HÜMANİST METAFİZİĞE GİRİŞ... Berrin Taş Poetikası... Ayhan Kavak

Görülmüştür kullanıcısının resmi
"Adnan Öztel okunmayı ziyadesiyle hak eden başarılı bir şair/şiir incelemesinin hakkını vermiş. Okurken yanınızda Berrin Taş verimleri de olsun isterim. Zira büyülü sözcüklerin mayalandırılmasıyla oluşturduğu, insanı ta yüreğinden vuran şiirler yaratan bir şairdir o. Gerek Berrin Taş şiirini gerekse de “Hümanist Metafiziğe Giriş/Berrin Taş Poetikası” nı okuduğunuzda çok daha fazlasını bulacağınızdan kuşku duymam." Ayhan KAVAK. 2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17. Tarsus

 
HÜMANİST METAFİZİĞE GİRİŞ
Berrin Taş Poetikası
                “Gülkurusu akşamlardan geliyorum/karanlığa teslim olmamış kahkahalardan/ben ölümüne sevenlerin şarkısını söyleyeceğim/yokluğun eritmediği duyguların şarkısını/çığlığa dönüşen direnmenin şarkısını” (Berrin Taş)
                Kuşatılmış karanlık mekanlarda kalıyorsan umduğunu değil bulduğunu okursun. Kuşkusuz ısrarla okumak isteyeceğin kitapları ne yapıp edip temin etmenin çabasında da olursun. Yaşar kılındığımız mekanlarda muktedirlerce adeta mobil bir yaşama yazgılatıldık. Bir yerden bir başka yere, yollanıp duruyoruz. Bir zindanda bulabileceğin kaynağı başkasında bulamayabilirsin; bunun tam tersi de geçerlidir. Ama çoğun her şairin verimlerine ulaşamıyoruz. Bunlardan biri de Berrin Taş’ tır. Elbette şairi bilirdim. Hasbelkader elime geçmiş birkaç İnsancıl Dergisi’nde ve yanılmıyorsam bir antoloji içerisinde şiirlerine denk gelmiştim. Ne fayda, şiir kitaplarını okumamıştım. Bazen şairin kitaplarından değil de dolayımlanan başka eserlerden onu tanıma, poetikasını öğrenme durumunda kalıyorum. Şairle böylesi tanışıklık bende hayıflanma ve mahcubiyet yaratıyor. Zira şairin tüm şiirleri yaşamda iz bırakıp okunmayı hak eden değerli şiirlerdendir.
                Adnan Öztel’ in “HÜMANİST METAFİZİĞE GİRİŞ Berrin Taş Poetikası” nı okurken usta bir şairin ayırdına vardım ve onun kitaplarını okumamanın eksikliğini tüm benliğimde duyumsadım. Öztel’ in örneklendirdiği Berrin Taş şiirlerinin hemen hepsi çarptı beni. Haliyle kendi kendime söz verdim. Olur da olanak yaratırsam ilk elden Berrin Taş’ ın yayınlanmış tüm verimlerini edineceğim.
                Ben Berrin Taş’ ı aslolarak Adnan Öztel’ in yazmış olduğu nitelikli ve oylumlu eseriyle tanıdım. Yazar Öztel bu kitabıyla zoru başarmış. Zindanda bazı yazımsal çalışmaları sonuca bağlamak ve kitaplaştırmak öyle kolay değildir. Hani şartlar, koşullar denir ya, işte tam da orada takılıp kalınabiliyor. Hele bir de şairin on bir eserini yapı sökümden geçirip onun metafizik şiir poetikasını damıtık saf su misali içime sunması cesaret ister. Nitekim bu kitap da cesaretin vücuda gelmiş halidir. Adnan Öztel her türden olanaksızlığa rağmen mevcut çalışmasının birinci cildini şairin poetikasına dayanak olan Hümanist metafiziğin estetik boyutuna ayırmıştır. Henüz basılmayan ikinci cildi de Berrin Taş’ ın şiirlerini hümanist felsefik bakış açısıyla inceleyecek. Böylelikle hem estetik hem de felsefik olarak şairin eserleri serimlenecektir. İyi ki de böyle yapılmakta. Öztel’ i kutlar, başarılar dilerim. Yazar bu kitabını şiirdeki ustası Berrin Taş ve felsefedeki ustası Cengiz Gündoğdu’ ya adar. Dedik ya yazar öyle kolayca kotarmamıştır bu kitabı. Adnan Öztel, yaşadığı ağır sağlık sorunları bir tarafa, hapishanenin tecrit içinde tecrit yaratan ortamında Şair Berrin Taş’ ın on bir şiir kitabını ayrı ayrı inceler. On bir eser şunlardır: Bir Kenti Ağlıyorum, İnsanın Ayak İzleri, İnsana Gecikmedin, Zamanın Hırçın Soluğu, Fırtına, Değerler Kitabı Güzele Şarkı, Akşam Yalnızlığı, Çavuşkuşunun Türküsü, Gelecek Ağacı, Karanfil Alevleri, Gece Yarısı Şiirleri…
                Öztel, Berrin Taş poetikasını hümanist metafizik konteksti içerisinde inceler. Hani olur da metafizik denince aklınıza (bence şartlanmadır) olumsuz imge yaratılabilir. Fakat ben öyle düşünmeyenlerdenim. Kanımca metafizik direkt diyalektik-maddeci bakış açısının karşıtına dönüştürülmemelidir. Düşünce sistematiklerinde böylesi karşıtlıklar keskin çizgilerle belirgin kılındığından, toplumsallaşmış insanlık cenahında, metafiziğe yönelik olumsuz bir yargı gelişebilmekte. Oysa metafiziği bir toplumsal inşa gerçekliği penceresinden görüp ahlak, sanat, politika ve düşünce düzlemlerinde “iyi, güzel, özgür ve doğru” arayışını sürdürmenin yanı sıra “arete” nin oluşumunu sağlama yani erdemli yaşamı hakikat eylemenin özü olarak algılamak, içselleştirmek geliştirici olacaktır. Değil mi ki sanat (şiir) bir metafizik kurgulama olarak insanın estetik olabilme ihtiyacını giderir. Gerek Öztel gerekse de Şair Taş metafiziği bu izlekten yola çıkarak somutluğa kavuşturmaktalar. Yazar, Berrin Taş poetikasını estetik ve hümanist özün korelasyonunu kurup hümanistik metafizik tanımlanması çerçevesinde yapı sökümüne uğratır.
                Berrin Taş’ ın örnek verilen bir şiiri şöyledir: “Şiirlerden yaşama taşınmış insanı arıyordum/Sen insanı tıkanan yollara/akmayan sulara gizledin”
                Bu şiirde de saptanabileceği gibi Taş’ ın şairliğinin odağında insan olma-insanlaşmanın türlü halleri vardır. O şiirlerinde betimlemelerle yetinmeyen bir şairdir. Bu yüzden insan hallerini eleştiri süzgecinden geçirmekten çekinmez. Öztel’ in tespit ettiği gibi, Berrin Taş şiirleri çocuklar, kadınlar ve doğayı kucaklar. Bu kucaklama ezilenlerden yana tavır almasıyla ilintilidir. O, insanın insanlaşmasına katkı sunmada kurumsal ve pratik mecrada kafa yoran, çaba ve emek sarf eden şairlerdendir. Onun hümanist metafiziğinde insan iradesi olan, etkin bir öznedir. O özne direniş ve özgürlükle buluştuğunda anlamına kavuşur. Bir şiiri de buna parmak basar: “Ben özgürlük savaşçısıyım barışı ararım/sınırlı değil düş evrenim uzaklara giderim/anlamazlar küçük dünyalarında/bugünü yaşayanlar/benim yaşamlarından geçen bir yolcu olduğumu/bilmezler hiç durmadan yürüdüğümü.”
                Adnan Öztel her şiiri analiz eder. Estetik kalkışmanın güzelliklerine bizi Berrin Taş şiiriyle ulaştırır. Yazar, Berrin Taş şiirinde yeni insan yaratmanın izleğini ortaya koyar. Onun şiir toplamının felsefe ve etikle harmanlandığına işaret ederken Taş’ ın şiir poetikasından çıkarsadığı kimi özellikleri de şöyle somutlaştırır: Maddeci-diyalektik, Gerçekçilik, Tür bilinci (kendini bilen insan), Sınıf bilinci, Hümanizma, Aydınlanma, Sorgulama, Eleştiri, Gelecek perspektifi, Umut, Eğiticilik, Haz vericilik, Etik değerler ve Tarihsellik…
                Bu özelliklerin bazıları bile şiire değer katmaya yetecekken mevcut özelliklerin tümünün varlığı şiirsel yetkinleşmenin şahikası anlamına gelir. İşte bu yüzden şiir kitaplarını okumamış olmaya üzülüyorum. Geç de olsa telafi etmeye çalışacağım. Sağ olsun Adnan Öztel, yaptığı ve keyifle okuduğum çalışmasıyla bunu bana göstermiş oldu.
                Şiir yazan, şair titriyle dolaşan bir dolu insan var. Haklarını yemeyeyim, içlerinde has şairler de bulunur. Kanımca şiirle hemhal olan yazarların şiir hakkında kurumsal boyutta da mesai yapmaları gerek. Bunu hem Öztel hem de ustası Berrin Taş ziyadesiyle yapmaktadır. Yazar, Berrin Taş’ ın “Şiir Nedir Şair Kimdir” kitabından da alıntı yapar:
                “Estetik yaşamdır… şiir estetik bir bütünlüktür… yaşamı anlatır. Şiirin sorunu insanın yaşamını kapsayan, yaşamını içeren görüntülerin verilmesidir. Bu veriliş şairin kimliğiyle, yaşama bakışıyla, bir doğrultu edinir, varlık bulur. Şairin dünyayla, insanla ilişkileri gerçekçi bir bakış açısıyla tamamlanıyorsa şiir estetik yaşantısını sürdürebilir. Bunun tersi rastlantıların oluşturduğu bir yaratıcılıktır… o kadar.”
                Sahi bir de hem şiir kitapları hem de şairlerin yazdığı şiir eleştiri/analizlerini içeren kuramsal kitapları da okumalı şiirle içli dışlı olanlar.
                Hasılı, derinlikli ve nitelikli analizler içeren bir çalışma yapmış. Adnan Öztel okunmayı ziyadesiyle hak eden başarılı bir şair/şiir incelemesinin hakkını vermiştir. Okurken yanınızda Berrin Taş verimleri de olsun isterim. Zira büyülü sözcüklerin mayalandırılmasıyla oluşturduğu, insanı ta yüreğinden vuran şiirler yaratan bir şairdir o. Gerek Berrin Taş şiirini gerekse de “Hümanist Metafiziğe Giriş/Berrin Taş Poetikası” nı okuduğunuzda çok daha fazlasını bulacağınızdan kuşku duymam.
                Son söz Berrin Taş’ ın olsun, şiiriyle sarıp sarmalasın bizi:
 
 
“Sabaha inanmalısın
usul usul eserek
tenine değen serinlik
sana yaşamayı anlatır
sabaha inanmalısın
ıssız dağ başlarından
sana doğanın kokusu gelir
sabaha inanmalısın
çiçekler rengarenk açar
içinde sevecen duygular birikir
sana insanlığını bildirir
sabaha inanmalısın.”
Kitabın Adı:
HÜMANİST METAFİZİĞE GİRİŞ Berrin Taş Poetikası
Yazar: Adnan ÖZTEL
İnsancıl Yay., 1. Basım Mayıs 2022
 
Ayhan KAVAK
2 Nolu T Tipi Hapishanesi A-17
 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...