Müslüman Bilim Adamı Olur mu?

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Dine ve Tanrıya inanan insanların sahiplendiği ve yaşamını buna göre düzenledikleri felsefe, Metafizik İlimdir. Müslümanlar buna haklı olarak bilim demezler, (İlim) şeklinde ifade ederler. Metafizik felseff ilim; anlam ve kapsam açısından gözle görülmeyen, fizik ötesi manevi bir güç olarak kabul edilen Allah'ın varlığına inanan ve insanlığı bu düşünce üzerine eğitip yetiştiren bir ilim dalıdır.

 
Bu makalenin yazılmasına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesindeki konuşması sırasında, Üniversiteyle ilgili yaptığı eleştiri üzerine ihtiyaç doğmuştur. Erdoğan, "Birilerine kapıyı kapatıp birilerine açarsanız, o üniversite bilim yeri olamayacağı gibi Müslüman Bilim Adamı da olmaz," dedi. Gerçekten genişçe tartışılması gereken bir konudur.
Aslında ifade edilmek istenen, dindar insanlara kapıları kapatmanızı kabul etmiyorum. Bu mantıkla iyi bir üniversite olarak görmüyorum, bilimsel politikalarınızı değiştirmelisiniz anlamına gelmektedir. Eleştiriden sonra üniversite ne yapar onu bilmeyiz ancak, bu konu Türkiye açısından çok önemlidir.
Çünkü pozitif bilimlerin olduğu yerde; metafizik (Tanrıcı) felsefe ya da ilim olmaz. Aynı şekilde metafizik ilimin olduğu yerde de pozitif bilim olamaz. İkisi birbirinin tamamen zıttı iki dünya görüşüdür. Bu yüzden ikisinin bir arada hiçbir şekilde çalışması mümkün değildir. Bilim kurumlarıyla ilgili böyle bir gerçeklik olduğuna göre Türkiye ne yapmalı?
Türkiye yaklaşık yüzyıldır hem dindar hem de laik pozisyonda, pozitif bilimlere açık bir ülke görüntüsüyle bugünlere gelmiştir. Bu durum eskiden beri açık şekilde dindar olanları hep rahatsız etmekte idi. Şimdi son noktaya mı gelinmiştir, düşünüp tartışmamız gerekecek.
Belki de Türkiye dindar ve laik görünüm yüzden, tam gelişemediği gibi tamamen geride kalmamıştır. Bu orta yolla mı devam edecektir yoksa tamamen dini ilimlere doğru kayıp, pozitif bilimden iyice uzaklaşacak mıdır? Burasını zaman gösterir.
Gerçekten Müslüman ya da İslam veya Dindar birisi, Bilim Adamı Olur mu? Sorusunun tartışmasına geçemeden, net bir yanıt vermek gerekirse, evet Müslüman veya Dindar birisi Materyalist Pozitif Bilim Adamı olamaz. Sebebine gelince.
Bilim kelimesi; öz Türkçe kökenden gelip bilmek, bilgi ve bilgili olmak anlamından türetilmiştir. Göktürk devleti döneminde Türklerin içerisinden çıkan ilk Türk Bilgini Bilge Kağan'ın adı da bu kelimeyle aynıdır. Bilim kelimesinin Türkçe olduğundan hiçbir şüpheye gerek kalmamaktadır.
Bilim kelimesinin kapsamına gelince; dünyada bugüne kadar bilim üzerine iki temel düşüncenin olduğunu herkes bilmektedir. Bunlardan birisi Felsefeyle başlayıp ikiye ayrılan Metafizik ilim felsefe ve Materyalist bilim felsefesidir.
Dine ve Tanrıya inanan insanların sahiplendiği ve yaşamını buna göre düzenledikleri felsefe, Metafizik İlimdir. Müslümanlar buna haklı olarak bilim demezler, (İlim) şeklinde ifade ederler. Metafizik felsefi ilim; anlam ve kapsam açısından gözle görülmeyen, fizik ötesi manevi bir güç olarak kabul edilen Allah'ın varlığına inanan ve insanlığı bu düşünce üzerine eğitip yetiştiren bir ilim dalıdır.
Bu İlim dalı; (Metafizik) madde, varlık ve insanlar üzerinde deneyler yapılmasına kesinlikle karşıdır. Çünkü doğadaki her şeyi Allah istediği gibi var etmemiştir, bunlarla insanoğlunun oynaması, değiştirmesi, canlı ve cansız varlıklar icat etmesi haramdır, yasaktır, Allah'a şirk koşmaktır der. Müslüman İlim Adamının ilmini buna göre yapmak mecburiyeti vardır.
Materyalist Bilim ya da diğer adıyla Pozitif Bilimse; insanın bilinç ve düşüncesinde soru işareti yaratan her şey üzerinde deneysel çalışmalar yaparak elde edilen somut sonuçlara göre düşünüp yaşamayı temel alır. Gözle görülmeyen ve varlığı hiçbir şekilde hissedilmeyen şeylere inanmayı reddeder.
Ve tüm bilimsel çalışmaları insanlığın faydasına olacak şekilde yürütür. Kutsallık ya da maneviyat diye bir düşünceyle asla hareket edemez, ederse bilim olmaktan çıkar.
Şimdi bu iki genel felsefi dünya görüşünün kısa özetinden yola çıkarak, Müslüman ya da başka dinlerden olan Dindar bir insanın, neden Bilim Adamı olmayacağı sorusuna rahatlıkla cevap verebiliriz.
He şeyi Allah’ın yarattığına inanan dindar bir insanın, Pozitif Bilim yapan bir üniversite de çalışması gerçekten zordur. Çünkü çalıştığı üniversite bilimsel olarak canlı ve cansız varlıklar üzerinde deneyler yaparak bir şeyler icat etmektedir. Bu da Metafiziğe göre Allah'ın işine karışmak oluyor.
Aslında Müslüman ve dindar insanların Din İlimleri öğreten bir Üniversite de çalışması gerekir. Böyle bir imkân olmayıp, mecburiyet karşısında Pozitif Bilimlerin yapıldığı üniversitede çalışıyorsa ki, çalışan çok var, o zaman şunu söylemek durumundayız.
Ya bilimsel akademik eğitimi tercih etmeyecek, ediyorsa buna katlanmak zorundadır. Çıkıp da Nuh Peygamber oğluyla telefonla konuştu gibi ifadeler, bilime ve bilim adamlığıyla asla örtüşmemektedir.
Bu yüzden değil midir? Müslüman ülkelerin hiçbirisinde bilimsel ve işe yarar bir icat bulunmaz. Her türlü bilimsel kaynağı veya maddeyi Müslüman olmayan ülkelerden alarak ihtiyaçlarını gidermektedirler. Çünkü sahiplenilen ve inanılan İslami Metafizik felsefi ilim, Materyalist pozitif bilimlere karşıdır. İslam ülkeleri bu nedenle bilimsel icatlardan genelde uzak dururlar.
Böylece Müslüman birisi; Metafizik İlim Adamı olur, ancak Materyalist Pozitif Bilim Adamı olamaz. Olursa..! Ya inanmıyordur veya çıkarlarına göre hareket ediyor manasına gelir.
Müslüman ilim adamlarıyla ilgili yeni bir örnekse, iki gün önce İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi Yard. Doç. Yavuz Önen'in hiçbir şekilde akla mantığa yatmayan açıklaması. Nuh Peygamber oğluyla telefonla haberleşti düşüncesi bilim dışılık değil midir? Böyle akıl ve mantık dışı bir ifadeyle, bilim adamlığı yapanların bilinçaltındaki gerçekler sorgulanmalıdır.
Aslında Yard. Doç. Yavuz Önen gibi insanlar, bilimsel temele dayanan Üniversitelerde zorlanmaktadırlar. Çünkü dine inananların, bilimsel bir ortamda çalışması kendisiyle çelişen bir durumdur. Bunu farklı şekillerde dile getiremediğinden, bu çıkışla kendisine göre toplumun bilincinde pozitif bilimlerin yeri yok, din ilimleri sayesinde her şey olmuştur demeye getirmektedir.
Bunda başarılı olamayacağını bildiği halde, mevcut iktidar döneminde ne yapabilirsem kar misali bilinçaltındaki gerçek düşüncesini dışarı vurma hezeyanıdır. Bu insanın iddiasını, hiç eğitim görmemiş bir insana sorulsa gülüp geçecektir. Bir bilim adamının bu kadar basit ve gerçekle alakası olamayan duyguyu dile getirmesi, tesadüfen söylenmiş bir şey değildir. Tüm bunlar şunu göstermektedir.
Dindar olan bir insan ya inancında samimi olup pozitif bilimsel akademik eğitimi reddederek, onun yerine Şeyh ya da Din ilimcisi olur. Hem pozitif bilimsel akademik eğitim alıp ondan sonrada, Nuh Peygamber oğluyla telefonda görüştü diye ortaya çıkmak dünyayı kendisine güldürmektir. Onun için Müslüman ya da dindar birisi pozitif bilim adamı olamaz. Tüm inananların bunu bilmesi gerekir.

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...