Tarım(ın) Hâl(ler)İ
TARIMIN DURUMU
DEVLET(İN) POLİTİKASI
“YERLİ MİLLİ” YALANI
TARIMIN AKP’Lİ KESİTİ
ÇİFTÇİLERİN HÂLİ
“SONUÇ”
“Doğru soruları sorun,
zamanı geldiğinde cevaplar
su yüzüne çıkacaktır.
Sorular güçlüdür.”[1]
TARIMIN DURUMU
DEVLET(İN) POLİTİKASI
“YERLİ MİLLİ” YALANI
TARIMIN AKP’Lİ KESİTİ
ÇİFTÇİLERİN HÂLİ
“SONUÇ”
“Doğru soruları sorun,
zamanı geldiğinde cevaplar
su yüzüne çıkacaktır.
Sorular güçlüdür.”[1]
ne de her ikisi beraber,
bir dâhi yapmaya yeter.
Sevgi, sevgi, sevgi…
İşte bu dehanın ta kendisidir.”[1]
Hakkında Sacha Guitry’e, “Mozart dinlediğiniz zaman, arkasından gelen sessizlik hâlâ Mozart’tır,” dedirten -klasik müziğin piri- Wolfgang Amadeus Mozart ile Alman besteci Richard Strauss için “olması gereken” ile “olan” konusuna değinmek istiyorum…
“Neden” mi? Bunu yazının sonunda yanıtlayacağım…
I.1) SOMUT VERİLER
I.2) EGEMEN(LERİN) IRKÇILIK(I)
II. AYRIM: TÜRK(İYE) CEPHESİ
II.1) MESELENİN BOYUTU
II.2) GÜNCEL “GÖRÜNGÜ”
III. AYRIM: “NEDEN GELDİLER” (Mİ!)?
III.1) YIKILAN SURİYE
IV. AYRIM: NE? NASIL!
IV.1) T.“C” VE GÖÇ(MENLER)
IV.2) SOMUT DURUM
V. AYRIM: HÂL-İ PÜR MELÂL(LERİ)
V.1) BASKI(LAR)
Onu sen tamamla!”[1]
“Nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri yoktur,” derdi; Yaşar Kemal, “Bozkırın tezenesi” diye betimledi Onu.
Bozlakları ile ünlüydü; Kırşehirli bir ozandı; bir ekoldü. “Evvelim sen oldun ahirim sensin,” diye haykırmıştı; ‘Zahide’siyle maruftu.
büyük görünmek değil,
gerçekten büyük olmak.”[1]
“Asıl müzik, gerçeğin kendisidir,” der ve “Yanlış bir notaya basmak önemsizdir ancak bir parçayı duygusuz çalmak affedilemez,” diye ekler Ludwig van Beethoven…
O; klasik müziğin dehasıydı; başlı başına bir âlemdi; IX. Senfoni’yi besteleyip, coşkulu bir şekilde kitlelere hitap eden müzik dehasıydı ve bestelediğinde tamamen sağırdı…
zaferlerin en büyüğüdür.”[1]
Gidenlerin, ölüm(süz)lerin arkasından yazmak zordur; hele hele bu bize “her ölüm erkendir” dedirten bir zamansız kayıp yani Aytaç Arman ise…
* * * * *
Çok da yaşlı sayılmayacak bir yaşta, 69’unda aramızdan ayrıldı ve sinema emekçisiydi Aytaç Arman.
Yüreği soldan atan çok, ama çok iyi oyuncuydu.
Hayatını onurla sürdüren gerçek sanatçılardandı.
‘Yaban’daki oyunculuğu ile hafızaya kazınan sanatçıydı.
Mehmet Şevket Eygi’nin ölümü üzerine Twitter’dan mesaj yayımlayan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin yetiştirdiği en önemli mütefekkir ve münevverlerden biri olan Muhterem Mehmed Şevket Eygi Beyefendi’nin vefatını derin bir teessürle öğrendim,”[2] deyip; onu ilk tanıdığı yerin Babıali’deki Bedir Yayınevi olduğu vurgusuyla, “Kalemin yanında en önemli özelliklerinden bir tanesi de estetik anlayışıydı.
resim yapmanın sırrı sadeliktir.
Hayat sadeliğiyle derindir.”[1]
Edgar Degas’nın ifadesiyle, “Sanat sizin gördüğünüz değil, başkalarının görmesini sağladığınız şey”ken; sanatla uğraşmak için derdiniz, amacınız, hayaliniz olmalı. Bunlar olmadan kimse sanatçı olamaz; resim çizemez, şiir yazamaz, film çekemez, vd’leri...
Ya da hayatı bir sanat hâline getirerek sanatçı olunur…
Başka türlüsü mümkün değildir; olamaz da…
I.1) Öncesiyle Darbe
I.2) Önemli Bir Hatırlatma
I.3) Salvador Allende
I.4) Darbe Sonrası
Iı. Ayrım: Güncel Durum
Iı.1) Kirli Çamaşırlar Ya Da Hesaplaşma
Iı.2) Azocar Sonrası
Iıı. Ayrım: İşçiler, Yerliler, Gençler
Iıı.1) Başkaldıran Şili
İnsan, her şeye görmekle başladı. Kolay mı? Görebilmek belki de beş duyunun en anlamlısıydı.
Elbette bakmakla görmek arasında, kesin bir fark vardır. John Berger’ın, “Belli bir anı ve onun sonsuzluğunu yakalayan kendiliğinden bir dürtüdür,” notunu düştüğü fotoğraf bir dildir; bir anın sonsuzluğa taşınmasıdır.