Alevilerde İnanç ve Siyasal Düşünce Karmaşası -2-

Cemal Zöngür kullanıcısının resmi
Alevilerdeki Siyasi Kafa Karışıklığı:

 
Siyaset Felsefesine göre; Siyaseti yapan, yürüten insan, doyum ve tatminde sınır tanımadığı sürece, hiçbir zaman gerçek adalet, eşitlik ve barışı sağlayamaz. Doğuştan itibaren bencil, egoist ve kindar olan insan, siyasetle elde etmiş olduğu yetki, makam ve güçle, süperhayvana dönüştüğü için, başta kendi cinsine ihanet eden bir yaratıktan ibarettir.
 
Şimdilik siyasetsiz yaşamak mümkün olmadığına göre yapılması gereken yöntem, toplum üzerinde kullanılan maddi manevi tapınmacı güç ve yetkiyi, tamamen ortadan kaldırmaktır. Bu da mümkün değilse minimalize edilmelidir. Siyasilerin yetki ve güçlerinin sınırlandırıldığı örnekleri, Avrupa ülkelerinde görebiliyoruz. İstenilen noktada olmasa da anormallikler önemli derece azaltılmıştır. Demek ki insan isterse, her türlü anormalliği rahatlıkla minimalize edebiliyor.  
 
İlkel uygar dönem de dahil modern siyasi çağdaki dinci, sağcı ve solcu siyasi parti vb. oluşumlar, halkı tek mutlu edeceklerin kendileri olduğu propagandasıyla iktidara gelmişlerdir. Topluma büyük umutlar verdikleri halde, hiçbiri adaleti uygulamış değildir. Hepsinin adalet anlayışı, yakın çevresindeki dalkavukları beslemek olmuştur. İlerleyen süreçte her siyasi yapı, iç hesaplaşmalarla kendi çocuklarını yiyerek dağılmışlardır. Alevilerin siyasi düşünce yapılarına gelecek olursak.
 
Birinci bölümde belirtildiği gibi 1530’lara kadar Aleviler, o günün şartlarında inançlarına dayanan siyasetlerinde ciddi bir çelişkiye düşmeden yürütebilmişler. 1500’lerden itibaren, Alevilerin büyük çoğunluğu, Bektaşi Tarikatlaşmasını kabul etmeleri sonucunda, öz kültürel değerlerine bağlı siyaseten tamamen kopmuşlardır. Bektaşilikten etkilenmiş her kişi, grup ve toplum, derin karmaşa içerisinde bocaladıklarını, Alevilerin birlik beraberlik sağlayamamalarından anlayabiliyoruz. Aynı devşirmeci dejenerasyonist yaşam ve kültür anlayışı, İslam’ı yücelten Osmanlı ve Türkiye gibi yapılarda da mevcuttur. Ve İslam’ın fikir babası Araplar, bu durumdan maddi manevi son derece kârlı çıkarken, Devşirme Müslümanlara gülüp eğleniyorlar. Tarihsel bir noktayı hatırlayarak, Alevilerin siyasal karmaşalarını daha net anlamaya çalışalım.
 
Aleviliğin Piri Hünkâr Bektaşı Veli ile, Bektaşilik Tarikatının düşünsel, kültürel, siyasal ve zaman açısından, uzaktan yakında en ufak bağı, alakası bulunmadığını her Alevi bilmelidir. Osmanlı tarafından 1500 yılında Bektaşilik Tarikatı var edilirken, Pir Hünkâr Bektaşi Veli 1279 yılında çoktan ölmüştü. Arada en az 330 yıllık bir zaman farkı var. Alevilerin bu gerçeklikleri görmeden siyaset yapması, siyasetsizlik değilse daha derin sorunlar mevcut demektir.
 
Devletleşme geleneği yüksek olan sözde Türkleri, bir taraftan Araplar din ile kullanırken, diğer taraftan Avrupa ülkeleri teknolojik, askeri olarak kendilerine bağımlı şekle getirmişlerdir. Türkiye toplumu bu yüzden gerçek siyaset felsefesinden tamamen uzaktır. Gerçek siyasetten uzak Türk devleti Alevileri resmi açıdan tanımadığına göre, Alevilerin gerek siyasi gerekse kültürel olarak nasıl bir anormallik içerisinde yaşadıklarını, tahmin etmek hiçte zor değil. Resmi otoritenin bu kültürsüzlüğüne, Aleviler Şii İslam ve sahte laikliği eklemeleriyle, kendilerini düşünülenden daha derin dejenerasyona kurban etmişlerdir. Alevilerin %95’i Şii İslam ve sahte laik kültürle yaşadıkları sürece, gerçek bir siyasi felsefeye hiçbir zaman sahip olamayacaklar. Sol, sosyalist Alevilerin siyasi düşünce yapılarına gelirsek.
 
Alevilik ve Aleviler üzerine tarih, kültür, sosyolojik araştırmalarımda, istisna aile ve bireylerin dışında Alevilerin çoğunluğu, Bektaşiliği Alevilik olarak görüp yaşatmaktadırlar. Solcu Aleviler, Bektaşilik başta olmak üzere, Anadolu halklarının tarih ve sosyolojik yapılarıyla ilgili bilimsel, doğru bir incelemeleri bulunmuyor. Örneğin Anadolu tarihinde modern siyaseti, kimler ne zaman nasıl başlatmıştır? Mevcut emekçi sınıfın nitelik yapıları hangi iş alanlarına dayanıyordu? Dil, din ve iş sektöründeki yapılar incelenmeden, genel geçer emek sermaye çelişkisiyle ifade etmek, birçok önemli konuları hasır altı yapmıştır. Bunun sonucu değil midir? 21. Yüzyılda hâlâ ulusal sorunlar ve çelişkiler, sınıf mücadelelerinin önüne geçiyor.
 
1700 ve 1900 yıllar arasında batılı ülkeler, modern siyasetle toplumsallaşıp yaşamlarını çağa uygun düzenlerken, Anadolu’da modern siyaset adına hareket edenler yalnızca Rum, Ermeni, Süryani, Yahudi ve Balkan kökenlilerden ibaretti. Osmanlı ve Cumhuriyet, bu halkları ve düşüncelerini yok etmek için her türlü katliamı uygulamıştır. İstisnaların dışında bu tarihlerde, Müslüman ve Alevi modern siyasetçi bulunmuyor. 1960’lı yıllara kadar Anadolu’daki Müslüman halkların çoğunluğu, siyasi parti nedir ne iş yapar gibi bilgilerden habersiz, her şeyi dinle yorumlayıp yaşıyorlardı. Sosyalist Aleviler 1960’lı yıllardan itibaren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) gibi oluşumlarda siyasetle tanışmışlardır. TİP ve benzeri partiler, Kemalist düşünceyi aşmış değiller. Bilindiği gibi Kemalist siyaset, batı taklitçiliği ve İslam’ın gerici sosuyla boyanmış din ve etnik ırkçılıktan ibarettir. Bunu tek dil, tek din, tek ırk, tek millet, tek, bayrak tek düşünce ilkelerinden biliyoruz.
 
Sosyalist Alevilerin çoğu Kemalist bu karmaşayı aşamadıkları için, solda başarı sağlamaları da beklenemezdi. Yetersiz, yanlış devrimci teori ve pratikle yorulup, Alevi İnanç Derneklerinde yer alarak solculuğu kurtaracaklarına inanmaktadırlar. Alevilik ile Sosyalistliği aynı gören bu anlayış, 1500’lü yıllardaki Bektaşilik karmaşasının benzeridir. Alevilik her ne kadar hümanist, kadın erkek eşitliğine dayanan demokrat bir felsefesi olsa da aynı ölçüde, ruhani bir inanaçsallığa da sahiptir. Bu da doğayı ruhani kültürle yücelten yarı Materyalist ve yarı Metafizik felsefi yapı arasında kalmaktır. Her sosyalist bireyin görevi, Alevilik gibi inançların bu tür karmaşalarını ortadan kaldırmaktır. Bunun çözümüyse, her iki felsefi kültüre dayanan dinsel inançların, sentezinin mümkün olup olmadığını netleştirmek ve gerçek demokrat yapıya dönüştürmektir.
 
Sosyalist Aleviler böyle bir çözümleme yerine, Aleviliğin dinsel ritüellerini sosyalistlik gördükleri gibi, Kemalist yapıya da aynı mantıkla bakmaktadırlar. Daha somut güncel örneklerse, Avrupa Alevi Birliği Federasyonu (AABF) ve diğer tüm Alevi federasyonlar, Kemalist oldukları halde birleşmenin engellerini sorgulamaktan çok uzaktalar.. Bektaşi ve Kemalist soslu bu solculuk ve kafa karışıklığı sorgulanıp aşılmadıkça, bir yüzyıl daha aynı karmaşayla yaşayacaktır Aleviler.
 
Kaynaklar:
J.M. Roberts- Avrupa Tarihi- İnkılap Yay.
William H. Mc Neill- Dünya Tarihi- İmge Yay.
Nişanyan. Türkçe Etimolojik Sözlük.
Türk Dil Kurumu (TDK) İnternet sayfası.
Ali Şeriatı- Dinler Tarihi, Seçkin Yay.
İ. Zeki Eyüpoğlu- Tarikatlar ve Mezhepler Tarihi, Seçkin Yay.
İhsan D. Dağlı- Orta Doğu’da İslam ve Siyaset, Boyut Yay.
Kitabı Mukaddes Şirketi, Orhan Matbaacılık
E. Hamdi Yazır- kuran-ı Kerim ve Yüce İlmi Hali. Huzur Yay.
Felicien Challleye- Dinler Tarihi, Varlık Yay.
Yazar Nuri Öztürk- İslamı Anlamaya Doğru, Yeni Boyut Yay.
Faik Bulut- Alisiz Alevilik, Doruk Yay.
Mircea Eliade- Şamanizm, İmge Yay.
Turan Dursun- Kuran Ansiklopedisi 8 Cilt. Kaynak Yay.
Ethem Xemgin- Aleviliğin Kökenindeki Ahuramazda ve Zerdüşt Öğretisi, Berfin Yay.
Musa Şanak- Mezopotamya’da Dinlerin Doğuşu, Aram Yay.
Mircea Eliade-Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi 3 Cilt, Kabalcı Yay.
Cemal Zöngür- Din ve Felsefe Açısından Kızılbaşlık- Ozan Yay.
Alaeddin Şenel- Siyasal Düşünceler Tarihi- Bilim ve Sanat Yay.
 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...