Mutluluk Arayanlar/Yaşar Çiçekdemir

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi
Hava karardı birden. Saatime bakındım. Gecenin birini gösteriyordu. Otobüs yolcuları sadece Türk yolculardan ibaret değildi. Türklerden başka, üç İranlı, iki Afgan, beş Alman vardı. Çok kültürlü bir ortam mevcuttu içeride. Herkes kendi iç dünyasına dalmış gitmişti.

Afganlı genç olanı Frankfurt’ta okumakta, diğeri ise işçiymiş. İranlı Tebrizli bir Azeri olduğu için,  Anadolu Türkçesine yakın bir dille rahat iletişim kurabiliyordu benimle.
Arka koltukta oturanlardan biri:
Uzun ince bir yoldayım,
 Gidiyorum gündüz gece,
 Bilmiyorum ne haldeyim,
 Gidiyorum gündüz gecesözlerini mırıldanmaya başladı, Aşık Veysel’i anarcasına. Sanki Veysel, yıllar öncesinden sesleniyordu, yolculuk yapan umut yolcularına.
Otobüs tıka basa dolu olduğu için, yolculuk yapan aileler küçük çocuklarını kucaklarında tutuyorlardı. Bir karı koca iki koltukta dört kişiydiler. Yolculuk öyle kolay değildi. Üç gün üç gece sürecekti. Daha küçük olanı babasının kucağında bağırmaya başlamıştı bile.
“Anne, anne kolum ağrıyor. Babam kolumu acıtıyor anne!”
“Sus kızım, bağırıp çağırma herkes sana bakıyor!”
“Baksın Anne, kolum ağrıyor işte!” diye kıvranıp dururken şoförün sesi duyuldu:
“Arkadaşlar, şu anda Bulgar Gümrüğü’nden sonra Yugoslav Gümrüğü’ne varacağız, herkes uyanık ve pasaportları elinde olsun!” dedi. Uykuda olanları yanında oturanlar uyandırdı. Her yolcu dikkatle pasaport ve bileti elinde hazır halde, gümrük memurunu beklemeye koyuldu.
Otobüs durduğunda iki gümrük polisi içeri girerek pasaportları hızlı bir şekilde kontrol edip, şoförün ikram ettiği sigaralarını alarak indiler. Herhangi bir sorun yaşamadan Bulgar Gümrüğü’nden çıkışımızı yaptık.
Biraz gittikten sonra otobüs tekrardan durdu. Yugoslav Gümrüğü’ndeydik şimdi de. Polisler içeri girip, göz ucuyla yolcuları şöyle bir süzdükten sonra, pasaportları tek tek kontrol edip bitirdiler. Çoğu pasaportlarda turist sözcüğünü görünce “Turist, turist, çok turist komşi!“ diye söylenerek otobüsün ön kapısından indiler.

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Dergisinin 54. Sayısı Çıktı
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ocak-Şubat-Mart 2025 tarihli 54. sayısı...
Ümüş Eylül Dergisinin 53. Sayısı Yayınla...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan  Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2024 tarihli 53. sayısı...
Düşünsel özgürlüğün Sınırsız Kütüphanesi...
Görülmüştür Kolektifi, Redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat, “içerdekilerle dışardakileri buluşturan” ortak bir sergiye daha imza atıyor. Fotoğrafçılar,...

Konuk Yazarlar

Feyza Eren’den Akdeniz’e Lirik Bir Güzel...
  Uzun yıllardır sanat yaşamını ABD’de sürdüren Feyza Eren, “Vedadır Belki” adlı, tekli çalışmasıyla yeniden...
80’LİK DULLAR-1/ Sedat ÖNCER
Çünkü nüfusu orta yaşın da çok ötesinde insanlardan kuruluydu. Beldenin tek camisinden gün yoktu ki bir sela sesi duyulmasın… Emeklilerin tercih...
ZİNE/ Nazir Atila
Zine birden telaşlandı. İçini derin bir üzüntü kapladı. Yüreği korkuyla karışık bir heyecanla atmaya başladı. “Korkma Zine, okulun reviri var,...