Temel Demirer ağ günlüğü

ÖNEMSİYORUM ONLARI; ELBETTE BOŞUNA DEĞİL…[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
Post-modern zamanların -insan(lık)a mündemiç her şey gibi- edebiyat/ yazına verdiği hasar, “Başarılı bir yazar ya da ressamı nezih bir işadamından ayırt edemezsiniz,” diyen Sinclair Lewis’in notu eşliğinde asla küçümsenmemelidir…
Tam da bunun için edebiyat/ yazın konusunda unutturulmaması gerekenler vardır.

15-16 HAZİRAN’DAN GÜNÜMÜZE İŞÇİLER

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
II) AKP VE İŞÇİLER
II.1) İŞÇİLERİN HÂLİ
II.1.1) MADENLERDEKİ -KAPİTALİST- “REALİTE”
II.1.2) İŞ CİNAYETLERİ
II.1.3) DEVLETİN MARİFETLERİ
II.2) DERİNLEŞEREK, YAYGINLAŞAN EŞİTSİZLİK
II.2.1) KATMERLENEN ZENGİNLİK
II.2.2) VE YOKSULLUK!
II.2.3) VE DE İŞSİZLİK!
III) İŞÇİLERİN -SENDİKAL- ÖRGÜTLÜLÜĞÜ
 

7 HAZİRAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI

Temel Demirer kullanıcısının resmi

“Kendini tanı.”[1]
1 Kasım 2015 seçimlerine ramak kala kaleme alınan bu yazı, bir hayli gecikti. Ekim ayı başında tamamlanması gereken yazımız, -öncesi ve sonrasıyla- Ankara Garı Katliamı’yla devreye giren alt üst oluştan nasibini aldı. Ancak “hiçbir zaman” geç değilse -ki değildir-, diyeceklerimizi, “Gerçek; anlamda altüst edilmiş bir dünyada doğru, bir yanlışlık, bir kaza anıdır,”[2] vurgusu eşliğinde aktaralım.

MANDELA: “GENCİ BİZİMDİR, YAŞLISI SİZİN OLSUN”![*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 

“Şimdi, nerden çıktı bu Mandela meselesi?” diyen olacaktır elbet…

Latince de ironi için kullanılan, “Plusquam perfectum/ Çoktan geçmiş zamanlar”dan söz etmenin gerekli olduğundan kuşku duymadığım koordinatlarda Hugh White’ın, “Geçmişi değiştiremezsin ama gelecek hâlâ avucunun içindedir,” anımsatması hâlâ “olmazsa olmaz”.

“Neden” mi?

Sanat Sokağın Sesi, Başkaldıran Çığlığıdır

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 

ondan sonra artık her şey karşı’dır.”[2]

 

Sürdürülemez kapitalist vahşetin üretimi ve üreteni değersizleştirdiği hiçleş(tiril)me kesitinden geçiyoruz.

İnsan(lık) için birçok şey kapkara geleceksizlikte ifadesini bulurken; insan(lık)ı insanlaştıran/ yapan değerler aşınıyor.

Kapitalizmin koşullandırdığı çıkara temelli ilişkiler, insan(lık)ın içini boşaltırken; devasa bir yabancılaşma/ yozlaşmayla yüz yüzeyiz.

Öncesi, sonrasıyla Suruç Güzergâhı…

Temel Demirer kullanıcısının resmi

“Görebildiğiniz yere kadar gidin.
Oraya ulaştığınızda daha
uzağı da görebileceksiniz.”[1]
 
Charles Dickens’ın, “Zamanların en iyisiydi ve de zamanların en kötüsü,” saptamasıyla betimlenen bir kesitte; öncesiyle Suruç Katliamı, sonrasındaysa coğrafyamız ve Ortadoğu açısından sarsıcı sonuçlara yol açan ve Ceyda Karan’ın, “Cehennemin kapılarının aralanması”; Nilgün Cerrahoğlu’nun “Ateş çemberi” olarak betimledikleri bir realiteyle yüzleşiyoruz…

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
RSS - Temel Demirer ağ günlüğü beslemesine abone olun.