Edebiyat Bahcesi ağ günlüğü

Mercan Kırmızısı/Elif Füruzan Uysal

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Kitabımı okuyorum sahile attığım hasırım üstünde, bangır bangır bin çeşit müzik olmadan… Akşamları üstümde hafif bir ceket, gün batımını izliyorum fenerin oradan… Hala açık balıkçı lokantalarından gelen ızgara balık, kalamar tava kokularını içime çeke çeke demleniyorum ‘Fahrettin Kerim’le… Rahmetli babam otuz beşlik rakıya “Fahrettin Kerim”  derdi, bana da takıldı kaldı. Önceleri kimse anlamazdı, “Ne diyor bu?” diye, boş boş bakarlardı yüzüme. Anlatırdım. “Küpe kalsın kulağınıza.” derdim. “Size getir bir Fahrettin Kerim” derlerse otuz beşliği koyun önlerine.

Aşkperest Bademlerin Vaktinde/Elif Füruzan Uysal

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Ben büyürken yaşadığımız karşılıklı kırgınlıklar, kızgınlıklar bir yana, biz birbirimizde büyümüştük aslında; o beni büyütmüştü, ben onu… Anne Nisan’la çok iyi anlaştığım söylenemezdi, büyüdükçe kadın Nisan’ı sevmeye başlamıştım… Aram iyiydi Fatmazel ile son yıllarda. Beni ben olarak bırakıp değiştirmeye çalışmadığı, ruhuma zorla bir şeyler yüklemediği için saygı duyuyordum ona. Kendisi ne kadar öteki, farklı olursa olsun; benim kararlarıma dokunmadı, arkamda durdu hep aynı mesafede.

Kurşun Yarası/Gülçin Yağmur Akbulut

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Murat gittiğinde an ağır kurşunla vurulduğunu zanneden Hülya, her gece korkuların eşiğinde Fatih’i beklerken yanıldığını anlıyordu. Dağlar üzerine devriliyor; güneş, her sabah kapkara doğuyordu penceresine. Murat’tan sonra Fatih de ellerinden hızlıca kayıp gidiyordu. Hülya’nın susuz bir denizdeki çırpınışlarını hiçbir balıkçı teknesi de görmüyordu.

Akıllı Feragatler/ Rıdvan Yıldız

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

İnsan köhneleşmiş salonlarda yerleşik
Sular sıkışmış
Kemikler toprağa döşeli zincir
 
Kapıları açan kapılar da var
Dar insanlar için seyirlik
 
Maskesiz insan yok akıllı feragatler yüzlerde
Her yenilgi onarıyor insanı biraz
Bıçak hissizleşiyor şimdi kızıllığında güneşin
 
Uçurtmaların ağzından kan istedi toprak
Korkak şehirlerde reddedilen ciddiyet
Ve sesim yaşımdan uzaklaşıyor
Gidemez miyim ben de
Hiç uğranılmadık yerlere
 
Kirli siyaset temiz çocuklar ölü taklidi yapan halk

Roland/ İrfan Erdoğan

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Kaldığım Barış Derneği binasının önündeki seyyar tatil arabasının önünde duran kızıl uzun saçlı, kısa boylu adama selam verdim. Adamla tanışınca adının Roland olduğunu öğrendim. Roland Doğu Almanyalıydı ve sosyalist, komünist olduğunu iddia ediyordu. Tanışma faslının ardından beni derneğin içindeki çay ocağına davet etti; birlikte kahve içip sohbet ettik.
İlerleyen günlerde Roland’ın zaman zaman kendi kendine bağırıp çağırdığını ve psikolojik bir rahatsızlığının olduğunu fark ettim. Doğal olarak onunla arama biraz mesafe koydum. Çünkü sağlıklı birisi olmadığını anlamıştım.

Zehir Sofrası – Gülçin Yağmur Akbulut

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Dağı, taşı hatta bütün evreni inleten bu sesi nasıl oluyor da insanlık duymuyordu. Açlık uyuyunca geçmiyordu. İliklerine kadar işleyen soğuk hava uyuyunca ılımıyordu. Arif Bey, önce beş yaşındaki kızı Yasemin’in sonra yedi yaşındaki oğlu İbrahim’in soğuktan ve açlıktan kemikleşmiş bedenini uzun uzun izledikten sonra yavaşça sokak kapısını açıp dışarıya çıktı. Çaresizlik bir babayı bu kadar mı çaresiz, bu kadar mı dermansız bırakırdı?

Keskin Bıçak/Gülçin Yağmur Akbulut

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

kedi uykusu rüyalarıma 
bıçakla kesiyor 
kiraz mevsimini 
zamane değirmeni
İpi kopuk uçurtmaların 
boş kalınca salıncaklar 
çığlıkların sesi kısık 
vicdanın kör gözleri
Bu kaçıncı deprem
şefkat yumağı 
ananın bağrına bastığı 
kırılmış dikenli oyuncak
Doğrayın sözcüklerimi 
çiğ süt emen 
insanın oğlu
kanatsız meleklerin
kanına susamış
Gülçin Yağmur Akbulut
18.02.2018

 
Kitaba aşağıdaki linkten ulaşabilinir

'Araplara Satılan Kıbrıslı Türk Kızları''/Neriman Cahit

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Kıbrıs tarihinin bu az bilinen sayfalarına ışık tutanların başında emekli edebiyat öğretmeni ve yazar Neriman Cahit geliyor. Neriman Cahit hiç bilmedikleri diyarlara, hem de satılarak gönderilen kızların öykülerini topladı ve “Araplara Satılan Kızlarımız” adlı bir kitapta yayımladı. Bu öyküler ayrımcılığın, yoksulluğun ve acımasızlığın öyküleri; nice çocuk gelinin öyküsü gibi.
FİLİSTİNLİLERE SATILAN KIZLAR

Dilenci Adam

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Dilenci Adam*
Bir ayağı topal, saçları dökülmüş, kafası kabak gibi ortaya çıkmış, elli yaşlarında, bedenen çökmüş bir adam, sabahtan beri bir o kaldırımda bir bu kaldırımda avuç açmış dileniyordu. İyi giyimli bir kadın çantasından çıkardığı bir miktar parayı kendisine verdi. Adam, kadının ayaklarına kadar eğilerek parayı alıp cebine koydu. Bir de dua okudu ama kadın çoktan uzaklaşmıştı.
Soğuğa rağmen sokaklar insan kaynıyordu.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...
"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
RSS - Edebiyat Bahcesi ağ günlüğü beslemesine abone olun.