inci

Çaresiz

Abuzer Yalçın kullanıcısının resmi

Aslında tercihlerim hep beni yanıltırdı ama kalkmak zorundaydım. O pasifikte eşine az rastlanır kadını seyretmek yerine usulca çıktım yataktan.

 Sobalı bir evdi burası akşam içerisi cehennem gibi sıcaktı ama şimdi o sıcaktan eser kalmamıştı. Odanın dışı daha da soğuktu. Sonunda yüzümü yıkamak için lavaboya ulaşmıştım. Niye bu kadar uzun sürmüştü bu yolculuk? Yoksa soğuk kan akışımı yavaşlattığı gibi algılarımı da mı donduruyordu? Günün sonunda olacakları bilseydim belki de donsun isterdim tüm algılarım!

Bir inci tanesi üşüdü

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi

“Boş ver anne” diyorum. “Düşünme sen bunları. Bir an önce ayağa kalkmaya bak”
“Öyle deme oğul, mal canın yongasıdır” diyor. Küçülmüş, ışığı sönmüş gözleriyle etrafı kesiyor.
“Anne” diyor erkek kardeşim. “Bak oğlun karşında duruyor. Şiir okumanı bekliyor”
Utanıyor. “Şiir bilmem ki ben” diyor. Sonra okuyor. Cümleler ağzında parçalanıyor, dağılıyor, anlaşılmaz oluyor. “Protezim ağzıma büyük geliyor” diyor. Ardından başlıyor şiirini okumaya:

“Mektup yazdım kış idi
Kalemim gümüş idi
Sana yazacaktım
Kalemim yere düştü”

12 Eylül’de de Çok Güldük Netekim!

Vildan Sevil kullanıcısının resmi

N. Yalçınkaya, 12 Eylül vahşeti nedeniyle, yurtdışında yaşamak zorunda olan bir politik göçmen.  Daha önce çeşitli internet sitelerinde yayınlanan öykülerini kitap haline getirmiş, yayınlandı.

N. Yalçınkaya, 12 Eylül öncesi, lise çağlarında bir genç. Doğudan İzmir’e göç edip yerleşen bir ailenin çocuğu olarak mahallenin gençleriyle birlikte devrimci savaşım içinde yer almış. Kitabındaki öyküler, anılardan yola çıkarak o günleri dile getiriyor.  Birinci ağızdan, tarihe gerçekçi bir not düşüyor yazar.

Bir İnci Tanesi üşüdü 1

Necmettin Yalçınkaya kullanıcısının resmi
Bir İnci Tanesi üşüdü

“Öyle deme oğul, mal canın yongasıdır” diyor. Küçülmüş, ışığı sönmüş gözleriyle etrafı kesiyor.
“Anne” diyor erkek kardeşim. “Bak oğlun karşında duruyor. Şiir okumanı bekliyor”
Utanıyor. “Şiir bilmem ki ben” diyor. Sonra okuyor. Cümleler ağzında parçalanıyor, dağılıyor, anlaşılmaz oluyor. “Protezim ağzıma büyük geliyor” diyor. Ardından başlıyor şiirini okumaya:
“Mektup yazdım kış idi
Kalemim gümüş idi
Sana yazacaktım
Kalemim yere düştü”

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
inci beslemesine abone olun.