Kısa öykü edebiyatın gerillası

Deniz Faruk Zeren kullanıcısının resmi
Faruk Deniz Zeren, uzun yıllarını hapishanede geçirmiş bir yazar. Daha önce bir şiir kitabı yayımlanan yazarın ilk öykü kitabı “Yasak Kitap”, geçtiğimiz günlerde Patika Yayınları’ndan çıktı. Yirmi beş öyküden oluşan kitabın karakterleri, Zeren’in deyişiyle, “işçiler, hamallar, çocuklar, ağaçlar, kuşlar, uçurtmalar, şehir ve dağlarda yaşayan devrimciler”... Zeren ile öykülerini konuştuk. ‘Yasak Kitap’la öyküye adım atan yazar, “Bu adımı nasıl attığım, doğru mu yanlış mı yürüdüğüm elbette okur tepkileri ile açığa çıkacak” diyor.

Edebiyatın gerillası

“Kısa öykü deyim yerindeyse edebiyatın gerillasıdır. Gösterir gibi yapar, sonra vurup kaçar” diyen Zeren, kitaptaki öyküleri ise şöyle anlatıyor: “Toplam yirmi beş öykü var. Bu öykülerden bazıları dergilerle yayımlandı. Bir iki tanesi bazı yarışmalardan ödül aldı. İçeride yazılanlar da var; ama çoğunlukla dışarıda yazılan öyküler. Kitapta, toplumun görmediği, bilmediği, anlamadığı insanları en insan yanlarıyla anlatmaya çalıştım. Bilinmeyeni bilmek, görünmeyeni görmek ve anlatmak amacındayım.”



Gerilla doğru anlatılmalı

Zeren’in edebiyatın işlediği karakterlerle ilgili bir de eleştirisi var. Gerilla gerçekliğinin edebiyata yeterli ve doğru biçimde dahil edilmediğini düşünüyor ve şunları söylüyor: “Bu topraklardan Sinan Cemgil’lerden, İbrahim Kaypakkaya’lardan bu yana gerillacılık var. Kürt Özgürlük Hareketi’yle kitleselleşen, derinleşip yaygınlaşan bir gerillacılık. Kahramanlıkları, zaferleri ve yenilgileri, toplumsal değişimdeki önemli rolleri edebiyata yeterince konu edilmemiş bir gerçeklik. Neredeyse folklorik bir öğe olmuş durumda. Yıllardır halkla içiçe ve kendi kültürünü, yaşam tarzını, alışkanlıklarını, türkülerini, oyunlarını, deyişlerini yaratmış, bize çok uzak ve bir o kadar yakın bir gerçeklik.”



Bunalımları yazmak kopuş

Öykülerinde “ötekileri” konu ettiğini belirten Zeren, bunun gerekçesini ise şöyle açıklıyor: “Eğer bu ülkenin edebiyatçıları onları yazmış olsaydı, edebiyatın toplumsal değişimdeki rolüne uygun yazılmış olunsaydı, toplumsal algıdaki gerilik, düşmanlaşma bu düzeyde olmazdı. Yalnız bu da değil. Gelir dağılımındaki dengesizliğin olduğu, taşeronlaşma adına emek sömürüsünün, işçi katliamlarının bu kadar uçuk düzeylerde olduğu gerçeklikte, köylülerin savaş uçaklarıyla bombalandığı, bir babanın ölmüş çocuğunu sırtında taşımak zorunda bırakıldığı bir zamanda kişisel bunalımları yazmak ya da belirsizlik edebiyatı yapmak, insandan, olaydan kopmak günümüzün talihsizliğidir.

SUNA ALAN/ Londra

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...