Yanlışlarımın sarmalında hayli yıpranınca
Yıldızları kılavuz edindim kendime
Öyle bir parladı ki umutlarım sanırsın zümrüt
Çürümüş balıkçılları sahile gömdüm sabahın serininde
Eve dönerken, anlamsız bir şekilde
Hoşuma gitti yine ismini söylemek
Tepemde korkunç alaycı bir bulut
Ne ettiysem söz geçiremedim gönlüme
Kendine hayrı olmayan kurumuş ağaçlara
Çaput bağladım yalpalayan ay ışığında
Güneşin doğmasına yakın bin hayır diledim,
İnsanı yaşatan tek gerçektir umut
Kolumda saatim yokken
Boz bir baykuşta yansımanı gördüm.
Her iklim şimşekler çaktı uzak dağ eteklerinde,
Kahırlara donandım avlusunda yoksulluğumun
Demek ki böyle geçecekmiş sensiz günler.
Yalnızlığımın girdabında
Seni düşünmeye doğru eski zaman gezgini
Bir kelebek kondu avuçlarıma
Dört defa tekrarladı aynı kelimeyi;
Dedi ki:
''Unut onu, unut, unut, unut!''
Kategori: