Alevilerde İnanç ve Siyasal Düşünce Karmaşası -1-

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Herhangi bir din, sağ ve sol siyasal düşünce iktidara gelip maddi, makam sahibi olduğunda, ancak laik, çağdaş ve demokrat olup olmadıkları anlaşılır. Bu bakımdan kişi, toplum ve düşünceleri test etmenin en sağlam yöntemi maddi, makam, rütbe ve iktidar sahibi yaparak denemektir. Aleviler son 1000 yıldır iktidar olamadıklarına göre, kendilerine biçtikleri evrensel, hümanist, çağdaş ve demokratlık rolleri, gerçeği ifade etmiyor.

 
Alevilerdeki İnançsal Kafa Karışıklığı:
 
Orta Çağ ve öncesinde dünya toplumlarının hepsi, siyasi politikalarını dinlerin belirlediği inançsal kurallarla sürdürmüşlerdir. Yeni Çağ’a girilmesiyle din ve siyasetin birbirinden ayrışması gerektiği tartışmaları büyüyünce, 1789’da Fransız Devrimi gerçekleşmiş oldu. Arkasından tüm Avrupa’da burjuva demokratik devrimlerle, din ile siyaset birbirinden ayrıştırılarak modern ulusal siyasi yapılar inşa edilmiş olundu.
 
Modern siyasal yapıyla bazı toplumlar laik, seküler yaşama geçerken, Türkiye gibi devletler din ağırlıklı sakat bir çağdaşlığı sürdürmekte ısrar etmiştir. Alevilerin büyük çoğunluğu Müslüman Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye’de yaşadıklarından, kendi dinsel inanç kültürlerine göre özerk bir yaşam imkânı hiçbir zaman bulamadılar. Buna rağmen Aleviler kendi dinsel inançlarının doğal yapısıyla laik, seküler, çağdaş olduğuna inanıp, kendilerini anadan doğma sol ve çağdaş görmeleri, inanç düşüncesi açısından düştükleri en büyük kafa karışıklığıdır. Herhangi bir din, sağ ve sol siyasal düşünce iktidara gelip maddi, makam sahibi olduğunda, ancak laik, çağdaş ve demokrat olup olmadıkları anlaşılır. Bu bakımdan kişi, toplum ve düşünceleri test etmenin en sağlam yöntemi maddi, makam, rütbe ve iktidar sahibi yaparak denemektir. Aleviler son 1000 yıldır iktidar olamadıklarına göre, kendilerine biçtikleri evrensel, hümanist, çağdaş ve demokratlık rolleri, gerçeği ifade etmiyor. Çarpıcı örnekse, bazı kurum ve oluşumların başına geçen Alevilerin kariyerist, hizipçi, hemşerici, egoist ve ahbap çavuş ilişkileri, Alevilerin birlik umutlarını söndüren en kötü yönlerden birisidir. 
 
Alevilerin %99’u İdealizme dayanan ruhani inançsal (Bağlanma) ile, materyalist pozitif bilimsel yaşama inanma arasındaki önemli farkı, bir türlü birbirinden ayrıştırmış değiller. Bazı solcu ve modernist Aleviler, Aleviliği sosyalizme dönüştürmeye çalıştıkları halde bilimsel, doğru bir tarih bilgisinden uzak oldukları için, bunun sentezlenmesini başaramamışlardır. Kültürlerin bilimsel sentezlemesini beceremeyen ya da edilgen bazı Alevilerse, Aleviliği kadimden başlatıp sözde Sümer, Hitit ve Luvilerin Alevi olduğu saçmalığıyla, yeni bir bilinç, düşünce karmaşası yaratma peşimdeler. Bunun ne kadar yanlış ve ayakları yere basmayan bir aldatmaca olduğunu, söz konusu krallıkların özellikle bölgedeki tüm kültürlerin ortak Konfederalist ataları olmalarıdır. Örneğin Neolitik dönem hariç, Sümer, Hitit ve Luviler de dahil tüm krallıklar, köleciliği icat edip kadını hiçleştirerek seks kölesi olarak alınıp satılmasını meşrulaştıranlar değil midir?
 
Ayrıca, uygarlıkla başlayan her krallık konfederal yapıya sahip olup, bölgede ve çevresindeki tüm din, dil kültürlerin ortak atalarıydı. Değil Alevilik, İslam bile kendisini bu krallıkların içinde rahatlıkla bulabiliyor. Birtakım heykeller üzerindeki resim ve yazıtlar Alevilikmiş gibi gösterilip, Anadolu Aleviliği adıyla Devşirme Bektaşiliği canlandırma heveslileri, bir an evvel bu ayıptan kurtulmalıdırlar. İslam karşısında aşağılık kompleksiyle ne yapılacağını bilmemek, derin düşünce ve bilgi acizliğidir. Çünkü Aleviler en az 600 yıldır kendi içlerinde birbirlerine karşı gerçek, samimi itibar ve güveni henüz yaratabilmiş değiller.
 
Dinler ve inançlar tarihi ele alındığında, Alevilik temel felsefi inanç, ibadet yapısıyla, Dualist doğacı inançlar kültürüne ve dönemine aittir. Dualist doğacı inançsallık yalnızca Alevilikte var olmayıp, Şamanizm başta olmak üzere, Budizm, Hinduizm, Taoculuk ve Konfüsçüklük gibi birçok inançsal, ruhani felsefi yapılarda mevcuttur. Alevilik; Tanrısal krallıkların dağılıp imparatorluklara dönüştüğü dönemden itibaren, “Dört Kapı Kırklar Makamı Ritüellerini” Zerdüştlüğün öncü düşünsel inancı Zervanizmle başlatmıştır. Daha sonra Zerdüştlük ismiyle Med İmparatorluğu’nun resmi dini ve siyasal düşüncesi oldu.
 
M.Ö.550 yılında kurulan Med, Pers ve Sasaniler, M.S.600 yıllarına kadar Zerdüştlük, Mazdek, Hürremilik, Mani ve Babailik adıyla düzenli olarak, bin yıla yakın bu inançsal, siyasi düşünceyi yaşatanlardır. Bu tarihlerde Aleviler inançsal siyasi açıdan, hiçbir çelişki veya belirsizliğe düşmüş görünmüyorlar. M.S.610’da İslam Dininin ortaya çıkıp, emperyalist yayılmacı güce kavuşmasıyla, Sasani İmparatorluğu yıkılmış oldu. Ve böylece Babilik inancının giderek zayıfladığını görüyoruz.
 
M.S.750-800 yıllarına kadar Şamanizme inanan Türklerse, İslam’ın baskı ve saldırıları sonucunda dağılırken, büyük çoğunluğu İslam’ı kabul etmiş oldular. Yaklaşık 6 Türk boyu İslam’ı reddedip Zerdüşt Kürt ve Perslerle birleşip bugünkü Aleviliği yaşatanlardır. Özellikle Kürt ve Türk Alevilerin birlikteliğinin temel kaynağı, Şamanizm’deki Ak Bö - Kara Bö ile Zerdüştlük’deki İyilik ve Kötülük, (Ahuramazda - Ahrimanizm) Aydınlık, Karanlık Çift Tanrıcı (Dualist inanç düşünce yapısıdır. Bunun içerisini dolduran inançsal felsefe Güneş, Ateş, Su, Toprak ve Kadına verilen değerle Enel Hak kültürüdür. Açıkçası Zerdüştlük ile Şamanizm’in sentezidir Kızılbaş Alevilik.
 
1530 yıllarına kadar Aleviler inanca dayanan mücadelelerini, Babailik adıyla hiçbir tereddütte düşmeden yaşatabilmişler. 1077’de ortaya çıkan Anadolu Selçuklu Devleti, 1200 yıllarından itibaren hem İslami hem de ekonomik siyasal örgütlenme olan Ahiliği kurup, Alevileri asimile etmeye çalışmıştır. Alevilerin bu dayatmayı reddettiğini görüyoruz. Buraya kadar Alevilerin dinsel inanca dayanan mücadelelerinde, bir eksiklik veya anormallik görülmüyor.
 
1500 yılında Osmanlı Padişahı II. Bayezid, Balkan Devşirmesi Balım Sultan’a, Bektaşilik Tarikatını kurdurmasıyla, Alevilerin çoğunluğunda derin inançsal kafa karışıklığı başladığını görüyoruz. Bektaşilikle birlikte Aleviler Şii İslamcı 12 İmamlara inanıp, Aleviliği buradan başlatmakta hiçbir sakınca görmemişler. Böylece öz dini inançsal ibadetleri olan Cem ve Semaha, Şii 12 İmamların adlarını ve hikayelerini eklemeleriyle, kendilerini tahmin edilenden daha anormal inançsal karışıklığa sürüklemiş oldular. Siyasi politikalarını da Şii İslam’a göre şekillendirip, kendi dini inanç kültür ve tarihlerini tamamen unutmuşlardır. Ve Aleviler bu yüzden, Osmanlı’nın biraz yontulmuş şekli olan Cumhuriyeti bir türlü çözemediler. Osmanlı Şeriatına karşıymış gibi yaygara yapan Cumhuriyetin sahte laik ve de çağdaşlığına inanmaları, Alevilerin inançsal olarak ne kadar derin kafa karışıklığına düştüklerinin en somut kanıtlarıdır bütün bu yaşananlar. İkinci bölümde Alevilerin siyasal kafa karışıklığına nasıl sürüklendiklerini ele almaya çalışacağız.
Kaynaklar:
Nişanyan. Türkçe Etimolojik Sözlük.
Türk Dil Kurumu (TDK) İnternet sayfası.
Ali Şeriatı- Dinler Tarihi, Seçkin Yay.
İ. Zeki Eyüpoğlu- Tarikatlar ve Mezhepler Tarihi, Seçkin Yay.
İhsan D. Dağlı- Orta Doğu’da İslam ve Siyaset, Boyut Yay.
Kitabı Mukaddes Şirketi, Orhan Matbaacılık
E. Hamdi Yazır- kuran-ı Kerim ve Yüce İlmi Hali. Huzur Yay.
Felicien Challleye- Dinler Tarihi, Varlık Yay.
Yazar Nuri Öztürk- İslamı Anlamaya Doğru, Yeni Boyut Yay.
Faik Bulut- Alisiz Alevilik, Doruk Yay.
Mircea Eliade- Şamanizm, İmge Yay.
Turan Dursun- Kuran Ansiklopedisi 8 Cilt. Kaynak Yay.
Ethem Xemgin- Aleviliğin Kökenindeki Ahuramazda ve Zerdüşt Öğretisi, Berfin Yay.
Musa Şanak- Mezopotamya’da Dinlerin Doğuşu, Aram Yay.
Mircea Eliade-Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi 3 Cilt, Kabalcı Yay.
Cemal Zöngür- Din ve Felsefe Açısından Kızılbaşlık

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...