Son Yazılar

Erkek özgürleşmeden

İsmail Güner kullanıcısının resmi

Genel olarak tüm toplumlarda, özel olarak da Mezopotamya ve Anadolu toplumlarında, insanlığın tek yönlü gelişimi zararlı ve yıkıcı etkiler gösterir. Bunun nedenleri araştırıldığında kadınlara din eksenli yaklaşımlardan kaynaklı bir sorun olduğu ortaya çıkar.
Kadın sorununa daha derinlikli yaklaşıldığında, biyolojik bir cins olmanın ötesinde kadının erkeğin hizmetini gören, ona kul-köle olan, görevinin çocuk emzirmek, kocasının şehvetini gidermekten ibaret olduğu görülecektir.

İktidar, Eğitim, Üniversiteler ve Gençlik

Temel Demirer kullanıcısının resmi

.1) İKTİDAR VE EĞİTİM
 
 
II. AYRIM: SOMUT VEYA TOPLUMSAL PRATİK
 
II.1) TÜRK(İYE) EĞİTİM(SİZLİĞ)İ
 
II.2) PARALI EĞİTİM NOTU
 
II.3) PROJE OKULLAR PARANTEZİ
 
II.4) HÂL VE GİDİŞAT
 
II.5) TERÖRİST BASKILAR
 
 
III. AYRIM: ÜNİVERSİTE(LER) VE YÖK
 
III.1) ÜNİVERSİTE(LERİ)
 
 

Acı: Köklü bir tohum gibi yüreğimde

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

"La bise" rüzgârı gibiyim.

Oysa acıyı kim bizim kadar tanıyor ki, acı gölgemiz ve nefesimiz olsa da, acıyı tanımak ve bilmek yetmiyormuş, yaşamak yaşamak gerekiyormuş. Sırlarla yüklü doğa! Big-bang! Kauntum, Aristo mekaniği, Newton'un beşiği, Darwin, Tanrılar ve Tanrıçalar... Mitik ve yitik sesler… Fosiller kitabeler, firavunlar, lahitler… Davut, Musa, İsa, Muhammed ve Mezopotamya... Kentler, ilçeler ve köyler...

“Demirin Tuncuna, İnsanın…”[*]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

Ağız alışkanlığı işte, aile içi şiddet, taciz, tecavüz, kadın cinayetleri, kadınların istihdam, siyaset, eğitim vb. alanlarında yaşadıkları eşitsizlikler, yeryüzündeki üretimin önemli bölümünü gerçekleştirmelerine karşın “dünya malı”nın pek azını elde tutmaları, sağlık sorunları, doğurganlık, reklamlarda kadın bedeni kullanımı, fuhuş, cinsiyetçi dil… vb. vb. tüm sorunları “kadın sorunu” etiketi altına yerleştirip geçiyoruz.

AKP’nin –Kapitalizm Patentli-Çevre Pratiği[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

İnsan(lık), sürdürülemez kapitalist vahşetin devreye soktuğu ekolojik felaketle yüz yüzedir.
Yaşar Kemal’in, “Evrende iki sonsuz doğurgan yaratıcı güç vardır. Biri insan, öbürü doğa. İnsan, yaratıcılığını yitirdiği gün, doğa yaratıcılığını bitirdiği gün her şey bitecektir,” uyarısı eşliğinde küresel ısınmadan, diğer verilerine dek bunu görmeden gelmek, artık mümkün değildir.
Özellikle de AKP’nin -kapitalizm patentli- çevre pratiği göz önünde bulundurulduğunda…
* * * * *

Dönmeyenlerin Kitabı

Mehmet Söğüt kullanıcısının resmi

Ne anlatılırsa anlatılsın, edebiyatta önemli olan nasıl anlatıldığıdır. Roman kahramanıyla kültürel bir geziye çıkılıyor adeta. Roman kahramanı ilkin İstanbul'dadır. Etrafında ise okuyan araştıran ve araştırdıkça yeni mekânlara yelken açan öğrenciler vardır; Kepler yasalarında evrenin ahengini, ussallığını görürlerken, Beethoven’inin 7. Senfonisiyle de güzellikle birleşen ve devinen ruhsal coşku vardır. Anlatılanlardan 1990 sonrası olduğunu anlıyoruz. O yılların politik atmosferi, özgürlük aşkı anlatılırken, kaba bir politik dili aşması, kitabının önemini duyumsatmayı başarmış.

“Tekçilik” Güzergâhında neyi, nasıl yapmalı?[*]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

özgürlük ve 
Küçük bir çiçek de gerek’...”[1]
 
Şimdi, küçük ama seri adımlar atma zamanıdır.
Kitle tanımının daraldığı açık; “Kitle bazen üç kişi, bazen üç yüz kişi, bazen de üç milyon kişidir,” diyen V. İ. Lenin’in uyarsını “es” geçmeden Phoenix ya da Anka Kuşu’nu anımsamalıyız.
Bilindiği gibi küllerinden çoğalır Phoenix ya da Anka Kuşu…
O hâlde azı çoğa sayarak, küllerimizden çoğalacağımız bir mücadeleyle, “umudu çoğaltmak” gerekli şimdi(lerde).
“Umut”, umudu ölü ele geçirmek isteyen korku imparatorluğunda çok önemli bir kaldıraçtır.

Paranoya ve Megalomaninin (“Yeni”) Rejimi[1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

gücün yeni biçimlerini!”[2]
 
Bilmem fark ettiniz mi? “Yeni Zamanlar”ın “yeni entelektüelleri” ve Kaç-ak Saray’ın “gözde” kalemlerinden İbrahim Karagül, Yeni Şafak’ın 23 Aralık 2016 tarihli nüshasında bir “manifesto”(!) kaleme aldı.
Bugünkü iktidar partisinin gerisindeki iradenin paranoya ve ihtiraslarını olabilecek en açık şekilde gözler önüne seren ve sürüklenmekte olduğumuz “Başkanlık” sisteminin kurucu mantığını açığa çıkartan bir “manifesto”. Karagül, “manifesto”(!)suna şu sözlerle başlıyordu:

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...