Temel Demirer ağ günlüğü

Yaşam ve Ölüm(süzlük) Üstüne[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
İnsan olan ve kalan, her daim ölümsüzdür; ona ne şüphe?!
Bu bağlamda Lucretius’un, “Ben varken ölüm yok, ölüm varken ben yokum; o hâlde korkacak ne var?” sözüne değer vermek önemlidir; korkunun ölümün yarısı olduğunu bilmek gibi…
Farkındayız: Ölüm karşısında herkes eşittir, ve yaşam bir ölüm sürecidir.
Ancak bir şey yapmadan geçirilen yaşamın ölüm olduğunu kavrayamayanların ölüm korkusu, ölümden daha korkunçtur. Ve tam da bunun için yaşam ne kadar yaşanmamışsa, ölümden o kadar korkulur. Korku kimseyi ölümden kurtarmaz ama ölüm korkusu köleliğin başlangıcıdır.

BARIŞ (MI DEDİNİZ?!)[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi
savaş ve barış arasında değil,
haysiyetli veya haksız
bir yaşam arasında.”[1]
 

 

Herkes kendinde eksik olanı arar; tıpkı ezilenlerin eşitlik, kardeşlik ve barışı aradığı gibi…

Bu elbette sınıflı-sömürücü zorbalık koşullarında “Et pium desiderium” ya da Türkçesi ile “Gerçekleşmesi olası olmayan gelecek veya geçmiş bir şeye duyulan derin hasret” hâlidir.

Ki bu da ezen/ ezilen ilişkileri sürdükçe eşitlik, kardeşlik ve barışın imkânsızlığına işaret eder.

Devrimci Siyasetin Önemi[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

hiçbir şey söylemezler.
Seçmenler, oy kullanır
ama seçemezler.”[1]
 
Doğru zamanda, doğru yerde saf tutmak için bilmek çok önemlidir; insan(lık)ın özgürleşmesi, kapitalist saçmanın farkına varıp devrimci siyaseti hayata geçirmesine bağlıdır…
* * * * *
Dürüstlük ve ilkeli olmak devrimci politikanın vazgeçilemezi; burjuva politikası ile reel-politiker pragmatizmiyse şarlatanlıktır.

Soru(N)larıyla Yapay Zekâ ve İnsan(lık)[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

yapabileceği işi yapar.
Sıra dışı bir insanın yapabileceği işi
ise hiçbir makine yapamaz.”[1]
 
Bilmem aynı fikirde misiniz? Sürdürülemez kapitalist güzergâhta yerküre acayip bir yere gidiyor.
III. Büyük Bunalım’ın getirdiği çöküşü, faşizmin yükselişi, yaygınlaş(tırıl)an paylaşım savaş(lar)ı, ekolojik yıkım vd’leriyle müsemma “Uygarlık Krizi”nin kaotik tablosunda gündem(imiz)e eklenen yapay zekâ (YZ) soru(n)larıyla yüz yüzeyiz.

“Ateş Hırsızları”nın Felsefesi, Filozofları[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

hiçbir şey sonal,
mutlak, kutsal değildir.”[1]
 
Felsefe “Öldü” mü? Öncelikle belirtmeliyim ki, böyle düşünen insanlar olsa da, yaşam devam ettiği sürece felsefe nihayete ermez; onu “gereksiz” bir şeymiş gibi sunmaya kalkışanlar ise yanılıyor!
Felsefeye yabancılaşan bir çürüme/ çöküş labirentindeysek de; o, insan(lık)ın aptallaştırılmaması için vardır.
Çünkü Max Horkheimer’ın, “Felsefeye inanmak, insanın düşünme yetisinin korku yüzünden körelmesine karşı çıkmak demektir”…

Değerli Dost(lar),

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 27 Aralık 1861’de Londra'daki Karl Marx’ın Manchester'daki Friedrich Engels'e yazdığı üzeredir:

“Sevgili Engels,

(...) Bu arada yeni yıl için şimdiden mutluluklar dilerim. Eskisi gibiyse ben kendi adıma şeytana havale ederim.

Selam,

Senin, K.M.” (Karl Marx-Friedrich Engels Collected Works, Cilt 41, p.337)

İçtenlikle
 
Temel Demirer

AŞK, İLLE DE AŞK[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

Yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk?”[1]
 
Marcel  Proust’un, “Hayata hak ettiği görkemi tekrar veren insanlar,” ifadesi, belki de en çok şairler için geçerlidir.
“Teşekkürler Hayat!” (s.152) yani “Gracias a La Vida!” diyen bir şairin şiirine dair yazmak hiç de kolay değil. Kimi zaman düz bir cümle kurmakta bile zorlanılırken, derin anlamlar içeren aşk şiiri yazmak kolay olabilir mi? Hem de hepimize, “Nullis amor est sanabilis herbis/ Aşkın ilâcı yoktur,” gerçeğini bir kere daha anımsatırken.

Vicdanı Şiirine Dahil Etti Salih Bolat[*]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

Çünkü şiir alacakaranlıkta
görebilen bekleyiştir.”[1]
 
Salih Bolat ile, 70’li yılların başında, Çıkrıkçılar Yokuşu’ndaki -bol cıgara dumanlı- ‘Petek’ edebiyat dergisi bürosunda tanışmıştım.
Onu nasıl anlatabilirim? Şairi (şiirini) anlatmaya kalkışmak zor olsa da, şiirinin hakkını verendir şair, dizeleri okurlarıyla bütünleşip, topluma mal olandır; tabii ki Füruğ Ferruhzad’ın, “Şair olmak, insan olmaktır,” deyişini “es” geçmeden…

Filistin Hep Vardı, Var, Varolacak Da[1]

Temel Demirer kullanıcısının resmi

 
 
Filistin’de yaşanan vahşet bir katliamın ötesinde, Siyonist sömürgeciliğin soykırımından başka bir şey değildir. Varsın kimileri bu tabloyu “HAMAS ile İsrail arasındaki savaş” olarak sunmaya kalkışsın; bu, gerçeği yansıtmayan bir manipülasyondur. Gerçek çok daha farklıdır. Ortada Siyonizm’e karşı anti-sömürgeci Filistin’in özgürlük mücadelesi vardır. Yaşananlar “Siyonizm”siz kavranıp/ sunulamaz.

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...
RSS - Temel Demirer ağ günlüğü beslemesine abone olun.