
-Evet, öyle sürekli birbirlerini öldürüyorlar. Ben bakamıyorum. Neden böyle yapıyorlar kızım? Bu insanlara ne oldu?
-Geçim derdi.
-Kızların, kadınların istekleri çok.
-Erkeklerde kadınları mal gibi görüp sahipleniyor.
-Ne olacak böyle kızım?
-Azaldı diyorlar, hani nerede, her gün yine bir kadın cinayeti. -Bu yaşıma geldim. Hiç böyle şey görmedim. Son yıllarda azdı bu olaylar.
-İnsanları çok az ücretle uzun saatlerce çalıştırıyorlar. Benim eşim günde 12 saat çalışıyor. Aynı iş yerinde beş yıldır çalışıyor. Yanına giren dayanamıyor. İnsanlar stres içinde.
-Ben çok üzülüyorum.
-Ben de üzülüyorum.
-Üzülmeyecek gibi değil ki, diye bir konuşma geçti halamla aramda. Halam 85 yaşına gelmiş. “Böyle bir şey görmedim” diyor. Halamı kendinden 25 yaş büyük birine vermişler. Evlendiği eşini hiç sevmemiş. Bütün parasını kumara verirmiş. Evine bakmazmış. Ama halam, “Hiç sesimi çıkarmadım. Elli yıl çektim” diyor. “Dört yıl da altını temizledim”
Kendisinden 25 yaş büyük bu adam halamı hiç dövmemiş, ama hiç sevmemiş de. Çocuklarını da sevmezmiş. Ama halam onu hep idare etmiş. Kendine laf söyletmemiş, dayak da yememiş. Şimdiki evlilikleri hiç anlayamıyor halam. Ben de anlayamıyorum. İnsanlar medeni olacaklarına git gide yobazlaşıp canavarlaşıyor. Neden sevgi bu kadar az? Sevgi nereye kaçtı? Biz evimizde sevgiye sıkıca sarıldık bırakmıyoruz. Bence eğer bulursanız siz de sıkıca sarılın ve bırakmayın diyorum.