Görülmüştür ağ günlüğü

Yaşamı Adamak

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
            İnsanın serüveni kendini bilmesiyle başlar. Kendini bilmeyen için dünya rüzgara muhtaç bir uçurtma olmanın ötesine geçmez. “Kendini bil”, cihetinde yol arayan içinde bulunduğu koşulları ve kendisinin kuşatılmışlığını kabul etmez. Kendini bilen kendi dünyasını kurmak için kendi yolunu arar. Kendi dünyasını kuran dünyanın yükünü de omuzlarında taşıyandır.

Pandemi ve Hapishanede annelerle çocukları

Görülmüştür kullanıcısının resmi

                Tüm ülke bir hapishaneye dönüştürülmüşken, pandemiyle beraber hemen herkes de bizzat somut bir tutsaklık yaşamış, deneyimlemiş oldu.  Duvarın öte yanıyla bu yanı arasında pek bir farkın kalmadığı böylesi bir dönemde, en benzer olan noktalardan biri de, elbette cinsiyetçi politikalar ve uygulamalardır. Kasım 2019 itibariyle 800’den fazla çocuk anneleriyle beraber hapishanedeler. Çocuklara ceza çektirilirken anneler de çocuklarının acısı ile daha ağır ve ayrıca cezalandırılıyor, pandemi ile de bu daha da artıyor.

Özgürlüğün sesi: “İğneyle Kuyu Kazmak Gibi Zor Ama Heyecan Verici Bir Çalışmaydı

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
 ÖZGÜRLÜĞÜN SESİ - 50 MAHPUS-50 FOTOĞRAFÇI
                Görülmüştür Kolektifi ile Redfotoğraf Grubu, 50 mahpusla 50 fotoğrafçıyı bir araya getirerek “Özgürlüğün Sesi” isimli harika bir çalışmanın altına imza attılar. Mahpuslar “Özgürlük” temalı kısa şiirler, metinler yazdılar; fotoğrafçılar bu şiir ve metinlerle kendi fotoğraflarını eşleştirip, bütünleştirdiler “Özgürlüğün Sesi” isimli kitap böylelikle ortaya çıkmış oldu.

Yılın Annesi/ Zeynep Avcı

Görülmüştür kullanıcısının resmi

               “Hadi git! Allah zihin açıklığı versin” dedi gülerek. Sel gibi akan çocuk kalabalığına karışmadan evladı. Şimdi avucunun içindeki minik eli biraz daha sıktı. “Hadi koş koş, geç kaldık!” Dört yaşındaki Mustafa’yla adımlarını hızlandırdılar. Çok değil 100 metre sonra bir apartman kapısında soluklarını düzelttiler önce, sonra kapıdaki zillerden birine bastı. “Kim o?” dedi uykulu bir ses. “Benim abla kim olacak geç kaldım ne olur alıver Mustafa’yı. Geç kaldım inan!” Karşıdan yutkunmayla karışık bir ses “Tamam, tamam iniyorum!” dedi.

TUTSAKLIK ÇAĞI

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
TUTSAKLIK ÇAĞI
 
artık bizler kolay kolay yara almayanlarız
yine de ne tanrı ne de onun gibi bir şeyiz
tepeden tırnağa et ve kemik
gelecek bizlerin değil
yaratıyor olduğumuz yapay tanrılarımızın
Gılgamış’ın düşü ardı sıra koşarız
ve belki yıkıma ulaşma an meselesi
 
 
güç kaderi,
tatminsizlik bedeli
her  şeye sahip olmak ister tanrı-insan
tahakküm koymak.
hüküm sürmek sonsuz çağa
 
bizi biz olmaktan alıkoyan hastalık
kendi karanlığımıza sürgünlük
bu tutsaklık çağı

Alihan DEMİR ’in "YA STAR - Tanrıça uyandı" adlı romanı hakkında

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
               Alihan DEMİR ’in Sis Yayınları’ndan çıkan romanı, moderniteye dair uzun bir eleştiri diye nitelendirebilir. Karşılaştığım ve okuduğum tek kitabı yine de bir değerlendirme yapacak olursam: YA STAR! Bir çığlık, bir tanrıçanın iç dökümü… Bir kadının çaresizliğinden, çare yaratan yürüyüş anlatısı. Zamane insanının, kadın şahsında kendini; tarihin başlangıcı sayılan Sümer’de Tanrıça İştar kimliğinde bulma arayışı. Özgürlük haykırışı!

Aren’e Masallar (3) - Çocuklar Ülkesi

Görülmüştür kullanıcısının resmi

 
Ülkenin birinde bir hükümdar yaşarmış. Bu hükümdar ülkesini kötü ve zalimce yönetirmiş. Sadece kendi ülkesini değil etrafında bulunan diğer ülkelere de zarar vermek istiyormuş.
İçerisinde bulunduğu zenginlik onu daha da kötü yapıyormuş. Kendinden başka hiç kimseyi düşünmüyor ve herkese zalimce davranıyormuş.
Bu hükümdarın komşu ülkelerinden biri de Çocuklar Ülkesi’ymiş. Bu ülke zalim hükümdarın aksine, sevgiyle, hoşgörüyle bir yaşam sürerlermiş. Bu Çocuklar Ülkesi’nde hükümdarlık ya da zorbalara yer yokmuş.

BİR RESİM İKİ HAYAT

Görülmüştür kullanıcısının resmi

***
Yıldızlarla bezeli, lacivert örtüsüne bürünmüştü gökyüzü. Birkaç sokak lambasının aydınlığında çıkacaktı yola.
            Öncesinde kapının eşiğine bir süre önce asmış olduğu çizime takıldı gözleri. Yüreğinde gökyüzünün derinliğini hissedebilenler, yıldızların yürek atışındaki pırpırlığını görebilenler, çizimin anlamını kavrayabiliyorlardı. Neyse ki sevmediklerinin sorularına yarım ağızdı cevapları. Olmadık sorular soruyorlardı nihayetinde. Ve onlar; yüreği fesatlıklarla, hainliklerle dolmuş olanlardı.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - Görülmüştür ağ günlüğü beslemesine abone olun.