Yaşlı Mor Balık ile Bulut/ Tamer Dursun

Edebiyat Bahcesi kullanıcısının resmi
Yaşlı mor balık son kez dönüp denize baktı. Gözleri yaşlı, denizin dalgalarına, dalgaların üstünde şarkılar söyleyen martılara, uzaktaki siyah yeşil dağlara baktı. Kolay değildi; Ömrü geçmişti bu denizde. Gün oldu fırtınayı, gün oldu yalnızlığı gördü. Aç kaldı, açıkta kaldı. Oltalardan, ağlardan kurtuldu, yaralandı.

Ama hiç korkmadı. Denizine de yağmurunu da rüzgarına fırtınasına da sandalına, gemisine, ağına, oltasına da kafa tuttu. Ama öyle bir şey oldu ki, yaşlı mor balık bir buluta aşık oldu. Bulutun bu aşktan hiç haberi olmadı. Olsaydı da ne fayda! Bulut yaşlı mor balığa uzak, yaşlı mor balık buluta tutsak. Günlerce, gecelerce başını gökyüzünden ayırmadı bizim yaşlı mor balık. İlk defa onun için ağladı. Hatta kendi bile çok şaşırdı. Bilmezdi hiç balıkların da ağladıklarını. Arkadaşları sordular. O “Denizden,” dedi, “deniz beni hüzünlendirir hep. Ağlamam bu yüzden.”
 
Bir sabah yaşlı mor balık yine her sabah yaptığı gibi, kalbi heyecandan pırpır, denizin derinliklerinden gelip, başını yukarı kaldırdı. Gökyüzü boştu. Gök…yüzü...bom…boş…tu…
 
Kocaman ve anlamsız bir mavilik vardı sadece. Bu sırada bir martı kondu denize. “Sen moruk, senin bulutu mu arıyorsun? Heheheh... Daha çok ararsın babalık. O gitti.”
 
Yaşlı mor balık yutkundu kederle. Boğazını yakan tuzlu su deniz miydi yoksa gözyaşları mı, merak etmedi.
“Ama… Ama nereye gitti ki? Hep buradaydı o. Niye gitti, neden gitti ki…?” diye sordu. Sesi yaprak gibi titriyordu.
 
Martı gagasının kenarındaki, biraz önce bir gemiden kaptığı simitten kalan susamları yaladı ve umursamaz bir tavırla. “Rüzgâr diye bir çapkın var. Şerefsizin peşinde sürüklemeyeceği bulut yoktur. O da onunla gitti dün gece. Eee, ne bekliyordun mor moruk, buluta sevdalanacaksan önce kanatların olacak. Senin kanatların yok ki ne bok yemeye gidip bir buluta gönül verdin! Yanında olamadığın yaran olur.”
 
Yaşlı mor balık başını öne eğdi ve sadece “Aşkın kanada ihtiyacı yoktur martı kardeş. Aşk bazen de dokunmadan sevmek sevişmek değil midir? Aşk bazen de mümkün olmayanın yolunda ölmek değil midir?”
 
Martı en iğrenç sesiyle bir kahkaha attı. “Ah babalık ah! Senden adam olmaz çünkü sen balıksın bikerem. Hehehee… Aman bana ne ya. Ama merak ediyorsan söyleyeyim. Senin cilveli bulut rüzgâr ahan da şu tarafa doğru uçtu gitti.”
 
Yaşlı mor balık martının gösterdiği yere baktı. Martı kıyının ardındaki dağları göstermişti.
 
“Yanımda olmayan yaram olmasın lütfen. Yanımda olmayan yaram olmasın lütfen…Yanımda olmayan…” Sürekli bu cümleyi tekrarlayarak kıyıya doğru yüzmeye başladı.
 
Martı arkasından bağırdı.
“Heyyy aptal balık! Sen ne yaptığını sanıyorsun? Denizden dışarı çıkma bunak herif, öleceksin. Heyy kime diyorum ben…!”
Yaşlı mor balık martının bağırışlarına aldırmadan kıyıya doğru yüzmeye devam etti. Hem ağlıyor hem de karanlık çökerken, kıyının bittiği noktadaki dağlara bakıyordu.  “Bekle beni bulut bekle... Yanımda olmayan yaram olmasın lütfen. Yanımda olmayan yaram olmasın lütfen… Yanımda olmayan…”
 
Sabah oldu.
İnsanlar birer ikişer ellerinde şemsiye ve çantalarla kıyıya gelmeye başladılar. Annesinin elinden tutan küçük bir çocuk denizin kenarındaki ölü mor yaşlı balığı gördü ve annesine gösterdi. Anne çocuğunu çekiştirerek balığın yanından uzaklaştırdı. “Belli ki yolunu şaşırmış zavallı.”
 
Oysa bulutun rüzgâra kandığı bu dünyada aşk en doğru yoldu.
 
t a m e r d u r s u n

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/20/2024 - 16:37
03/31/2024 - 21:39
03/21/2024 - 04:53
01/14/2024 - 19:15

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...