FİRARİ YAZILAR – SANSÜRÜN METAFORLARLA DELİNMESİ
FİRARİ YAZILAR – İÇERİDEKİ YAZARLARLA SÖYLEŞİLER
FİRARİ YAZILAR – İÇERİDEKİ YAZARLARLA SÖYLEŞİLER
Shakespeare, Hamlet’e “Bu Danimarka devletinde çürümüş bir şeyler var” diye söyletir. Acaba Danimarka devletinde tek mi çürüme var? İktidar ve devletçi yapılanmaların olduğu her yerde çürüme yok mu? Özellikle projektörümüzü günümüze tutarak olay ve olguları değerlendirdiğimizde açığa çıkacak hakikat, ‘Yeni Dünya Düzeni’ denen neoliberal sistemin yol açtığı çürümenin nüfuz etmedik alan bırakmamasıdır. Sonbahar yaprakları gibi dökülen sözcüklerin altında saklı kalan Dünyanın büyüsü bitirilmek istenmektedir. Ne yazık, doğa, toplum ve birey tahrip edilip çürütülmeyle karşı karşıyadır.
YILDIZLARA ŞİİR
Alıp başımı gitme imkânım olmasa da
Kapılıyorum deli rüzgârlara
Bir avuç toprağa hasetken
Susuz çatlayan yok olan toprak, kuruyan başaklar
düşüyor aklıma…
Oturup şiir yazıyorum
yıldızlardan birine
sonsuzluğa dair,
Ve
Ölüm doğum döngüsünde
alıp verirken soluğumu anlıyorum,
boşunaymış devinim
uykular duldasında
dün bitti yarın meçhul
her şey sanrıdan ibaret
An’ında içinde öğütülmek mevcutmuş…
…
Engin BULUT
2 No’lu T Tipi Hapishane A-Tek-3
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Ekim-Kasım-Aralık 2021 tarihli 41. sayısı elimize ulaştı. Şu bağlantılardan e-dergi biçimine erişebilirsiniz:
Yaşam, aşk, kadın-erkek ilişkiler, sevmeler, beklentiler, umutlar, umular, umulanlar, unutulanlar, unutulmayanlar… Ve şizofreni…
ARI, BÖRTÜ BÖCEK VE MARTILAR
Asuman, safra niyetine zamanın atıldığı kutucuk kuyudan görebildiğim kadardır. Ufku çalınmış parça pürçük aydınlıkta ateş almaya gelen güneş tez çekilir, gölgeye kesilir dört duvar. Bir yerlerde var, biliyorum; bir yerlerde parıldamayı sürdürmekte güneş. Ne yazık, benden ırak, nasipsizim ondan…
Sergi hakkında bilgi:
KARMA FOTOĞRAF SERGİSİ 50 MAHPUS 50 FOTOĞRAFÇI
Hey, Sen, Dışardaki, Merhaba
Bizler içerde yıllardır yazıyor, çiziyoruz. Bir şeyler üretmeye, kendimizi anlatmaya çalışıyoruz ama açıkçası pek ilgini çekemiyoruz. Bizim yaptıklarımıza genelde uzak duruyor, burun kıvırıyorsun. Gerçi okumak, görmek isteyen de bulamıyor, bu da ayrı bir dert. Sonuçta dört duvarın içinde bir de ilgisizlik, görünmezlik fanusuyla kapatılıyoruz.
Bu konuda bir değişiklik yapmak ister misin?