İnsanda Tapınmanın Oluşumu
Buradaki tek amaç, insanları bilinmeyen üstün güçle korkutup oyalayarak, sömürü iktidarlarını devam ettirmektir.
Buradaki tek amaç, insanları bilinmeyen üstün güçle korkutup oyalayarak, sömürü iktidarlarını devam ettirmektir.
İnsandaki Negatif Elektron Yüklü Güdüsel Ego: Her zaman ilk önce harekete geçme özelliğine sahip, tehlikeli bir düşünce biçimidir. İnsanın bu yapısı, herhangi bir eğitime gerek kalmadan kendiliğinden hızlı ve hareketli olması, hayvani özünü tanımlar.
Bu bakımdan kutsallıklar üzerinden siyaset yapanlar ile, insanlığa değer veren herkes, değerlerine ihanet etmeden asla siyasal vb. özel amaçlarına ulaşamazlar
Yoksa niye yasalara ve dine ihtiyaç duysun ki?
Umut her ne kadar soyut kavrammış gibi düşünülse de kişinin kültür ve bilincine göre somutlukta taşır. İnsan doğasına göre bunun tarifini yapmak gerekirse, doğal duygusal tepkimelerin hepsini içinde barındıran üst yaşam sevinci olarak ifade edilebilir.
Arap ülkeleri ile Türkiye'nin basit ticareti dışında kültürel bağı olmadığı halde, Türkiye'nin İslam yozluğuna sarılıp her türlü ağır bedeller ödemesi, zeka ve akıl tutulmasının bir sonucudur. Bunlar siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel her alanda yaşanmaya devam ediyor. Peki neden devlet ve toplum olarak öz değerini inkar edip, hiçbir faydası olmayan İslam bataklığının arkasından gidiliyor? Sorunun doğru cevabı insan, zeka, akıl ve öz kültürün diyalektik bağı incelenerek verilebilir.
Özenti, saplantı, ukala, ırkçı, doyumsuz ve çeşitli kutsallıklarla eğitilen her insan, gerçek adaleti kaldıracak karaktere sahip değildir. Çünkü gerçek adalet; bilgi, sınır, ölçü, ciddiyet, samimiyet, eşitlik ve yüksek ahlak ister. Bu da sorgulayan düşünce, kültür, doğruluk ve dürüstlük demektir. Sıralanan insani ölçüler, hükmetmek isteyen ve yetersiz kişilere ağır geldiğinden, karakterlerindeki hazır negatif egoist fahişeliği tercih ederek yaşarlar. Ve dinle devletin yol göstericiliğine sığınılıp, kullanılmak vatan severlik olarak görülmekte.
diğer taraftan gösteriş, şatafat içerisinde yaşamak, dünyanın en büyük onursuzluğudur.
Aslında İslam yalnızca din meselesi olarak değil sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve askeri tüm yönleriyle ayrıntılı incelenmesi gereken önemli bir konudur. Her şeye nüfuz eden İslam dini, yalancı masalsı ayetlerini nasıl inandırıcı kıldığını, aynı zamanda bunun arkasından sürüklenen insan karakteri daha farklı açılardan ele alınmalıdır.
Devrimci iki şekilde olunur. Bunlardan birisi felsefi teorisiyle kültür devrimciliğidir, diğeri askeri zeka ve bilgiyle devrimciliktir. Her iki devrimci de siyaset bilimimin en büyük mimarıdırlar. Bu bakımdan biz sıradan insanlar, ancak bu bilime su taşıyan çıraklar olabiliriz. Kısa tanımdan da anlaşılacağı gibi siyasete ilgi duyan kişi, ya gerçek devrimci olmalıdır veya haddini aşmadan, gücü oranında destek sunmalı. Kimse büyük laflar etmemeli.