Koku!
Çürüyen herhangi bir nesne gibi değil, rutubet değil, irin değil, ceset değil, dışkı değil, bilinmeyen bir koku… Ağır ve dayanılmaz… Yakıcı ve keskin kokudan direği kırılan burnunun, zonklayan beyninin, boğulan ciğerlerinin basıncıyla dayanamayarak sokağa attı kendisini.
Sokağa sinmiş evin kokusu. Yoksa tam tersi miydi, sokağın kokusu muydu eve sinen?! Tek farkı daha hafif, daha ‘az’ rahatsız edici. Ama aynı sersemletici, bezdirici, dayanılması güç, çekilmez koku.