Dil mi İnsana Kimlik Kazandırır Düşünce mi?

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
(Dil ile düşünce arasında yadsınamaz, sıkı bir bağ vardır. Dil, düşüncenin; düşünce de dilin, bir kâğıdın iki yüzü gibi birbirinden ayrılmaz parçasıdır. Dil düşüncenin kalıbıdır, kabıdır, taşıtıdır. Düşünceyi somutlaştıran dildir. Dille somutlaşmayan düşünce, düşünce değildir. Aristotelas) Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf "Felsefeye Giriş ve Sosyolojiye Giriş" Ders Notları, Ömer Yıldırım.

       
Dili; bilimsel (Lingustik) sistematiğe sahip gelişkin, özgür olmayan toplum ve yönetimlerin, düşüncesi özgür olsa bile, tek başına kimlik kazandırmaya yetmez. Dil ile düşünce bütünlük taşımasına rağmen, çoğu toplumlar, bazen dili bazen de düşünceyi öne çıkarmalarıyla, ikisini de durağan (Statik) şekle sokmaktadırlar.
 
Kimlik Nedir? Sınırsız gelişime sahip insan bilincindeki duygu, düşünce ve hislerini tartışıp, tasarlayarak ses, hareketlerle gerçekleşmesini sağlayan dilin doğal, somut ifadesi demektir. Bunu yok saymak, basite almak ya da asimile etmek, insanı hayvanlar gibi işaret ve taklitlerle yaşama mecbur etmektir. Türkiyeli çoğu insan, kimliği sadece ad, soyadı, nereli olduğu ve inancın yer aldığı kâğıt parçası olarak gören, absürt bir anlayışa sahiptir. Dili ya da anadili basit bir iletişim aracı şeklinde görmek, esasında, kişiliğin temeli doğal insani yapısnı yok saymaktır.
 
Herhangi birey veya toplum, kendi anadili yerine başka bir dille, duygu ve düşüncelerini her ne kadar ifade etse de bilinçaltında, ciddi bir aşağılık psikolojisine sahiptir. Bu da istisnaların dışında, her zaman kompleksle yaşamaktır. Ve sonuç itibarıyla çoğu insanda görülen komplesk, bencil, egoist, ırkçı duyguların varlığı, dil ve düşüncenin eşit şekilde öğrenilmemesinin bir sonucudur. İnsanlar kimlik, kişilik kazanırken dil, düşünsel kültürünü hangi ortamda nasıl öğrendiği büyük öneme sahiptir.
 
Dil ve düşüncenin, insan bilinç, duygu yapısında var olmaya başlaması, özellikle Yakın Paleolitik Çağ’dan itibaren, doğal içgüdüsellikle aynı anda başlamıştır. Ancak dilin kelime ve dilbilgisi (Gramatik) yapısı gelişmeyen toplumların, düşünceleri hep yarım, eksik, yanlış ve yetersiz ifadeye sahiptir. Dil gelişmeden düşünce gelişmiş olsa dahi kimlik, ulusal ve toplumsal yapılar her zaman sorunludur.
 
Dil, kimlik, ulusal konuda, bireylerden tutalım devletler ve siyasi yapılar arasında, akıl almayacak şekilde ciddi bilinç bulanıklığı, bilgi karmaşası mevcuttur. Aslında egemen olan siyasi yapılar, bu karmaşıklığı bilinçli yaratmaktadırlar. Çünkü insanın kimlik ve kişilik kazanmasında dil ile düşünce eşit kavratıldığında, insanlar egoist, maddiyatçı güdülerin zayıflaması gerektiği bilincine ulaşıyor. Maddiyata tapınan birey ve devlet yönetimleri, toplumun bu gerçeği öğrenmesini engellemek için, şu taktikleri hep uyguladıkları görülür. 
 
Bazen dili öne çıkarırken ya düşünceyi basite alırlar veya düşünceyi öne çıkarıp dili basitleştirerek hedeflerine ulaşmaktadırlar. Diline sahip çıkmayıp sıradan basit iletişim aracı gören her toplum, başkaları tarafından rahatlıkla asimile edildiklerinden, kim oldukları belli olmayan anormallikle yaşarlar. Buna Türkiye çarpıcı bir örnektir. Genel anlamda siyasi düşüncelerin dil ve düşüncelere nasıl baktıklarının kısa özeti şu şekildedir.   

  1. Dünyanın her toplumunda sağcı muhafazakâr ırkçılar; daha çok dil ve dini temel kimlik aracı olarak görüp millet, ulus adıyla bunu yüceltirken, faşizan karaktere dönüşmektedirler. Irkçı muhafazakârların dili öne çıkarmaları demek, her zaman dillerini bilimsel olarak geliştirdikleri anlamına gelmiyor.
  1. Tek Tanrıcı Dindarlarsa; dini yüceltip dinin tek değer olduğu, bunun insana her şeyi kazandırdığı ukalalığıyla, dil başta olmak üzere evrensel düşünmeyi çöpe atıp, yalnızca dine dayanan kimlik ve kişilikle yaşarlar. Herkesin kendileri gibi inanması için sürekli savaş ve çatışmalara sebep olanlardandır.
  1. Sol ve sosyalistlerse; sahip oldukları siyasi felsefi düşüncenin insana kimlik, kişilik kazandırmada yeterli olduğu yanılgısıyla, hak etmedikleri büyük bir hataya düşüyorlar.  Bu hata, halkların konuştukları anadillerini, sıradan basit iletişim aracı olarak görmeleridir. Ve egemen olan dili dolaylı ya da direkt dayatmaları, çoğu toplulukların sakat bir kimlik kişilik kazanmasına sebeptir. Sosyalistler; dil ve kültürlerin birbirlerini doğal şekilde asimile etmesine genelde fırsat tanımıyorlar. Toplumlara egemen olan her üç anlayışın, insanlara yanlış, eksik kimlik, kişilik kazandırdıklarını, toplumlar arasındaki siyasal, kültürel ve ekonomik uçurumlardan biliyoruz.

Diğer bir handikapsa, insan üzerine ne kadar fazla düşünülüp incelemeler yapılsa da insan denen canlıyı, her konuda yüzde yüz istenilen niteliğe getirilememesidir. Doğada kendisi için ve diğer canlı cansız varlıkların gelecekte neleri yaşayacağı üzerine düşünce belirtip, güzellikler yaratan tek varlık insandır. Aynı şekilde tasarlayarak kendi cinsi başta olmak üzere, diğer her varlığa canavarca saldırıp yok eden yine insandır. İşte insandaki bu canavarlığı zayıflatmanın tek yolu, dil ve düşünceyi doğru, bilimsel, yeterli derecede, eşit şekilde öğretmektir. 
 
Kimlik, kişilik kazanmada “Dil ve Düşünce” her şeyden önce gelirken, diğer olgularda göz ardı edilmemeli. Dili, düşüncesi zayıf gelişmemiş kişi ve toplumlar, içgüdüsel egoları doğrultusunda yaşamak zorunda kalırlar. İnsanın bu yapıdan kurtulması, insani özelliğe sahip canlı olarak ifade etmek için, anadil ve doğru düşünceyi tam, eksiksiz öğrenmesiyle mümkündür. Buna rağmen dil, kültür, millet ve ulusalcılığı anormalleştirme de Türkiye’nin eline kimse su dökemez.
 
Selçuklular ve Osmanlı egemen oldukları halde, gönüllü olarak kendi anadilinden tamamen vazgeçip, Farsça ve Arapçayı anadil kabul ederek, kendi kendilerini asimile etmişlerdir. Aynı yolu sürdüren Cumhuriyetçilerse, sözde Türkçe dile geçildi adıyla, Latin Harflerini kabul ederken, Arapça ve diğer dillerden kelimelere Türkçe ekler yapmakla, Türkçe konuşulduğuna inanılması, Anadolu halkları için en büyük kültür katliamıdır.
 
Türkiye’nin yaklaşık 1500 yıldır yaşadığı ve hâlâ yaşamaya devam ettiği tüm anormalliklerin ana kaynağı, dil, kültür ve düşünceye bilimsel yaklaşmamasıdır. Üstelik Arap İslam dil ve inancıyla kendisini asimle ettikleri yetmeyip, birlikte yaşadığı halklardan Kürt, Çerkez, Laz, Hemşin, Gürcü, Ermeni, Rum, Laz vb. dilleri yok sayması, dil ve düşünceden  uzak sürüleştirmektir.
 
Türkiye’nin bu ideolojisinden direkt dolaylı etkilenen sol, sosyalist ve Aleviler dil, siyaset, inanç konusunda, Türkiye’ye benzer kafa karışıklığına sahipler. Dil basit iletişim aracı görülürken, yalnızca inanç veya siyasal felsefeyi yüceltip kimlik, kişilik kazanılacağını düşünmek, bilimsel felsefeye tamamen ters bir durumdur. Dil bu yüzden kimlik kazanmak için en önemli doğal ve insani araçtır. İnsan dinini, inancını, düşüncesini kolayca değiştirip, ondan vaz geçerken zor, baskı altında kalmadıkça anadilinden asla vaz geçmez. Bu gerçekliği her birey ve toplum bilmelidir.
 
Kaynak Not:
Türkçe Dil ve Kelimelerin Genel Toplamı:
Türkçe------------------------------------------------------------------------------------------------------------------428
Arapça----------------------------------------------------------------------------------------------------------------1305
Farsça-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------464
Fransızca---------------------------------------------------------------------------------------------------------------502
Latince-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------31
İtalyanca---------------------------------------------------------------------------------------------------------------111 
Yunanca-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------79
İngilizce-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------72
İbranice-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------5
Sanskritçe---------------------------------------------------------------------------------------------------------------15
Grekçe-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------29
Ermenice-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------5
Almanca------------------------------------------------------------------------------------------------------------------8
Moğolca-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------14
Çince---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------10
Rumca---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------8
Rusça----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------6
Sümerce------------------------------------------------------------------------------------------------------------------3
Pehlevice-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------3
Ceneviz-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------4
Tibet-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------2
Tatar-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------2
Macar----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------2
Amerikanca--------------------------------------------------------------------------------------------------------------3
Haramice-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------3
Bulgarca.........................................................................................................1                           
Ülke Toplamı = 26                                                                Kelime Toplamı = 3169                   
                                                                                                         
Sayı ve Yüzdesi
Tablodan da anlaşılacağı gibi, Türkçe kökenli kelimeler: Adeti: 428- %13,86
Yabancı Kelimeler sayısı ve yüzdesi: Adeti: 2741- %86,13
 
Bu tablo Selçuklulardan, Cumhuriyetin son günlerine kadar getirmiş olduğu “Dil ve Kültür” anlayışının ne kadar yavan ve yanlış olduğunu çok açık bir şekilde göstermektedir.
 
Kaynaklar:
Muharrem Ergin- Türk Dili Ders Kitabı
Ali Kemal Meram- Padişah Anaları
Yalçın Küçük- Türkiye Üzerine Tezler
Ali Püsküllüoğlu- Türkçe Sözlük
İ. Zeki Eyupoğlu- Türkçe Sözlük
Kemal Kara- Osmanlı Tarihi Ders Kitabı. Lise 1-2-3
Cemal Zöngür- Türkleri Yeniden Tanımak. Ozan Yay.
Alaaddin Şenel- İlkel Toplumdan Uygar Topluma. Birey Toplum Yay.
Pavel Dolukanaov- Eski Orta Doğu’da Çevre ve Etik Yapı. İmge Yay.
Sigmund Freud- Günlük Yaşamın Psikolojisi

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...