“Bu Köyün Otları Güzel Kokuyor”
Salyangoz Hıdır, köpek Cano, Bulut ve ben dört yıldır bu köydeyiz. Bir de Hevse Ablamız var yemeklerimizi yapan, evi çekip çeviren. Sorgusuz sualsiz Bulut’u kucaklayan kocaman bir kalbi var… Esin? Esin yok!
Salyangoz Hıdır, köpek Cano, Bulut ve ben dört yıldır bu köydeyiz. Bir de Hevse Ablamız var yemeklerimizi yapan, evi çekip çeviren. Sorgusuz sualsiz Bulut’u kucaklayan kocaman bir kalbi var… Esin? Esin yok!
Ama hiç korkmadı. Denizine de yağmurunu da rüzgarına fırtınasına da sandalına, gemisine, ağına, oltasına da kafa tuttu. Ama öyle bir şey oldu ki, yaşlı mor balık bir buluta aşık oldu. Bulutun bu aşktan hiç haberi olmadı. Olsaydı da ne fayda! Bulut yaşlı mor balığa uzak, yaşlı mor balık buluta tutsak. Günlerce, gecelerce başını gökyüzünden ayırmadı bizim yaşlı mor balık. İlk defa onun için ağladı. Hatta kendi bile çok şaşırdı. Bilmezdi hiç balıkların da ağladıklarını. Arkadaşları sordular. O “Denizden,” dedi, “deniz beni hüzünlendirir hep. Ağlamam bu yüzden.”
Mavi gökyüzü
Sen
Beyaz bir bulut
Yayılabildiğin kadar yayıl enginliğime
Ben
Mavi okyanus
Sen
Beyaz, kocaman bir dalga
Vur kendini kıyılarıma
Beyazlasın saçlarım
Acılı bir sevda türküsü gibi
Otur dilime
Ben
Bu toprakların çocuğuyum
Denizden mavidir düşlerim
Yazmışım seni benliğime
Kar beyazı renginle özgürlüğüm
Denizden Mavidir Düşlerim'den
Sivas ellerinde kaynayan bulut
boşa gelir,geçer üzerimizden
çöle çevirdiniz bağı bahçeyi
bir damla yağmuru haram ettiniz
haramiler çeker kızılırmak suyunu
başkasının emeğinde eli,hırsızın
komşusunun eserine musallat olmuş
yakar hasadımızı harman yerinde
ektiğimiz ekini biçtirmediler
çapula alışmış sahte vatan severler
bayrağın rengini kanımızla boyarlar
kan içip kızılcık şerbeti derler
ağlamak,sızlamak fayda getirmez
emeğimizin hasadını yedirmiyelim