atlara
Güneş yalım yalım
Dağ taş öfke
Çarpışır zırhlar, parlak tolgalar
Oluk oluk akar kanlar Hades ülkesine
Akbabalar çakallar üşüşür kimsesiz cesetlere
Ay yıkımlardan bezgin gizlenir bulutlara
Bir yıldız kayar her özgürlük savaşçısıyla
Helene döküp saçlarını
Lanetler yazgısını
Kanlı yaşlarla dövünür
Andromakhe
Toprak büyür, sular kabarır
Yırtar geceyi, kadınların ağıtı
         büyür de bölünür yüzyıllar
          taşır cellatla kurbanlarını
          ve aynı özlemle kenetlenir eller birbirine
Uzak deniz akşamlarının parıldayan sularına
Yüzümü uzatırım yaralı uykusuz
Eski kale burçlarında savaşçılar yorgun
                gemileri gözlemektedir
Ve bitmeyen masalın sayfalarıdır çorak ellerimdeki
Arkamda yapay ışıklar, sarhoş kahkahalar dayanılmaz
Çağırır içki şişeleri
Kum dolar ağzım, depreşir acılar
Ağlarım sıcak sıcak…
                 çukurova’da
                 çarçabuk mahallesinde
                 tek göz evinde
                 sardunya
                 fesleğen
                 begonyalarına
Rumca türküler söyler, berber dostum Kandiyeli Kemal
“Altından kayık, margaritten kürek yapıp seni aldıracağım”
Ki şu an son nefesini vermektedir
Madam güler utangaç dişsiz ağzıyla
Romatizmalarından yakınır, dalar gözleri
Bilirim arar, adalarda kalmış gençliğini
                bungun eylül gecelerinin akdenizinde
                doğanın gizini yayarken pan               
                çobanın kavalından
                yüksek dağlara kar inmededir apak
                 havada kekik, adaçayı, iğde kokusu
                 başımda defne, mersin, zeytin dalları
                 gümüş simler lacivert suları işlerken
                 uzanır dünyanın tüm kıyılarından
                 çakıl taşları
                  toplar 
                  boyarım yüreğim rengine
Bu umudu ağlara takılı balıkçı Yorgo için
Bu ekmeği tarlada, madende, fabrikada memetler için
Bu ayrı kentlerin, yazgıları aynı kadınları için
Bu toz toprak sokaklarda oynayan çocuklarımız için
Bu…
Bu kurşunun karşısına ÖLÜMSÜZLÜĞÜ koyabilenler için…

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/18/2024 - 15:42
04/09/2024 - 18:27
04/09/2024 - 14:09
01/30/2024 - 12:13
01/29/2024 - 19:13

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...