Ağ Günlükleri
Roboski
Biz yine de kaçağa çıkacağız,
Koynumuzda bombardıman yarası.
Heybemiz de kaçak tütün, iki fanila,
Bir silgili kalem, biraz gaz yağı!..
Yarına dair güzel düşlerimiz,
Biraz umut,
Çokça umut...
Halep Ezmesi/ Selahattin Demirtaş
Garip bir durum mu var, sanmıyorum. Her zamanki Ortadoğu işte, bir yerlerde patlayan canlı cansız bombalar, geride bıraktığı onlarca parçalanmış insan bedeni, darmadağın olmuş yoksul bir pazaryeri.
Ölü sayısı 68, yazıyla altmış sekiz.
Delala Min Qemara Min
Delala min, şadîya min bedewê
Ji rojan û rojekî were ba min
Dermanê hemû êşan û derdanî
Erê can were, bexte kî bide min
Delala min, qemera min bedewê
Hespê mirinê bezî hat derê min
Berf û baran dibare, min dûman e
Êş, keder û keser ket nav dilê min
Delala min meranê tim bedewê
Bêwlat im ji te dûrim, canê min
Bi rastî şev û roj li min heram e
Were bibe dermanê vê derdê min
Delala min berîvana bedewê
Ji ba ê reşe şeva qetran e li min
Bête ji kezeba min xwîn dikişe
Were bibe hes bibe hêvî yê min
Delala Min Qemara Min
Delala min, şadîya min bedewê
Ji rojan û rojekî were ba min
Dermanê hemû êşan û derdanî
Erê can were, bexte kî bide min
Delala min qemera min bedewê
Hespê mirinê bezî hat derê min
Berf û baran dibare, min dûman e
Êş, keder û keser ket nav dilê min
Delala min meranê tim bedewê
Bêwlatim ji te dûrim, canê min
Bi rastî şev û roj li min heram e
Were bibe dermanê vê derdê min
Delala min berîvana bedewê
Ji baê reşe şeva qetrane li min
Bête ji kezeba min xwîn dikişe
Were bibe hes bibe hêvî yê min
BİR ŞİZOFRENİN ANILARI
İşten eve, evden işe. Evde uyu kalk git işe, işte çalış, pestilin çıksın, sonra dön git eve!.. Ne sıkıcı banal bir hayat. Kabak tadı verdi artık. Sevmediğin bir işi yapmak nasıl bir işkence, nasıl azap bilemezsin Corcino. Şehre bak; ne karamsar stresli bir şehir, insanı ne çok geriyor.
Beni Öldüren Sevdam
Çiçek kokan, gül kokan benim sevdam
Ben gözlerine meftunum, ey güzel
Yar, hasretin saplandı yüreğime
Hal böyle, haberin ola can güzel
Ateş oldum, ateş oldum, ey sevdam
Çoktandır ben yanıyorum ey güzel
Bu koca şehirde hep yapyalnızım
Ne günüm güzel, nede gecem güzel
Yüreğim ateş kazanı, ey sevdam
Günlerdir aklımda çıkmayan güzel
Şu gurbette olsa, ölüm de olsa
Asla, seni hiç unutmam, ey güzel
O Sendeki Güzel Gülümseme
O sendeki güzel gülümsemeydi, her yürek ağrısına iyi gelen
Huzur veren bir tutam mutluluk
Şiirlere yazılan sevda
Karanlığa inat
Şafak çıplaklığında
Boy veren nazlı güneş
Bir azılı prangadan kurtulan
Özgürlüğe doğru koşan tutsağın heyecanı
Çocukların bakışlarında ki hiç bitmeyen o umut
Dünyaya bahar getiren, her mutluluğun meşalesi olan newroz gibi
TİYA
Yiğit civan kara
Sisli bir orman
Baktıkça gizemli yiten hep uzak düşen
Ne güzel gülüyorsun Vietnamlı kız
Öyle esmer esmer
Sen gülünce sanki halkın gülüyor
Dudağın ucuna açmış
İki gecesefası el ediyor
Biliyorum aşka ayıracak zamanın yok
İşin başından aşkın
Tepende dikilmiş suratsız bir patron
Nefes alırsan ne mutlu bu Granier de
Bir tezgâhtasın bir bulaşıkta
Ama unutmayacaksın hep güleceksin
Dedi ya patron müşteri velinimetin
Gelişimin Diyalektiği
“İnsan bilmediklerinin esiridir, öğrendikçe özgürleşir” der Sipinoza. Bilginin önemine, bilgisizliğin esaretine değinir. Bilgi, insan topluluklarının tarihsel gelişim evrelerinde önemli bir yere sahiptir. Topluluklarla başlayan bilgi serüveni, yine onlar tarafından kaydedilerek, kullanılarak, değerlendirilerek, geliştirilerek, kuşaktan kuşağa aktarılıp arşivlenerek sonsuzluğa doğru yol alır.