Filistin, ikinci vatanım... Yine ateş altında..

Adil Okay kullanıcısının resmi
"12 Eylül darbesinden sağ kurtulup Lübnan’a Filistin kamplarına geçmeyi başaran bir avuç mülteciydik. Tabii giderek sayımız arttı. Ve o zamanki ruh halimizle, bizi hemen her gün top ateşine tutan, uçakla bombalayan İsrail’e karşı daha da bilenmiştik. Uzaktan duyduğumuz trajedinin bir parçası olmuştuk. Ve ilk kez Arap ülkelerinin ihanetlerini daha yakından sorgulamaya başlamıştık. Filistin kamplarında İsrail’e karşı savaşan dünya devrimcileri vardı. Ama Türkiyeli İslamci kesimden kimse yoktu. " ... Adil Okay
"İsrail'den Gazze'ye hava saldırısı: 9'u çocuk 21 Filistinli öldü. İsrail uçakları, Gazze Şeridi'nin güneyindeki bölgelere hava saldırısı düzenledi. 9 'çocuk 20 Filistinlinin hayatını kaybettiği duyuruldu." (Basından)
***
Kalbim Filistinlilerin yanında...
Bir zamanlar ben de Filistin kimliği taşıyordum. 12 Eylül darbesinden sağ kurtulup Lübnan’a Filistin kamplarına geçmeyi başaran bir avuç mülteciydik. Tabii giderek sayımız arttı. Ve o zamanki ruh halimizle, bizi hemen her gün top ateşine tutan, uçakla bombalayan İsrail’e karşı daha da bilenmiştik. Uzaktan duyduğumuz trajedinin bir parçası olmuştuk. Ve ilk kez Arap ülkelerinin ihanetlerini daha yakından sorgulamaya başlamıştık.
Filistin kamplarında İsrail’e karşı savaşan dünya devrimcileri vardı. Ama Türkiyeli İslamci kesimden kimse yoktu. Solun parametrelerinden biri de, ‘mazlum halkların yanında yer almaktır’ şiarını hayata geçiren bu sosyalistlerden birçoğu İsrail saldırıları sonucu öldürüldü. İsrail saldırısında yaralı yakalanan ve Siyonistlerin zindanlarında 8 yıl yatan yazar Faik Bulut, “Biz İsrail’e karşı savaşırken, bugün şov yapan Erdoğan ve çevresi ortada yoktu” diyor.
 
Gerçekten 68 ve 78 kuşağından Türkiyeli devrimciler sadece oturdukları yerden ‘one minute’ diye şov yapmadılar. Bizzat savaşın içinde Filistinlilerle aynı cephede yer aldılar.
Filistin davası haklı bir dava olduğu için sürgün hayatımıza bir anlam ve amaç katmış olduk diye düşünüyorum. Savaş elbette travmatik sonuçlar yarattı sağ kalanlarda. Birçok arkadaşımız İsrail’e karşı savaşta hayatını kaybetti. Sakatlananlar oldu. Geriye dönüp baktığımda “iyi ki Filistinlilerle dayanışmışım” diyorum. Pişman değilim. Bu gün Filistin Yönetimi’nin geldiği yer, yolsuzluklar, sağa kayış ve diğer istemediğimiz gelişmelere rağmen Filistin davası haklı bir davadır diyorum. Biz işgal altında bir halkla dayanıştık. Nüfusunun yarısı mülteci olan mazlum bir halkla dayanıştık.
Orta Doğu’nun halen kanayan bir yarasıdır Filistin. “Modern” Dünyanın ayıpların biridir. İslam dünyasının Siyonist İsrail yönetimiyle suç ortaklığı da ayrı bir yazı konusudur.
Diğer yandan benim, bizim savaşımız Yahudi halkıyla değildi, Siyonist İsrail Devletiyle diye vurgulamak istiyorum. Pırıl pırıl, aydınlık, barışçı, Anti Siyonist, anti faşist Museviler de tanıdım.
Kalbim Filistinlilerin yanında diyorum ama ne Varşova gettosunda ellerini havaya kaldırmış küçük Yahudi bebesinin belleklere kazınmış fotoğrafını unutuyorum, ne Polansky’inin “Piyanist” adlı filmindeki gibi Nazilerle işbirliği yapan kolluk görevlisi Yahudileri, ne de faşizme karşı direnen Piyanist’i.
 
Ne babasının kucağında, İsrail askerlerinin kurşunladığı Rami Andura’yı unutuyorum, ne de Beyrut Gufara Gazi hastanesinde yaralı yatarken, bir bacağı İsrail saldırısında kopmuş küçük Fatma ile yaptığım söyleşiyi ve onun berrak gülümsemesini.  (Siyah beyaz  Fotoğrafta gördüğünüz ben, küçük Fatma ve Filistinli hemşire Süreyya. 1981 Yılı. )
 
Bu gün AKP iktidarının ve AKP taraftarlarının İsrail'i kınaması samimi degildir. Zira israil ile ticari ilişkiler AKP iktidarı döneminde artmıştır.
 
Filistinliler için yazdığım, Grup Devinim’in bestelediği bir şiirimle bitiriyorum şimdilik diyeceklerimi.
 
“Dilsiz kalabalıklarda büyür yalnızlığım
Postal sesleri boğar türkülerimizi
Bir gecede büyüyen Filistinli çocuklar
İntifada biçer mayın tarlalarında
Kutsal topraklar utanır
Ben utanırım çaresizliğimden
Sınırları zorlarım
Taş doldurup ceplerime”
 

 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...