KARA ÜZÜM SALKIMIM
Genç adam olmadık düşüncelere dalmıştı. Gözleri çok uzaklara kilitlenmiş, düşünceleri suyun buruşukluğuna dalıp dalıp çıkıyordu. Balıkları ve ördekleri çoktan unutmuştu. Çevresinden olup bitenlerden habersiz uzakları yakınlaştırıyordu. Doğduğu, büyüdüğü hatta ilk âşık olduğu yer olan ve sabahları denizin usul usul dalgalarıyla kıyıya bıraktığı yosun kokusu ve o küçük balıkçı kasabası geldi aklına. Güneşin henüz ışınlarını sakladığı sabahlarda balığa çıktığı anları canlandı, kilitlenmiş gözlerinde.
Gerilla söyleşileri yapmak için sevgilisini alıp dağlara gitti,İstanbul'a dönerken tutuklandı. Malatya Hapishanesinde doğurdu Suhpi'yi. Bütün hapishane isim aradı doğan bebeğe, nice isimler bulundu ama Suphi Cihan dediler ona. Türkiye'nin ilk komünist partisinin sekreteriydi Mustafa Suphi, Süleyman Cihan ise 1980'de vur emriyle aranan ve Gayretepe işkencehanesinde buharlaşan bir örgütün lideriydi.
Hapisten hapse mektuplaştılar, Suphi mektuplarda sevdi babasını, dışarıdaki hayatı gelen mektuplardan anlamaya çalıştı.