Zevkle okuyacağınız iki kitap: “Anamdan İnciler“ ve “Mendil Sen Kokuyordu“

Ali Rıza Aksın kullanıcısının resmi
Necmettin Yalçınkaya, Ozan Yayıncılık‘tan çıkan, Anamdan inciler (12 Eylül‘de de çok güldük Netekim!) kitabıyla neredeyse özdeşti. Anamdan İnciler, 152 Sayfalık, adı üstünde pırıl pırıl, su gibi akıcı bir kitap.

Telefonla tanıştığım Necmettin Yalçınkaya‘nın kitapları elime ulaştığında uzunca bir süre okumadım. Kendimce daha ciddi kitaplarla meşguldüm. Masamda beklettiğim, bir türlü başlayamadığım minnacık bu iki kitabın (Anamdan İnciler ve Mendil Sen Kokuyordu)  önemini, eşim kahkahalar eşliğinde okuyunca anladım. O eşim ki, İsviçre‘ye geldiğinden beri, birkaç kitabın dışında eline bir kitap almamış, alınca da ''off sıkıcı‘‘ deyip bırakanlardandı. Bir merak sardı beni, nesi var ki bu kitapların, vakum gibi çekerler eşimi? Okur okumaz da anladım zaten. Lafı gevelemeden konuşan, olaylara çocuk gözüyle bakan, gösterişten uzak, yalın, kıvrak, içten bir yazarla karşılaştım. Bu bir özelliği, diğer özelliği halktan biri olması... Kahramanları, annemiz, bacımız, dayılarımız, kuzenlerimiz, fırıncımız, bakkalımız, kapı komşumuz vb. insanlar. Aynı şeylere gülüp üzüldüğümüz, aynı duyguları paylaştığımız tanıdık tipler. Bizim gibi kazanan, bizim gibi kaybeden, bizim gibi dövüşen, bizim gibi hapis yatanlar. Bizim taraftan yani…

Bu yönüyle Anamdan İnciler, örnek bir kitap. Kars’tan tutunamayıp, İzmir’e yerleşmiş dokuz çocuklu bir aile. Dile kolay. Şehirli olmanın güçlüğünü,  etinden kemiğinden hisseden bir anne, çalışan bir baba, işli-işsiz çocuklar ve de küçük Necmettin. İzmir’e geldiklerinden beri annesinin her hareketini, yaşanan her depremi bilince çıkaran zeki bir çocuk. Büyür büyümez de devrimci olur zaten. Bu sefer roller değişir, anne oğlunu izlemeye başlar.  Ama öyle körü körüne değil... Eleştiren, hicveden, yeren, yücelten bir bakış açısıyla. Nasıl ki yoksulluğun, köyden inişin, hor görülmenin zorlukları karşısında zekâsını, mizahını ve kurnazlığını kullanarak mücadele etmişse, 12 Eylül ve sonrasında da kâh bir örgüt liderine, kâh polise, kâh gardiyana, kâh bir devlet görevlisine kafa tutmasını bilir anne.  Ama yöntemi kendincedir, annecedir, kadıncadır. Anamdan İnciler, kadının sinerjisini, öfkesini, zekâsını, vicdanını yanına almayanların başarılı olamayacağının en açık kanıtıdır. Kitap, annenin etrafında dönen, küçük küçük anekdotlardan oluşur. Zevkle, gülerek okuyacağınız zekâ parıltılarıyla doludur. Annenin şahsında, zulme karşı direnen Anadolu insanının prototipi saklıdır. Annemin İncilerini okurken gözlerimin önünde, şehir çetelerine,  saray entrikalarına karşı direnen bir Keloğlan, şeriata karşı aklın temsilciliğini yapan bir Nasrettin Hoca, İncili Çavuşlar, Bekri Mustafalar, Bektaşi babalar, Neyzen Teyfikler ve de çağdaş yazarlarımızdan Aziz Nesinlerle, Rıfat Ilgazlar geçti.

Necmettin Yalçınkaya’nın ‘’Mendil Sen Kokuyordu’’ adlı öykü kitabı ise edebi bakımından kusursuz bir eser. Ozan Yayıncılığın özenerek hazırladığı,170 sayfalık sıcacık bir eser.  Sağlam örgüsü, güçlü betimlemeleri, anlaşılır, duru diliyle elinizden düşürmeyeceğiniz bir kitap.

Yalçınkaya'nın eserleri, yorgunluk atmak için gölgesine çekileceğiniz bir su başı selvisi, başınız ağrıdığında kullanacağınız bir aspirin, keyifle yiyeceğiniz hafif bir yemek. Gülmek, düşünmek ve stress atmak için bire bir...

23.10.2013. Zürich

Ali Rıza Aksın

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...