Demokrasi, İnsanlık Öldü Başın Sağolsun Avrupa ve Dünya!

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Kimse kimseyi aldatıp entelektüel boğuntuyla oyalamasın. Günümüz gerçekliğinde eleştirilecek birçok yönleri olmasına rağmen Rusya, Çin ve Kuzey Kore’nin mevcut yapıları, emperyalizmi sınırlamada önemli bir güçtür.

Başta kendi halkları olmak üzere çevrelerini koruyacak yapıda olmaları, emperyalist saldırganları ciddi anlamda korkutup frenliyor. Bu devletler yeniden 21. yüzyıl gerçekliğine göre, insani enternasyonal blok şekline dönüştürülürse ezilenler, horlananlar için yeniden önemli bir umut olacaktır.  Çünkü şimdiye kadar dünyanın en demokrat ülkeleri olarak bilinen Avrupa, hiçbir halkı ve toplumu net olarak insani haklarına kavuşturmadığı gibi, bilinçli olarak sürekli sürüncemede bıraktı. Halk deyimiyle bu bir Çin işkencesidir.
Avrupa ve kıta ötesi batılı ülkeler başta olmak üzere birlikte hareket edenler, Ukrayna Savaşı ve Rojava Komün Yönetimi’nin oluşumuna kadar demokrasi, hümanizm, inanç, liberalizm oyunlarını çok güzel oynadılar. Gel ki bizim gibi düşünenlerin çoğu, batılıların bu yalanlarına hiçbir zaman inanmadı. Ancak sosyalistlerin tutunacak başka güçlü, samimi bir alternatiflerinin olmaması yanında, enternasyonalist örgütlenme umuduyla, Avrupa üzerinde yoğunlaşıldı sürekli. Ne hazindir ki bu da başarılamadı. Diğer taraftan insanların çoğu, kapitalistlerin tüm yalan ve hilelerine inanmaya devam etti ve inanmayı da sürdürüyor.
 
Konuyu uzatmadan ifade etmeye çalışacağım. Asırlardır devrimci, sosyalist milyarlarca insan, sosyal ve siyasal konularda yazdı, konuştu, canıyla malıyla direndiği halde, fazla bir şey değiştiremediler. Tam tersine sahtekâr demokratlar, hümanistler, solcular, komünistler ve sözde kutsal inançlılar, üçlü oynayıp kapitalistlerin yanında yer aldılar. Bu aymazlık ve üçyüzlülükten güç alan kapitalistler ve işbirlikçileri, insanlığı istedikleri gibi yönlendirmekte adeta dört nala koştular. Son 2022 yılında yaşanan şu gerçekler, insanlığın tamamen bittiğini fazlasıyla ifade etmeye yetti.
 
Kapitalistlerin çıkarlarına göre ördükleri demokrasi ve hümanizmin öldüğünü, Rusya’nın Ukrayna’ya, Türkiye’nin Rojava ve sınır ötelerine saldırarak asker, sivil demeden insanları katletmesi, şimdiye kadar üstü örtülen işbirliklerini de deşifre etmeye yetti. Türkiye gibi yayılmacı faşist emelleri olan ülkelerin, Rusya, Amerika ve Avrupa’nın destek ve de onayını almadan, hiçbir yere saldırmayacağını tüm dünya biliyor. Ne var ki, sosyalist ve komünistler yüzyıllardır bunlardan bir dirhem ders çıkarmış değiller.
 
En az dünyada üç yüzyıldır sosyalist örgütlenme olmasına rağmen, hâlâ ezilen, ötekileştirilenleri gerçek anlamda koruyan komünist bir sistem yoksa, bundan sosyalist ve demokratım diyenlerin utanması lazım. Kapitalistler sömürü ve masalsı inanç üzerine nasıl ki sistemlerini kurduysa, sosyalistlerde kendilerini koruyacak uluslararası askeri, teknolojik ve siyasal yapılarını oluşturmak zorundaydı. Maalesef gelinen noktada sosyalist ve komünistlerin yaptıkları en büyük iş, entelektüel gevezelik oldu. Teorik, stratejik, politik ve askeri açıdan nerede, nasıl bir yanlışlık, eksiklik olduğunu gören, ifade eden bir otoritenin çıkmaması, eleştirilerin haklılığını kanıtlamaktadır.
 
Kapitalistler fabrika kurup silah, teknoloji üreterek dünyaya hükmederken, bunu bilen sosyalistler neden alternatif oluşturmadılar? Aksine geçmişte oluşturulan Sosyalist Blok’u komünistim diyenler dağıtmak için kapitalistlerden daha fazla saldırdılar. Sosyalist ülkelerin yönetimlerinde siyasal hatalar, eksiklikler bilinenden daha fazlaydı. Fakat bu demek inşa edilen sosyalist yapıya düşmanca saldırmak değildi. Bilimsel, enternasyonalist entelektüel birikimle, daha doğru olanı inşa etmek mümkündü. Bununla en azından temel yapı korunurken, mevcut oluşuma uymayanlar serbest bırakılıp, kafalarını emperyalist duvara vurduklarında, kendiliklerinden geri dönecekleri bilmeliydi. Yaşanan tüm olaylardan şu sonuçları rahatlıkla çıkarabiliyoruz.
 
Dünya çapında öne çıkmış sosyalist lider ve teorisyenler, ya kapitalist batının ileride nasıl ve ne şekilde hareket edeceğini iyi analiz etmediler. Ya da makam, mevki, kariyer sahibi olunca, gelecekle ilgili analiz ve öngörülere gerek duymadılar. Olan darbelerse, kendisini sosyalist çatı altında görmek isteyen emekçi sınıf ve halklara oldu. Bugün bunun acımasız bedelini özgürlüğe, insanca yaşama susamış halklar, en ağır şekilde ödüyor.
 
Kimse kimseyi aldatıp entelektüel boğuntuyla oyalamasın. Günümüz gerçekliğinde eleştirilecek birçok yönleri olmasına rağmen Rusya, Çin ve Kuzey Kore’nin mevcut yapıları, emperyalizmi sınırlamada önemli bir güçtür. Başta kendi halkları olmak üzere çevrelerini koruyacak yapıda olmaları, emperyalist saldırganları ciddi anlamda korkutup frenliyor. Bu devletler yeniden 21. yüzyıl gerçekliğine göre, insani enternasyonal blok şekline dönüştürülürse ezilenler, horlananlar için yeniden önemli bir umut olacaktır.  Çünkü şimdiye kadar dünyanın en demokrat ülkeleri olarak bilinen Avrupa, hiçbir halkı ve toplumu net olarak insani haklarına kavuşturmadığı gibi, bilinçli olarak sürekli sürüncemede bıraktı. Halk deyimiyle bu bir Çin işkencesidir.
 
Benzer bir örnekse; Kürt Özgürlük Hareketi, sosyalist geçmişten gelip önemli dersler çıkararak, kırk yıllık kesintisiz devrimci insanlık mücadelesi vermesine rağmen, Avrupa ülkelerinin hiçbiri, Kürtleri gerçek anlamda korumadı, koruma gibi bir düşünceleri de yok. Somut olarak yaşanan bu olaylar, tüm sosyalist ve komünistleri utandırmaya yetiyor. Kürt Özgürlük hareketinin eleştirilecek yönleri olsa da Varşova Paktı’nın dağıtılmasındaki gibi acımasız, düşmanca saldırarak değil bu gücünü korumasına yardımcı olmak, her sosyalist için büyük bir varlık olarak görülmeliydi. Unutmayalım en küçük sosyalist oluşum, tüm sosyalistler için her zaman bir umut, barınak ve kazanımdır.
 
Yerinde oturup sürekli diyalektik, evrim, devrim, bilim, insanlık, kurtuluş naraları atmak, hiç kimseyi bir adım ileriye götürmedi. Ve bunun sonuçlarının ne kadar ağır olduğu artık kabul edilip, ona göre daha samimi ve mütevazi olunmalıdır. Türkiye gibi faşist devlet ve oluşumlar, sosyalistlerin bu eksikliklerini bildikleri için dizginlenememekte. Üstelik üçyüzlü batılıların desteğini alıp, tüm iğrenç saldırılarını rahatlıkla yapabiliyor. Gelinen aşamada ya bunları tüm insanlık sinesine çekip birbirinin yüzüne baka baka onursuzca yok olacak. Veya sosyalistler tüm olumsuzluk ve saplantılardan arınıp birleşerek, gerçek adaleti, insanlığı yeniden yeşertmek zorundalar. Bu iki seçenekten başka bir yol olmadığını herkes görüp anlamalı, Köşemizden ahkâm kesmenin zamanı çoktan bitti. Tüm insanlık hareketlerine maddi manevi destek vermek, gerçek sosyalistlerin asli görevi olduğu unutulmamalı.
Cemal ZÖNGÜR
 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...