ÇAKIN KARDEŞİM ÇAKIN.

Ersoy Yıldırım kullanıcısının resmi
Ne tuhaf bir yaşam değil mi? Bilmiyorum ki bu yaraya elleyim mi, ellemeyim mi?

Bir çivi de ben mi desem yoksa demesem mi?

Tanrının yarattığı ee mükemmel canlının sen olduğuna inansam mı, inanmasam mı?

 Seni mi inkâr etsem yoksa seni yaratanı mı?

 Ya da, ikinizi de yok sayıp kurtulsam mı? Nereden tutsam bilemiyorum. “Bu bir rüya olmalı“ desem değil. “Bu gerçek diyorum“ dayanamıyorum. İstemediğiniz bir nefes alışın ve o yaşamın saray efendilerini ayakta tutan direklere çivi olmak nasıl bir duygu? Ve sizi çakan çekicin sapını tutan elin size ait olması ne acı değil mi?

Yaşam boyunca kendi bedenine çivi çakan bir canlı olarak yaşamak anlaşılır olabilinir mi?

Çak kardeşim çak bu can senin, kim karışabilir ki! Kimseyi suçlamana gerek yok sanırım, kendisini kırbaçlayan bir canlı olmak tercihinse ne denile bilinir ki? Can senin, kan senin, bu memleket senin…

Çak kardeşim çak… Kendi ellerinin altında inleyene kim ne diyebilir. Vur gitsin tüm hızınla. Akan kanını içmek yakışıyorsa sana, ırmakların ne anlamı var. Kabil'in ilk akıttığı kanın temsilcisi olmak sana yakışıyorsa, Habil'in mağdur hakkından kime ne?

Çak kardeşim bir sana bir yanında durana, öyle ya kölenin acısı ortak, kölece yaşam ortak, bu ortaklıkta  her biriniz bir hortlak. Hortlaklıktan kurtulmakta neyin nesi?

Çakın kardeşim, çakın... Siz nasıl bir yaratıksınız böyle? Soyulmaktan utanmıyorsunuz ama çıplaklıktan utanıyorsunuz. Bacak arasında çıkıp, yine aynı yere saldırıyorsunuz. Madem değişmeyeceksiniz, değiştirmeyeceksiniz, bir amip gibi yaşamayı kendinize laik görüyorsunuz, yaşayın kardeşim yaşayın, hep birlikte, kölelik size ne kadar da yakışıyor. Bu resim bizim. Bu resmi yapan eller de bizim. Bu çekiç onların, tutan el bizim.

Çakın kardeşim çakın, kanayan el sizin, kim karışabilir ki.

Çakın kardeşim önce kendinize, sonra komşunuza, akrabalarınıza, bu çiviler bitmez. Sakın ha sakın bir tek, çekice zarar vermeyin yeter. Çekicin sahipleri kutsal ve dokunulmaz. Aman ha ama çekice dikkat! Yansın, gerisin ne önemi var!

Çakın kardeşim çakın. Çakmak büyük  sanat, ille de kendin kendine çakarsan…

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...