HOÇVANA KISA BİR YOLCULUK (2)

Kerem Atbaş kullanıcısının resmi
Taktiksel olarak uygulamaya koyduğumuz; Bahçede yüksek sesle konuşma taktiğimiz kısa sürede sonuç vermişti bile. Ziyaretçilerimiz birer ikişer gelmeye başladılar. Kimi Köylülerimiz, misafir gittiğimiz eve dargın olduklarından dolayı gelemiyorlarmış, kimisi, bir diğer komşusuyla yıllar öncesine dayanan dargınlıkları varmış halen devam ediyormuş vb. gibi ceviz kabuğunu doldurmayan bahaneler neticesinden ötürü kimse kimseye selam vermiyormuş...
 
 

Gelenler, hatırımız için geldiklerini beyan ediyorlardı...

Kısa süre içerisinde bütün komşularımızın etrafımızda  kümelendiklerini gördük ve bizleri, oldukça  sevindirmişti. Bazıları çaktırmadan oturdukları yerden birbirlerine sırtlarını dönmüş  vaziyete oldukları  gözlerden kaçmıyordu...

Bahçede hummalı bir çalışma devam ediyordu... Kısa  süre içerisinde güzel şeyler başarılıyordu! Sayı  olarak  azda olsalar misafirperverlikleri ön plandaydı... Köyümüzün  gençleri  uzaktan gelen biz misafirlerine hizmet etmek için birbirleriyle adeta yarışıyorlardı...

 

Bahçeye  masa  ve sandalyeler yerleştirilmiş  hep birlikte oturduk.

 Komşu köylerden gelen misafirlerimiz de vardı.

Gittiğimizin ikinci gününde bütün köylülerimiz ile komşu köylerden gelen  dostlarımızı  etrafımızda görmek  olumlu bir gelişmeyle birlikte  bizleri oldukça memnun etmişti...

İkram edilecek çaylar  demlenmiş ateşin közünde hazırda bekletiliyordu...

Kürtlerin mesken tutukları alanlar dağlarıdır... Köyümüz Merkezi  yerleşim  bölgelerinden uzak yaşam ve ulaşım  koşullarının güç olan bir yerleşim yeridir...

 

Böylesi yerleri seçmelerindeki amaçları  varlıklarını koruyabilmek içindir... Köyümüz; Kısır dağının eteklerinde kurulmuş küçük ve şirin bir köydür...

Günümüzde ulaşımın kolay hale getirilmesi çokta işe yaradığı söylenemez... Çünkü nüfusun ezici çoğunluğu göç etmiş durumda…

Köyün temiz ve berrak havası altında sıcak çaylar  ikram edildi  ve köylülerimizle birlikte koyu bir sohbete daldık...

 

 

Bir  sıkıntılarının  olduğunu gözlemledim ve o sıkıntıları gözlerden kaçmıyordu...

Acaba  nedir diye düşünmeden kendimi alamıyordum... Yanımda oturan amcam kulağıma bir şeyler fısıldadı

 

"Ben dâhil olmak üzere hepimiz sana karşı çok mahcubuz" Hayırdır neden diye sormamı tamamlamadan... "Nedenimi kaldı uzun yılardır  çektiğin bunca esaret ve sürgünden sonra köyüne sağ salim döndüğün için bizleri şereflendirdin... Bizler, senin gelişini nasıl karşıladık... Ne yaptık?

 Bir kurban bile kesemedik ve bir şey  yapamadığımızın derin Suçluluğu ile  ezikliğini hepimiz yaşıyoruz"... dedi.

O Konuda rahat olmalarını ve gönüllerini hoş tutmalarını söyledim... İnsanlarımızın gönüllerini  almasını  becerirsen sohbetleri hoştur.

Besledikleri hayvanları hiç pahasına sattıkları  halde  yine de, alıcısı yok derecede olmamasından dert yakınıyorlardı...

Dışarıdan getirilen ithal hayvanlar piyasayı düşürmüştü...

Sahipsiz ve biçare kaldıklarını dile getiriyorlardı... Böyle devam ederse kalan yaşlıların dışındakilerde göç edeceklerini söylüyorlardı... 

 

Cılavuz'un Mamaş köyünden gelen misafirlerimiz anlatıyorlardı.!!!

"Susuz ilçe olmaktan çıkarılmış belde konumuna düşürülmüştü"

Devamında ekliyorlardı "Biz köylülere; bundan böyle köy meralarını otarmama yönünden resmi yollardan yazılı uyarı geldi ve bu sene hayvanlarımızı dışarı salmadık perişan durumundayız... Ne yapacağımızı bilmiyoruz... Devlet; Meralarımıza yasak getirdi... Devlet bununla yetinse sorun değildir. Peyderpey bütün her şeyimize el koyacak."

Konuyu biraz daha  açık ve anlaşılır duruma getirmek için ve yine gündemleştirmek açısından başından sonuna kadar neler olup bitiğini sorup anlatmasını söyledim!!!

Asıl can alıcı nokta şudur;

Şehirlere göç edenlerin dikkatine?

 

"Göle ovası kimsesiz ve  kan ağlıyor;  Büyük firmalara pazarlanıyor bugün yarın satılacak. Halk deyimi ile (Göle çayırı )O çayırda büyük hayvan çiftlikleri kurulacakmış... Yetiştirilecek olan hayvanların geniş otlaklara ihtiyacı vardır...

Dolayısıyla merkezi yer Göle olmak üzere, Susuz’ un büyük kısımı ile Hoçvan'ın büyük bölümü O iş için şimdiden seçilmiş durumda...

Köylerinden  göç edenlerin arazileri cazip fiyatlarla ellerinden alınacak ve büyük firmalara devredilecek... Merkezi köy sistemine geçilecek meralarımıza bu plan dâhilinde yasak getirilmiş durumda, bununla yetinseler dünden razıyız. Köylerden göç edenlerin arazileri ellerinden alındıktan sonra  hiç bir şeyin tadı tuzu kalmaz... Bizim gibi  küçük üreticiler iflas edecektir" dedi.

Göle’nin merkezinde oturan akrabamıza misafir olduk...Hal hatır sorulduktan sonra çay  kahve ikramına geçildi ve o arada genel gidişatla ilgili durumlarını sorduk  sorduğumuza pişman olduk!!!

85 Yaşında ki akrabamızın anlatımları? "Sahipsiz kaldık! Haklarımızı dile getirip savunan hiç kimsemiz yok... İçim yanıyor 85 yaşındayım bu yaşımdan sonra nereye gidebilirim ki? Toprağımda ölmek istiyorum beni toprağıma gömün; Göle’nin çayırı satılıyormuş bugün yarın satılacakmış hayvansal ürünlerin mamul hale getiren entegre tesisler kurulacakmış. Büyük hayvan çiftlikleri kurulacakmış Meralarımız elden gidiyor, peki biz ne olacağız. Bizim buralar İstanbul'da pazarlanıyor. Çayırın satıldığından kimin haberi vardır?"  

Herkes suskun neden?

Devam edecek...
 
 
Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...