Son Yazılar

Unutul(A)mazlar ya da Hatırlayın Onları[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz.
Ölü balıklar geçiyor kırışık bir denizin sofrasında
ve ellerinde fenerleriyle benim arkadaşlarım.
Durmadan düşünüyorum
ne kadar çok öldük yaşamak için.”[1]
 
Çok şeyin “unutuşa” teslim edildiği bir vurdumduymazlık bataklığıdır, “olağan” dedikleri düzen(sizlik)!

Başkaldırıdır Mizah ya da Hiç! [*]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

en aykırı sığınağı insanın
gülmek...”[1]
 
Atilla Dorsay’ın ‘Recep İvedik’ filmine, “Buna gülen bu kadar insan, aslında kültürümüzün ne kadar yozlaştığının göstergesidir,” dediği koordinatlarda, kapitalist çürüme ve yabancılaşma ortamında gülmekten utanır olduk. Gülmelerimizi neredeyse saklayacağız. Acılarımıza saygısızlık gibi sunulur oldu gülmek!
Kolay mı? Egemenler ile resmî ideolojisi işbaşında ve gülmenin karşısındadırlar…

Ne oldu O “İmtiyazsız, Sınıfsız, Kaynaşmış Kitle”ye?[1]

Sibel Özbudun kullanıcısının resmi

İtiraf etmeli ki zor bir konu… Özellikle bu hızlı değişen dünyada… Ve özellikle, olan bitenlerin, “yozlaşma, çürüme” vb. yaftalarla geçiştirilmesine göz yummayıp kültürel değişmeyi anlamaya/anlamlandırmaya çalışan bir disiplinden geliyorsanız…

Firari Yaşam(ın)ın Yazmak Eylemi[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

bir sorudur, bunun yanıtını
sadece siz bulabilirsiniz.”[1]
 
Yazmak bir yolculuktur; iz bırakmaktır; giderek çoğalıp, toplumsallaşan tek kişilik bir etkinliktir. Bir ihtiyaç olmanın da ötesinde, yaşamanın bir başka boyutudur.
İşbu nedenle kalıcıdır yazılar; yadsınamazlar; yüze tutulan aynadırlar. Yazılanlar nerelerden nerelere gelindiğinin kaydıdır; kişisel tarihçedir yazmak.
“Yara”yla ve “yaratmak”la bitişik eylemdir o; yaranın izdüşümüdür; kalemden damlayan kan, yaraya basılmış tuzdur.

15’ler Dair: Geçm(em)iş Bugünü(müzü)n Önsözüdür![1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

Belki ikisi de gelecek zamanda mevcut
Gelecek zaman da geçmiş zamanın içinde.
Şayet zamanın tümü ezeli ve
ebedi olarak şimdiyse
Zamanın tümü kurtarılamaz.”[2]
 
Biz; “kazıdık onbeşlerin ismini, kanlı kızıl bir mermere!/ bir çelik aynadır gözlerimiz, onbeşlerin resmini görmek isteyenlere!” diye anılan Mustafa Suphi’nin yoldaşlarıyız.[3]

Karan Asi’de Sezon Finali Yakında

İshak Budak kullanıcısının resmi

 

Karan Asi projesiyle ses getiren tarz kalem İshak Budak’ın yazdığı öykü projesinin 1.sezonun son bölümü geliyor…

Okurlarının merakla beklediği Karan Asi‘nin son bölümünde ne olacak heyecan dozu baya yüksek...

Son bölümü Türkiye’nin yükselen edebiyata dair sitesi Edebiyatbahçesi.net’den

Keça Qemer Keça Delal

Mehmet Çobanoğlu kullanıcısının resmi

Keça qemer, keça narîn
Lê rûkena dilê şêrîn
Bejn bilindê, nav ziravê
Çi dibe tu neke zarin

Keça kedkar, keça delal
Elbê te de ava helal
Bi rojane ez rêvme
Te dixwazim ava zelal

Keça ronak, keça xweşik
Sermilan de şalê reşik
Bi werdekî xweş dimeşî
Lê çavreşê, birhî keşik

Keça bihêz, min nekuje
Li ser min de, qet nequje
Ev dile, ev hezkirine
Bêevînî min re tûje

Keça pêşeng, keça zane
Axa Kurdan neerzane
Qasî qedrê te biha ye
Nav de Serhad û Garzane

Ey Sevda Güneşim

Mehmet Çobanoğlu kullanıcısının resmi

Ölümle burun buruna geldiğim anlardır
Canhıraş acı çektiğim şu geceler
Sensizlik
Yorgun gözlerimde
Hep avuç avuç
Gözyaşı oldu
Her batan güneş evresinde
Üşüşürken koynuma
Yokluğun
Şiirlere konu olan
O masum gözlerin
Hiç çıkmıyor aklımdan
Yüzünü yansıtan
Güneşe
Bir kez bile olsa
Dokuna bilsem eğer
Tenini koklayacağım
An
O ellerin ellerimde olsa
Ensemdeki acı soluğu, ölüm soğuğu vız gelir bana

Umut Kaynağı Olan Çocuk

Mehmet Çobanoğlu kullanıcısının resmi

Yeter artık hep ağlama! Uzaklara dalıp öyle üzgün bakma
Artık ne acımasız savaşlar ne de açlık seni korkutsun
Ne asker nede polis
Seni vursun
Ey çocuk
Ne de gözyaşların
Yanaklarından süzülsün
Her zaman umut kaynağı olan
Savaş mağduru, masumu, günahsız çocuk
Ne soğuk namlunun ucunda nede ölümün kucağında
Nede kan gölüne dönen, sokaklarda görmek istemiyorum seni

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...