DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI XVIII

Görülmüştür kullanıcısının resmi
"Sezai Sarıoğlu 'Firari Yazılar'a yazdığı Sonsözde şöyle der: “… cevaptan soruya, dogmatik siyasetten sanata doğru bu kıymetli ve hayra alamet temize çekme eylemi, iyi kurgulanıp yaşanmazsa, “dünya tarihsel özgür birey” yerine soyut birer “bireyci”liğe, nihilizme ve postmodernizme kalıcı kayıt yaptırmak riski bu yazının kenar notudur. Yaşanan süreç, siyaseti dillerinin tersiyle itip, tüm “ağırlıklarından” kurtulup “salt sanata” meyledip uçanların kapitalizme konup kesin kayıt yaptırdıklarının örnekleriyle doludur…” İçeriye düşüp de “meyledip uçanların” çokluğunun yanında dışarıya çıkıp da “kapitalizme konup kesin kayıt yapanlar azımsanmayacak düzeydedir. Ne yazık!"

DUVAR YAZISI EDEBİYAT KAYINTISI
XVIII
 
Madde 171: Daniel Pennac’ın Can Yayınları’ndan çıkan “Teşekkür Ederim” eserinde şöyle bir pasaj yer alır: “Ödüllendirilen bir kişinin, ödül töreninde yaptığı teşekkür konuşmasına benzeyen hiçbir yapıt, ödül almaya layık değildir.”
            Bu yapıtta, yazdığı tüm eserleri için ödül alan bir yazarın, yaptığı anlaşma çerçevesinde sahnede 75-90 dakika konuşma zorunluluğu vardır. Sahneye çıkan yazar, teşekkür ederim ile başlasa da sonraki akışta ödül eleştirisine dönüşen spontane bir konuşma yapar.
 
Madde 172: 1944 yılında doğan Pennac, ilk deneme kitabını 1973’te çıkarır. Büyük yankı yapan okuma üzerine bir deneme olan “Roman Gibi” eseri de 1992’de yayınlanır.
“Teşekkür Ederim” kitabını da sahneye uyarlayarak bizatihi kendisi oynamıştır.
Ödüllere yaklaşımı sorgulamak için bile “Teşekkür Ederim” okunmalı…
 
Madde 173: Sezai Sarıoğlu “Firari Yazılar” a (Haz. A. Kavak-A. Okay) yazdığı Sonsözde şöyle der: “… cevaptan soruya, dogmatik siyasetten sanata doğru bu kıymetli ve hayra alamet temize çekme eylemi, iyi kurgulanıp yaşanmazsa, “dünya tarihsel özgür birey” yerine soyut birer “bireyci”liğe, nihilizme ve postmodernizme kalıcı kayıt yaptırmak riski bu yazının kenar notudur. Yaşanan süreç, siyaseti dillerinin tersiyle itip, tüm “ağırlıklarından” kurtulup “salt sanata” meyledip uçanların kapitalizme konup kesin kayıt yaptırdıklarının örnekleriyle doludur…” İçeriye düşüp de “meyledip uçanların” çokluğunun yanında dışarıya çıkıp da “kapitalizme konup kesin kayıt yapanlar azımsanmayacak düzeydedir. Ne yazık!
 
Madde 174: Sarıoğlu şöyle devam eder: “… Birbirimizden öğrenmek için de yazıyoruz ve yaşıyoruz… Her kavramsal ve edebi öğrenmenin sonucu keyfin ve keşfin sonrasında birbirimize “borçlanırız.” Her seferinde birbirimize borçlarımızı yazarak ödesek de yine de geriye bir bakiye kalır. Bu nedenle de bu yazı hem borç ödemek hem de yeniden borçlanmak hevesidir. Yazmak, çağın en temel sorunu olan “hakikat yitimi” ve “evcilleşmeye” karşı da bir tavır ise, bu bize tarihin yüklediği borcu yazarak da üstlenmek gerek…” Doğru söze ne hacet, gerçekliği görünür kılmış, Sezai Sarıoğlu…
 
Madde 175: Sezai Sarıoğlu’ndan ele alarak söylersem; “Kendini Bil”meyle yazmalı içerideki. Çepeçevre sarmalayan duvarlara bakarak salt öfkelenmeyle kalakalmışsan şayet, zamanla içine konulduğun duvarı da kanıksayabilir, o duvarla hemhal olunabilir. Mesele o duvardan Simurg heykeli yapma ve enginliklere kanatlandırmadır. Yazarken bunları da düşünmek ve sorumluluğunun bilinciyle hayata anlam katmaktır…
 
Madde 176: “Paris Sıkıntısı” ve “Küçük Düzyazı Şiirler” adlı eserleri de olan Charles Baudelaire (1821-1867) Düzyazı veya Mensur şiirin yaratıcısı olmasa da bu şekilde yazılan şiirleri bir türe dönüştürür, saygınlık kazandırır. İlk derlemesinde kullandığı “Düzyazı Şiir” kavramı da yerleşik hale gelip çağdaşlarını etkileyecekti.
 
Madde 177: Baudelaire “Kötülük Çiçekleri”ni yayınladığı yıl (1857) bir başka yapıtını yazmayı tasarlar. Bu tasarıya ilham veren yazar, Aloysius Bertrand’dır. Bertrand 1842 yılında eski dönem yaşamını yeni bir biçim ustalığıyla betimleyerek düzyazı şiir tarzında gerçekleştirmişti. Bertrand’ ın bu eseri çok sonradan çıkacak gerçeküstücülüğün de öncüsü kabul edilecekti.
 
Madde 178: Baudelaire’in tasarladığı kitap ölümünden sonra dostu ve yayımcı olan Arsène  Haussaye tarafından çıkarılır. “Paris Sıkıntısı”nın yayımlanmasını görememiştir Baudelaire.
 
Madde 179: Baudelaire, Paris Sıkıntısı için Haussaye’ ye yazdığı mektupta; Bir şey denemek, onun öylesine şaşılası biçimde çekici eski yaşamın çiziminde uyguladığı yöntemi yeni yaşamı, daha doğrusu yeni ve daha soyut bir yaşamı anlatmada uygulamak geldi usuma.
            Uyumu uyağı olmadan da şiirli, ezgili olan, ruhun içli devinimlerine, imgelemin dalgalanmalarına, bilincin çarpıntılarına uyacak kadar kıvrak ve çarpıntılı bir şiirsel düzyazı tansığını hırslı günlerimizde hangimiz düşlemedik?” der. Ne yazık önceden tamamlamasına rağmen görmediği eseri için bunları söylemişti.
 
Madde 180: Suzanne Bernand (Edebiyat Kavramı, Tzvetan Todorov, Sel Yay.)Baudelaire’in Düzyazı şiir tarzı için, “Bu özgün türün düzenlemesini yöneten her yasalar bütünü ancak düzyazı şiir adı altında bir güç olarak yer alır. (…) Aslında, biçiminde değil özünde de düzyazı şiir zıtların birliğidir. Düzyazı şiir, serbestlik ve kesinlik, yıkıcı anarşi ve düzenleme sanatı üstünde temellenir.” der. Baudelaire’deki düzyazı şiirler, anlatısal olabildiği gibi betimleyici, soyut olabileceği denli somut da olabilen kısa şiirsel metinlerdir.
(Devam Edecek)
Ayhan Kavak
2 No'lu T Tipi Hapishane A 17.
Tarsus- Mersin

 
 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...