Temel Demirer ağ günlüğü
Köleliğe Karşı Mücadelenin Birliği İçin (Ya Da “Ne Oluyor; Nasıl, Ne Yapmalı” Mı?)[*]
Günümüz yerküresi ve coğrafyamıza ilişkin soru(n)ları[2] konuşmak/ irdelemek/ kavramak için iki yoldan/ zeminden birisi reel-politika ise, diğeri de “11. Tez’in Ütopyaları”dır.
Biz ikinciden yanayız; ilkine de yabancıyız; Erich Fromm’un, “Unutmamak gerekir ki, dile getirmek istediğimiz ‘ütopik’ amaçlar, günümüz politikacılarının ‘realist’ tavırlarından çok daha gerçekçidir,”[3] saptamasındaki üzere…
Eleştirel Arabesk Hikâyesi[1]
‘kendini bil’ yazıldı.
Yeni dünyanın kapısına da
‘kendin ol’ yazılsın.”[2]
Kıpır Kıpır, Neşe Dolu “Deli Kadın”: Ayşen Gruda[*]
sevgi her şeyin ilacıdır.
Sevgi kardeşliktir.”[1]
“Domates güzelimiz, Vecihi’nin biricik aşkı Fikret’i, ‘Süt Kardeşler’in Emine’si, ‘Çiçek Abbas’ın Şükriye’si, ‘Çöpçüler Kralı’nın Hacer’i, ‘Hababam Sınıfı’nın Ayşe’si, ‘Tosun Paşa’nın Zekiye’si, ‘Bizim Aile’nin Feride Abla’sı, ‘Namuslu’nun Naciye’si, Nahide Şerbet’imiz, iki gözümüzün çiçeği, kuyruklu yıldızımız gitti…
Cumhuriyet ile Müzik(imiz)[*]
hiçbir sanat insan kalbinde
bu kadar yüce bir insanlık
duygusu uyandıramaz.”[1]
Platon’un, “Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir”; Esma Redzepova’nın, “Müzik fakirlerin tek lüksüdür, şarkı söylerken kötü düşüncelerden uzaklaşır,” tespitlerini paylaşan birisi olarak müziği önemseyenlerdenim.
Başkalaşanlardan Değil, Gelişenlerdendi Gülriz Sururi[*]
İnsan beyni aslanın pençesinden
daha korkunç bir silahtır.”[1]
Virginia Woolf’un, “Ne hoş bir güzelliği vardır, hafif adımlarla, gülümseyerek dünyadan geçenlerin. Kimseye bir kötülüğü dokunmadan yaşayanların, onurlu bir yaşamı seçenlerin,” betimlemesine sonuna dek layık olanlardandı…
* * * * *
Nereye nasıl defnedildiği bilinmeyen, sessizce aramızdan çekilen sanatçıydı; 2019’la beraber sessiz sedasız göçüp gitti.
Kitle Örgütleri ve Demokratik İşlerlik[*]
“Sanat Uzun, Yaşam Kısa”ydı Melih Cevdet İçin[1]
âşkın altın yasasıdır o.”[2]
“Uyuyamayacaksın/Memleketin hâli/ Seni seslerle uyandıracak/ Oturup yazacaksın/ Çünkü sen artık o eski sen değilsin/ Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin/ Durmadan sesler alarak/ Sesler vereceksin/ Uyuyamayacaksın/ Düzelmeden dünyanın hali/ Gözüne uyku giremez ki... Uyuyamayacaksın/ Bir sis çanı gibi gecenin içinde/ Ta gün ışıyıncaya kadar/ Vakur, metin, sade çalacaksın.”
Melih Cevdet Anday, bu dizeleri, Telgrafhane şiirini, 1952 de yazmıştı…
Zor(Unlu) Bir Mesele: Alternatif Devrimci-Halkçı Yerel Yönetim[*]
her şey mümkündür.”[1]
“Devrimci-Halkçı Yerel Yönetim”lerle de sınırlı olmayan “Alternatif Yerel Yönetim” konusunda konuşmak, yazıp-çizmek kolay değildir. Çünkü derin bir tarihsel arka plan bilgisine; ayrıca da enternasyonal ölçekte aktüel pratiklere vakıf olmayı gerektirir…
Yazdığınız Yaşam ya da Safsatadır![*]
seslenmeyen yazar
mutsuz ve çaresiz bir yazardır.”[1]
Rainer Maria Rilke, “Yazmadan, yaşamayı becerebileceğini sanıyorsan, yazma!” derken; yazmanın ne demek veya ne kadar önemli olduğunun altını çizer…