Tutsak Dr. Ayhan Kavak'tan Bir Kitap Tanıtımı: "TUHAF BULUŞMALAR"

Görülmüştür kullanıcısının resmi
"Bir metro çıkışında, internette tanıştığı bir erkekle randevulaşan kadın, buluşma saatinde, metrodan çıkan bir başka erkeğin kendisine bakışından çıkarsamayla yazıştığı ve beklediği erkek olduğu hissine kapılarak “O sen misin?” diye söze girer. Diyaloglar ilerledikçe her iki karakterin de yalnızlaşmaya karşı kişiliklerini korumaya çalıştıklarını anlarız. Yazar olaylardan ziyade daha çok durum üzerinden gerilim yaratır. Neoliberal sistemin ve onun bu topraklara yaşattığı darbe dinamiklerinin yol açtığı kötülüklerle yaraladığı, savurduğu insanların yalnızlaştırılmasını ve bitmeyen arayışlarını oyunun akışı içerisinde, ajit-prop’a kaçmadan edebi incelik ve yetkinlikle ortaya koyar. Böyle yaparak, “Tuhaf Buluşmalar Metrosu”nun pahasını da daha bir yükseltir. Aşkları, güzellikleri ve toplumsal ilişkileri tüketen hegemonik zihniyete karşı, arayış içindeki insanların birbirlerini bulmalarının yanında, birbirlerine payanda vazifesi görerek bütünleşmeye, özgürleşmeye doğru evrilmesi biçiminde de okunabilecek oyun başarıyla kotarılmış. Usta kalemiyle bunu en iyi yapacak yazar da Adil Okay olacaktı elbet." Ayhan Kavak. 1 No’lu Siverek T Tipi Hapishanesi. Urfa

Shakespeare, Hamlet’e “Bu Danimarka devletinde çürümüş bir şeyler var” diye söyletir. Acaba Danimarka devletinde tek mi çürüme var? İktidar ve devletçi yapılanmaların olduğu her yerde çürüme yok mu? Özellikle projektörümüzü günümüze tutarak olay ve olguları değerlendirdiğimizde açığa çıkacak hakikat, ‘Yeni Dünya Düzeni’ denen neoliberal sistemin yol açtığı çürümenin nüfuz etmedik alan bırakmamasıdır. Sonbahar yaprakları gibi dökülen sözcüklerin altında saklı kalan Dünyanın büyüsü bitirilmek istenmektedir. Ne yazık, doğa, toplum ve birey tahrip edilip çürütülmeyle karşı karşıyadır. Çürüyen sistem çürütmeyi dayatmaktadır. Yalan üzerine kurgulanmış yapılar, çok yönlü irdelemelere ve analizlere gereksinim duyar. Bundan ziyade, konumuz kontekstinde kalarak birçok dalda ürün veren yazar Adil Okay’ın son çıkan verimi, “Tuhaf Buluşmalar Metrosu” adındaki sorgulayan ve sorgulatan tiyatro oyununa vurguyla yetinilecektir.
            “Tuhaf Buluşmalar Metrosu” metni, yazarın yayınladığı “Yolcu” kitabında yer alan “Tuhaf Bir Buluşma” öyküsünün tiyatroya uyarlanmasıyla kotarılmıştır. İyi ki de tiyatro oyununa dönüştürülmüş! Zira tiyatro disiplini kapsamında böylesi nitelikli eserlere ihtiyaç vardı. Edebiyatın diğer dallarına oranla tiyatro eserleri cüzi miktarda kalmakta. Mevcut eksikliği giderme açısından da başarıyla yazılan bir kitap var karşımızda. Kanımca tiyatro grupları nezdinde de oyunlaştırılacak iyi bir seçenek olacaktır.
            İki perdelik bir oyun olarak tasarlanan kitapta, anonim kılınan bir kadın ve bir erkek karakterden mürekkeptir. Oyunun teması, kapitalist modernitenin insanlığa ‘farz kıldığı’ yabancılaşmanın yanı sıra mütemadiyen fasit bir dairede dönenmeyi sağlayan sürü psikolojisine inat, halen aşk ve özgürlük tutkusunu hayatlarının orta yerinde yaşar kılanların var olduğunu imler. Kitap bana, günlük hayatın içine sıkıştırılmış ve pelteleştirilmek istenen beyinlerin yanı sıra başka bir yaşamın da mümkün olacağını hissettirirken bu uğurda nice engellerin aşılması gerektiğini de göstermekte. “Yeni Ortaçağ” diye de tanımlanan neoliberal saldırganlığın yerle yeksan etmeye çalıştığı değerlere olan inancını yitirmeyip de, aşkı, dostluğu ve dayanışmayı aramayı sürdüren kadın ve erkek karakterler nezdinde doyurucu bir edebi lezzetle çatılmış, sorgulatıcı bir drama söz konusudur.
            Kapitalist sistemin bir başka argümanı da insanı “ergin olmama halinde” tutmayı sürdürmedir. Konturlarını insana dair olan her şeyden bihaberlik üzerine çizerken rasyonel aklı muktedirin emanet eşya deposuna rehin bıraktırır. İnsanın anlam dünyası su tutmaz eleğe dönüştürülmek istenir. Kurgulanmış sahte hakikat algıları öznenin iç dünyasını tarumar edip boşluklara neden olur. Neticede olması gereken toplumsallıktan uzaklaştırma devreye sokulur. Kuşkusuz yazarın belirttiği gibi, kapitalizm de bir toplumsallığa tekabül eder. Lakin reva görülen verili toplumsallıkta yalnızlaştırma tredmanıyla hareket ederler. Kalabalıklar içerisinde yalnızlaşan insanın dünyası deformasyona tabi tutulur. Birey, çıkışı kapatılmış bir labirentte dönenip durmaya meyyal kılınır. Kendi kozasından çıkmasına izin verilmeyenlerin kan kaybetmesi yetmezmiş gibi umutsuzluğa gark edilmesi de cabası. Böylelikle parçalı insan, bütünselliğine kavuşturulmaz.
            İşte, “Tuhaf Buluşmalar Metrosu” da 1 Kadın ve 1 Erkek karakter üzerinden tüm bunları sorgulayan ve insanın kafasında sisteme karşı soru işaretleri doğuran bir muhtevayı gözler önüne serer. Kadın ve erkeğin bekleyiş ve arayışlarının yarattığı gerilim üzerinden, oyunun dramatik etkisi seyirciye de bulaşır.
            Bir metro çıkışında, internette tanıştığı bir erkekle randevulaşan kadın, buluşma saatinde, metrodan çıkan bir başka erkeğin kendisine bakışından çıkarsamayla yazıştığı ve beklediği erkek olduğu hissine kapılarak “O sen misin?” diye söze girer. Diyaloglar ilerledikçe her iki karakterin de yalnızlaşmaya karşı kişiliklerini korumaya çalıştıklarını anlarız. Yazar olaylardan ziyade daha çok durum üzerinden gerilim yaratır. Neoliberal sistemin ve onun bu topraklara yaşattığı darbe dinamiklerinin yol açtığı kötülüklerle yaraladığı, savurduğu insanların yalnızlaştırılmasını ve bitmeyen arayışlarını oyunun akışı içerisinde, ajit-prop’a kaçmadan edebi incelik ve yetkinlikle ortaya koyar. Böyle yaparak, “Tuhaf Buluşmalar Metrosu”nun pahasını da daha bir yükseltir. Aşkları, güzellikleri ve toplumsal ilişkileri tüketen hegemonik zihniyete karşı, arayış içindeki insanların birbirlerini bulmalarının yanında, birbirlerine payanda vazifesi görerek bütünleşmeye, özgürleşmeye doğru evrilmesi biçiminde de okunabilecek oyun başarıyla kotarılmış. Usta kalemiyle bunu en iyi yapacak yazar da Adil Okay olacaktı elbet.
            Çok yönlü meziyet ve nitelikleri içselleştiren (yazar, şair, küratör, aktivist vd.) Adil Okay 21. kitabına da Tuhaf Buluşmalar Metrosu’yla imza atmış oldu. Daha önceden yayınladığı, Hançerini Ay Işığına Çalan Adam (şiir), Yirmi Beşinci Saat (şiir), 12 Eylül ve Filistin Günlüğü (anı-belgesel), Konuşan Fotoğraflar (fotoğraf), Karanlığın İçinde Aydınlık Yüzler-Ölülerimiz Konuşuyor  (Tiyatro oyunu) gibi birçok kitabı yayınlanan Okay, direngen, paylaşımcı/dayanışmacı ruhuyla dik durmayı ve yürüyüş eylemeyi sürdüren alnı ak yazarlarımızdandır.
            Salt tiyatroyla haşır neşir olanlar değil, herkesin okuyabileceği ve kendinden bir şeyler bularak dersler alacağı önemli bir dramadır Tuhaf Buluşmalar Metrosu.
            Yazarın şahsında sorgulayan-sorgulatan, iyi, güzel ve doğruyu içselleştirenlere selam olsun! Daha nice verimlere diyerek Kekê Adil Hocam’ı kutlar, yolu açık ve aydınlık olsun diyorum…
Kitabın Künyesi
Adil Okay, Tuhaf Buluşmalar Metrosu (oyun)
Klaros Yayınları, 1. Baskı Haziran 2021
AYHAN KAVAK. 1 No’lu Siverek T Tipi Hapishanesi. Urfa
Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...