TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DELİ KEMAL
MERDİVENDEKİ İZ
“Hadi git! Allah zihin açıklığı versin” dedi gülerek. Sel gibi akan çocuk kalabalığına karışmadan evladı. Şimdi avucunun içindeki minik eli biraz daha sıktı. “Hadi koş koş, geç kaldık!” Dört yaşındaki Mustafa’yla adımlarını hızlandırdılar. Çok değil 100 metre sonra bir apartman kapısında soluklarını düzelttiler önce, sonra kapıdaki zillerden birine bastı. “Kim o?” dedi uykulu bir ses. “Benim abla kim olacak geç kaldım ne olur alıver Mustafa’yı. Geç kaldım inan!” Karşıdan yutkunmayla karışık bir ses “Tamam, tamam iniyorum!” dedi.
Bu gün de şiir olsun babam Süleyman Okay'dan olsun.
Ve hapishanede çekilmiş bir fotoğraf ile karanlığa inat umut olsun.
Not: fotoğraf kurgu, fotomontaj değildir. Bir filmden alıntı değildir. Gerçek yaşamdan enstantanedir. Politik tutsak Zeynep Avcı'nın yan hücre arkadaşıyla elele çekilip bana yolladığı bir karedir. Arşivimdeki fotoğrafın altına şu not düşülmüştür. "Yan hücrede olan dava arkadaşımla görüşmem yasak. Ayna ile görüyoruz birbirimizi. Ve sarılıp hasret gideremeyince böyle dokunuyoruz birbirimize..."
ve Zeynep Avcı'nın mektubundan bir bölüm: