Bir Barış ki Hiç Gitmeyecek

Derya Coşkun kullanıcısının resmi
I. Dünya savaşının en şiddetlendiği dönemde dünyaya bir bebek gelir. Ailesi "artık bu dünya' ya barış gelsin" diye bebeklerinin adını Barış koyarlar. Türkiye de Barış adını alan ilk kişi Barış Manço'dur. Uluslararası arası bir sanatçı olmayı başaran Barış Manço kelimenin tam anlamıyla bir Kültür Elçisi'dir.

Bize dünya'yı dünya'ya da bizi tanıttı. Dream Girl adlı yazdığı ingilizce bir şarkıyı bizlere söylettirken seslendirdiği yöresel türkülerimizi de dünyaya söyletti. 7'den 77 programı dahilinde dünyanın pek çok yerine gidip adam olacak çocukların Barış abisi oldu.
70'lerin ortalarına doğru Cem Karaca'nın ismi solcuya Barış Manço 'nun ismi ise sağcıya çıkmıştı. Barış Manço'nun sağın sembolü haline gelmesine neden olan Küheylan/ Hey Koca Topçu/Genç Osman adlı eserlerindeki bazı sözlerin yaptığı cağrışımlardı. Bir de mağlum bir işareti vardı. (Bu işaret dünya çapında pek çok sanatçının halkı selamlarken kullandığı evrensel bir işarettir.) Ancak konserlerinde kendisine bozkurt işareti yapanlara biz sadece sizin için gelmedik buradaki herkes için geldik diyerek Hey Koca topçuyu istek yapanları da sol yumruğunu havaya kaldırarak protesto etmişti.
Sanatcı dediğinin de herkes gibi kendine ait fikirleri vardır ama kutuplaşmaya izin vermeden tüm toplumu kucaklar. Barış Manço, Cem Karaca buyüzden gerçek bir sanatcıydı. Eserlerinin içerdiği mesaj içerikli konuları ile bıraktıkları keyfi beraber değerlendirdiğimizde onlar için sanat, hem sanat hem de toplum içindir. Gerçek sanatçıların popülerliği şarkılarının çıktığı dönemle sınırlı kalmaz. Onlar zaten bu dünya' ya ışık olmak için gelmişlerdir. Barış Manço'nun tarzını bilirsiniz. Çocuksu tişörtler, büyük taşlı yüzükler, Uzun saçlar renkli kıyafetler vb. İçeriklerden oluşurdu Barış Abimizin tarzı. Bayramlarımız için şarkı yapacak kadar bizi bir arada tutan örf ve adetlerimize düşkün olan bu zeki ve naif adam bu tarz kıyafetlerin toplumumuzda tepki çekebileceğini bilmiyor muydu? Moğollar grubuyla çıktığı Anadolu turnesinin Kütahya ayağında uzun saçları yüzünden tehdit edildikten sonra tur otobüslerine dinamitle saldırı düzenlenmişti. Günümüzde dahi farklı takımları tutan kişiler maç sonlarında birbirine saldırabiliyorken Barış Manço, başına gelebilecekleri kestiremedi mi dersiniz? Saldırıdan sonra da saçlarını kesmedi. Adıyla varolmaya inat etmiş gibi bize kendini her şeyiyle sevdirmeyi başardı. Barış Manço şarkılarıyla duygularımıza tercüman olurken tarzıyla da bir takım önyargılarımızı yıktı. Sadece eserleriyle değil tarzıyla da bizi birleştirdi; çünkü birbirimizin duygu düşüncelerine ve yaşam tarzlarına saygı duyamadığımız bir ortamda insan sevgisinin yeri yoktur. Kalıplaşmış düşüncelerin ve sistemlerin hakim olduğu bir ortamda korku da hakim olacağı için “güçlü” olan taraf “zayıf” olan tarafı yok etmeye meyilli olacaktır. Nefret dünyanın en masum varlığı olan küçücük çocukları bile canavara dönüştürebilir. Sevgi korkunun olmadığı yerdir. Korkuda saygının olmadığı yerdedir. Ne demişti Barış Abi "insanın öğrenmesi gereken ilk dil tatlı dildir". Sevginin olduğu yerde önyargırla beslenen nefret tohumları filizlenemez. Toplu yaşam kurallarına gösterilen saygısızlık yavaş yavaş gelenek ve göreneklere daha sonra da insan ilişkilerine yansır. Bizim ülkece şu dönemlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz şey de bu saygı. Saygının olduğu yerde sevgi olur. Sevginin olduğu yerde insanlar değerlerin etrafında kenetlenir. Böylelikle toplumsal refleks ve sorumluluk artar. Refah ve mutluluk hakim olur. Sözün özü "kazma" olmayalım."Kaşının altında gözün var diye silahlanıp ölüme koşarken kalan dul ve yetim ne yer ne içer diye soran yok." demiş Barış Abi. Yüzyıllardır niye bir paylaşılamadı Kudüs Bölgesi. Bir müslümanlar fethetti bir haçlılar saldırdı sonunda yahudiler kondu ama hala kanla, nefretle sulanıyor o topraklar. Sorsan herkesin amacı huzuru sağlamak. Herkes barışı istiyorsa neden hep savaş var? Özgürlük heykelinin dikili olduğu ABD' de 1956 kadar bir siyahinin otobüste beyaza yerini vermemesi kamu düzenine itaatsizlikti. Üstelik otobüsü kullanan halkın %75 siyahi olmasına rağmen böyle bir durum vardı. İkinci sınıf insan olmamak için ne kanlı mücadeleler verdi siyahiler. En sonunda bir sanatçıya duyulan sevgi ön yargıları yıktı. Ne kadar doğru demiş değil mi Barış Abi "Kardeşlik ve eşitlik üzerine uzun uzun nutuklar çekip niye senin derin benden koyu diye soran çok." diye. AB nin sözde kanatları altındayken Bosna'ya ne oldu? Her gün yüzyüze baktıkları Boşnak erkeklerini gözlerini kırpmadan nasıl öldürdü Sırplar? Kızlarının arkadaşları olan kızlara düğününe katılmış oldukları kadınlara yaptıkları tecavüzlerin arkasında cinsellik mi yoksa Irkçılık denen ruh hastalığı mı vardı dersiniz? Peki ya bizde Alevileri öldüren cenetliktir diye naralar atanların arkasından koşanların yüzyıllarca yaptığı alevi katliamlarının gerekçesi neydi? Yeryüzündeki uluslarası ve ulusların kendi içinde yaşadığı tüm felaketler aslında omuz omuza verilirse önlenebilir etkenlerden oluşuyor. Peki nedir bu etkenler; inanca ya da etnik kökene dayalı önyargılardan beslenen nefret. İnsanlara ve doğaya zarar vermediği sürece hiç kimsenin hiç kimsenin hayatını yargılamaya hakkı yok ama birbirinin açığını ararken alçalıyor insanlık. Barış abinin dediği gibi zaten paramparça bölünmüş ve yaşanmaz olan bu dünyayı yaşanılır hale getirmenin çaresini bulmalıyız. O çarede önce kendimize sonra da çocuklara insanlara ve doğaya saygı duymayı öğretmektir. Her toplum kendi içindeki utançlarıyla yüzleşmedikçe ne bu dünyada ne de ait olduğumuz toplumda huzur sağlanmaz.

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...