Üç ’’Banyan’’ bir halk ve güzel Paris!

Yusuf Değirmenci kullanıcısının resmi
“Kimin için öldüysen,

ödülünü ondan bekle.”   
Ömer Hayyam
 
“En büyük felaket ölümdür” der Cervantes. Acı ile buluşturur. Ve insanın en yoğun yaşadığı duygu acı duygusudur. Alt üst eder ve bazen doğrunun sınırına varmana yardımcı veriler sunar. Kendine getirir, bilincin aktif halini senle buluşturur. Kabullenemediğimiz gerçeklerin ölümle ortaya çıkması, bizi biz eder o acıda. Toplumsal acı alışık olduğumuz bir acı. Çoğu zaman sıradan yaklaşırız. Bazen ötelediğimiz, bazen boş verdiğimiz bir acı. Sıradan duygu ve düşüncelerle ele aldığımız bir gerçekliktir bazen. Oysa sıradanlık, bireyi toplumdan çalan bir yitimdir. Bu anlamda Sakine, Fidan ve Leyla, birey olmanın toplumsal buluşmasıdır. Bunu biliyorlardı ve...
****
 
Türlü türlü ölüm var. İnsan ölüme hep yakın yaşar. Bazıları ise hep içinde yaşar. Özellikle devrimci bir yaşamın sahibiysen, ölüm senin yaşamının parçası olarak bir detaydır. Yaşamak ne kadar değerli ise ölüm de o kadar değerlidir bazen. İnsan, güzelliğin de çirkinliğin de yaratıcısıdır. Bir de “yaşamı uğruna ölecek kadar sevenler” var. İşte yaşamın ölümle buluştuğu yerde, üç kadın toplumsal ruhun duyarlılığını ifade ediyor. Ölürken güzel bir yaşam bırakmak, herkesin başaramayacağı bir örnektir. “Banyan” ağaçları hariç...
 
****
 
Ölümün karanlık yüzü toplumsal bir duyarlılığa dönüşüyorsa, orada bir devrimci moral yaratılmıştır. O toplumsal duyarlılığın adı Sakine, Fidan ve Leyla’dır. Üç kadın, üç yaşam, bir toplum; ölümü canlı kılıyorsa, her ölümün bir anlamı var demektir. Ölüm denilen şey bilinçli bir moral kaynağına dönüşüyorsa ve coşkunun yarattığı beraberlik, hep bir ağızda somutlaşıyorsa orada hiç kimse ölmemiştir. Demek ki ölüm diye bir şey yoktur. Özellikle yoktur. Çünkü bazı ölümler başarının ve güzelliğin tohumudur. Çoğaltır, ‘banyan’ ağaçları gibi.
 
****
 
Her ölümün bir rengi var. Bu ölümün rengi Sakine, Fidan ve Leyla’dır. Kurdi bir renktir. Dünyaya sığmıyor... Özgürlüğün tüm aşamalarını içinde saklıyor. Diğer bir anlamı ile alışılmış, bilindik, zor, tarihsel ve toplumsal bir bedel... Ve de kadın olmanın yarattığı değişimin sınıfsal rengine tahammülsüzlük... Çok önemli bir katliam! Anlaşılıyor ki güzel, başarılı, sevilene karşı bir darbedir. Bir katliam, hesabı sorulası işte! Orada, Paris’te duruyor.
 
****
 
On binlerce insanın bir aradalığı, o özgürlüğe aşık kadınların bıraktığı bir mirastır. Ve de miras paylaşıldığında güzeldir. Görmek, duymak ve haykırmanın özgür beraberliğinde, bu bilinç, ölümü ötelemedi... Sıradanlığın üstüne üstüne gitmenin zorunluğunu da hatırlattı. Sahiplenmenin yarattığı ortak irade, tüm değerlere ne kadar bağlı olduğumuzun da ifadesi oldu. Bu katliam gösteriyor ki, hayat ve toplum özgürlüğü hedeflemiş kadınlarla güzeldir. Bu bilincin adı ölüm değil, sahiplenmenin ufukta yarattığı bir şiir gibi, özgürlüğü içselleştirmiş kadınların, irade ve özgür kimliğidir.
 
****
 
Sahiplenmek özgürlüğe susamış, hayallerini adım adım takibe alan yaşamlara saygının moral değeridir aynı zamanda. Bir bilinçtir yarına bırakılan bu ölümde. “Her ölüm erken ölümdür” belki ama bu sıradan ölümlere de bir tepkidir. “Ölmek bazı insanlara yakışıyor” derler ya, işte tam burada yaşam başlıyor. “Banyan” denmesi ne kadar da anlamlı bir belirleme, bereketin tomurcukları toprağı şımartıyor. Demek ki Sakine, Fidan ve Leyla toprağı sevindiren birer ormandır. Nefestir ve nefes yaşatır.

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...