Edebiyat Bahcesi ağ günlüğü

Babaeskili yazardan 4 ayda 3 kitap

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

 
Bir çocukluk aşkının yıllar sonra yeniden canlanmasını ve ihanetin yalnızlığının anlatıldığı hikâyenin devamında ayrılık sonrası kahramanların yaşadıkları ve başlarına gelenler anlatılıyor. 
Genç yaşta aşk sandığı duyguyla evlenen ama aşkı, sevgiyi, ilgiyi hiç yaşayamayan bir kadının 40 yıl sonra karşılaştığı ilkokul arkadaşının duygularına kapılıp ‘’sakın elimi bırakma senin sevgine çok ihtiyacım var’’ demesiyle başlayan aşk fırtınası maddi düşünce ve kaygılar işin içine girince yerini gitmeye bırakıyor.   

Edebiyat ve Söyleşi 2/ Tamer Uysal

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Hikmet Çetinkaya’ya göre röportaj yazısı günümüzde pek bilinmemekte röportaj dendiğinde söyleşi anlaşılmaktadır. (Söyleşi mi, Röportaj mı?, Atilla Girgin, Der Yayınları, 2007) Röportaj gazeteciliğe en yakın tür olarak görülmekte, gazetecilik ve edebiyat arasında bir yerde duran bir yazı türü olarak tanımlanmaktadır. Röportaj makale, deneme, sohbet, fıkra, eleştiri ve haber yazısı gibi bir gazete metni  (yazısı) türü olarak edebiyattan beslendiği için bir edebiyat dalı olarak da kabul edilmektedir.

Edebiyat ve Söyleşi 1/ Tamer Uysal

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Bilinen en eski dergi, 1663'te Hamburg’da yayımlanan edebiyat ve felsefe dergisi Erbauliche Monaths Unterredungen'dir. Magazine (dergi)  ismini ilk kullanan Edward Cave’nin editörlüğünü yaptığı 1731'de Londra’da yayınlanan ve ilk genel kültür dergisi The Gentleman’s Magazine’dir. Arapça kaynaklı makhazin (ambar) isminden türemiş askeri kökenli materiel (askeri ambar) İngilizce isim kökenidir. Resimli haber dergilerinin öncüsü ise Berlin’de 1892’de yayınlanan Berliner Illustrirte Zeitung’tur. Dergi haftalık olayları fotoğraflarla yayınlanan röportajlarla birlikte vermekteydi.

Sürgündeki Komünar Kadinlar*/Ganime Gülmez

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Öncesi olan ve 72 günlük ömründe de, nice pratiklere sahne olan Paris Komünü’nün bedeli; sadece 72 gün öncesi ve içerisindeki savaşlarla sınırlı kalmamıştır. 5 yılı aşkın bir süre boyunca, neredeyse bir “Komünar Soykırımı” gerçekleştirilmiştir. Ardından Komünarlar, yerlerinden-yurtlarından edilmiştir. 1872 ile 1878 yılları arasında yaklaşık 4200 kişinin ve Kadın Komünarlar’ın da gönderildiği, Avustralya açıklarındaki bir takımada olan Yeni Kaledonya; bir ceza kolonisi olarak kullanılmıştır.

Dangalak/ Ganime Gülmez

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

En üst perdelerden methiyeler dizip, kişileri tarihe adı geçen kişilerle benzeştirerek ‘ölümsüzleştirme’ çabaları ürkütüyor beni.
Ya da, adı bir şekilde zaten tarihe geçen kişileri en seviyesiz, en kokuşmuş tarih çöplüklerine atma çabaları, yaşarken ‘öldürme’ çabaları da ürkütüyor beni.
Belirtmeden geçemeyeceğim; Oruçoğlu da bu iki ucun, farklı farklı zamanlarda, tekrar tekrar yaşatıldığı yazarlardan biri oldu.

Tabuları Yıkmak / Şehriban Tuğrul

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

 

Sevgiyle birleşen ellerimiz ve dudaklarımızdaki kocaman gülümsemeyle, mutluluğumuzu paylaşan kalabalığa karışıyoruz. Sunulan şerbetle bisküvileri iştahla yerlerken:  “Hayırlı olsun, bir yastıkta kocayın,” dileklerinin samimiliği sarıyor ikimizi. Yanlarına vardığımız genç kızlar; yerleri süpüren, göğsü ve kolu açık, pulla işli kırmızı elbiseme dokunuyor, kuaförde yapılan saçlarıma ve makyajıma hayran hayran bakıyorlar. Onların yanağını okşuyor “Darısı başınıza!” diyorum. Kaçamak gülümseyip, “istemem, yan cebime koy” der gibi başlarını yere eğiyorlar.

Palamarkalı Kadınlar

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

Kadın cahil, gariban bir köylüydü. On iki kişilik bir aileye gelin geldiğinde daha on dörttü yaşı, komşu köyden gelin gelmişti. Kocası ondan bir yaş büyüktü, köyün diğer erkekleri gibi, neredeyse tüm zamanını köy kahvesinde pişpirik, oynayarak geçiren biriydi. Ailenin üçüncü geliniydi kadın. Otuz beş yaşında altıncı çocuğuna hamileydi.

Bir Yerde Bir Hata! (Dibneyen Zekâlar)

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

“Ne münasebet!”
“Ne dedin sen ne dedin?”
“Ne alaka?” dedim.
“Anladım, yine geçmiş zaman odası ziyareti… Kaç kez uyardım seni; yakalanacaksın sonunda! Ne zevk alıyorsun bunlardan? Geçmiş odası lensleri gözünde hep...
“Seviyoruz kızım! Geçmişimizi seviyoruz, ecdadımızı merak ediyoruz sonuçta.”
“Universal translators programımı güncelledim; anlıyorum söylediklerini, dikkat et!”

Tuzluçayır’da Bir İlk Bahar/Tekin Ercan

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi

beyazı sararmış
siyahı grileşmiş
tarih belirsiz
 
belli ki
erken kutlanmış
bahar
bir kiraz ağacının altında
sen ben birkaç dost
bir arada
 
kaçamak bakmışım
başka bahçelerde açmış
çiçeklere........
 
Tuzluçayır'da bir ilk bahar
 
kavgaya ve direnmeye
yemin ettiğimiz çağlar
bilge adamlar
bilgece dokumuştu
kumaşımızı
 
gece kondu çatılarında
ürkek serçeler
sırça saraylarında
nafaka kaygısı yok
bilirler ki

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - Edebiyat Bahcesi ağ günlüğü beslemesine abone olun.