Yazar Adil Okay cezaevi yollarında büyüyen çocukları anlattı: ‘Bir yanları hep eksik büyüyorlar…’
Yazar Adil Okay cezaevi yollarında büyüyen çocukları anlattı: ‘Bir yanları hep eksik büyüyorlar…’
Yazar Adil Okay cezaevi yollarında büyüyen çocukları anlattı: ‘Bir yanları hep eksik büyüyorlar…’
Karın altında yürümek ve hakikati bulmak maksadıyla dışarıya çıktım. Gözlerimi manzaraya kapatıp iç evrenime yöneldim.
“Kendini bil! Kimsin sen? dedim kendime.
“Asıl sen kimsin?” dedi kendim bana.
“Burada soruları ben sorarım!” dedi kibirli benim.
“Peh! Havalara bak! Soran da sensin cevaplayan da!”
“Ee? Hem soran hem cevaplayan aynı kişi ise kim kimi bilecek?”
“Onu ben bilemem!” dedi kendim.
“Tövbe! Tövbe! Ee? Kime soracağım o zaman? Sen benim ötekim değil misin?”
DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI
XXXVIII
Madde 371: Molière (1622-1673) asıl ününü 1659 tarihinde yazdığı Kibarlık Budalası ile kazanmıştır. Peş peşe tiyatro eserleri yazan Molière, Boynuz Korkusu, Kocalar Mektebi, Başbelaları, Kadınlar Mektebi, Zoraki Evlilik, Tartuffe, Dom Juan, Cimri gibi bir dolu drama yazmıştır. En sonuncu oyunu da Hastalık Hastalığı olmuştur.
Leyla Atabay E-Tipi Cezaevi Elbistan/Kahramanmaraş
I
Ayhan KAVAK
Ereğli Yüksek Güvenlikli Hapishanesi
B-1-18
Ereğli/KONYA
(Sema Çelik’in “Rastgele” kitabı için)
Bir şiir kitabının tanıtımı nasıl yapılır? İşte bu soru, Sema Çelik’in “Rastgele” (Simer Yayınları) adlı şiir kitabı için ta kalbimden bir şeyler yazmak gelmişken beliriverdi önümde. Ya bir engel olarak ya da yol olarak.
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı elimize ulaştı.
Tüm sayılar için şu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz: http://gorulmustur.org/icerik/umus-eylul-dergisi
Hazırlayan: Hasan Şahingöz
“Yaşamlar, sesler ve kelimeler asla kaybolmaz. Onları ifşa edecek kahini beklerler” diye başlıyor Seyit Oktay’ın “Hurri-Ari Destanı-MİTANNİLER” (Ceylan Yayınları) adlı yeni kitabı.
UZUN KOŞU
Aydınlığa kavuşup, yüreğinin sesiyle hakikate yol alan yolcu; uzun bir koşunun başlangıcında olduğunu unutma. Anlamanın yürekteki kıpırtısı coşkun nehre dönüp akmaya başladığında yerinde durulamaz. Anlamak söze, söz eyleme dönüştüğünde karar verilmiştir. Bahardaki nehirler gibi coşmak, anlamak ve anladığını yaşamak, insanlaşmadır.
Sokrates bahçede oturmuş bir şeyler yudumlarken Platon bahçe kapısında belirdi. Günlerdir haber alamadığı dostu, öğrencisini gördüğüne sevinen Sokrates, arkadaşını karşılamak için bahçe kapısına gidip kucaklaştı. “Nerelerdeydin kıymetli dostum” diye sordu.