Barış Erdoğan ağ günlüğü

Şiir Üstüne-4

Barış Erdoğan kullanıcısının resmi

İsterseniz söze bir alıntıyla başlayalım: “Borges’in seksen yaşında kendini kaybedercesine âşık olması, James Joyce’un hiçbir zaman Ulysses’i okumayan karısının nasıl biri olduğu, Cemal Süreya’nın Kadıköy sahilinde yürürken her an karşıdan Fazıl Hüsnü gelebilir düşüncesiyle ceketini ilikleyerek gezmesi, Turgut Uyar’ın, ardında kendi el yazısıyla oluşturulmuş hiçbir metin bırakmama ilkesi gibi ilginç bilgilerin ne kadarı edebiyatla ilişkilidir? Önemli olan, bir yazarın yaşam öyküsünün, yazarın yaratılarını yorumlamada ne kadar etkili olduğudur.” Demek ki haklı olduğumuz yanlar varmış.

Şiir Üstüne-3

Barış Erdoğan kullanıcısının resmi

Namık Kemal'in yüz yıldır dillerden düşmeyen -belki ben öyle sanıyorum, neyse- “Hürriyet Kasidesi” ya da A. Hamit Tarhan'ın "Makber"i -lise öğrencileri hariç- bugün kaç şiirseverin dilinde dolaşıyor? Bir şiir, sadece döneminin renklerinden ibaretse, o dönemin dışına çıkınca kuruyuveriyorsa büyük şiir olarak elbette kalamaz. İçerdiği düşünceler için sevilen bir şiir şiir değil, düşünce yazısıdır. Biçim ve dilini yitiren bu şiirler özüyle nereye kadar yaşayabilir? Yunus'un günümüze kadar gelen şiirlerine bir göz atalım, hem biçim hem dil hem öz açısından taptaze, yaşarlığını koruyor.

Şiir Üstüne-2

Barış Erdoğan kullanıcısının resmi

Çocuklarını masallarla, hikâyelerle büyüten ya da uyutan bir halkız biz, bir zararı da görülmemiştir bunların; büyüklere anlatılanlar hariç. Mevlana'da okumuştum, ince ince bir şeyler işliyordu: Hintli birisi, körlerin arasına bir fil getirir, sorar: Söyleyin bakalım aranızdaki nedir? Körler ne olduğunu anlamak için dokunmaya başlarlar. Hortumundan tutan "oluk" der, kulağından yakalayan "yelpaze", ayağını ele geçiren "direk" ...uzar gider. Görmek gerekir, hissetmek gerekir, tanımak gerekir. Hikâyeyi neden anlattım, bir nedeni var elbette.

Şiir Üstüne-1

Barış Erdoğan kullanıcısının resmi

Şairin şiiri çoğaldıkça şiirinin posası artar; şiiri çok kaynadıkça da kaymak tutmaz. Peki ne kadar şiir? Şiirde fazla mal göz çıkarır. Ambarını ayıklamayan çiftçi, buğdayına kurt düşürür. Ciltler dolusu şiirlerin kışlık yakacak olarak kullanıldığı malum. Raflarda toz yutanların erken teşhis edilmediği için mezbelelerde çürüdüğü de. Bir şiir için yirmi beş yıl harcadığı söylenen -aslında bir sözcüğün peşinde yirmi beş yıl koşar- ve şiir benimle bitti diyen Yahya Kemal, kaç bin şiirini damıttı ki sizlere bunları miras bırakıyorum dedi, bilen var mı?

şimal rüzgarı

Barış Erdoğan kullanıcısının resmi

bir akdeniz çocuğuna gurbet ankalık
var küle dön
.
her kusuruna körsen
ya kurşun yemişsindir ya kurşun döktürmüşsündür
ah “şaman ruhum” türkü türkü göğsünde
.
yarın başka yerden sökecektir şafak umuduyla dalarsın
aynı yerden aynı kanamalarla uyanırsın
deniz kabuk kabuk masal
.
çocuk seni toroslara serpsem her taş dibinde çiğdemsin
yağmur beklenmez, ağlamaya oturulur
nisan yüz bereketi
.
sazım sözüm zulmun filizini budar
bir vagona yazılmış ayrılığı kucak kucak bulaştırmak var

Balat'ta Gün Işıyordur .

Barış Erdoğan kullanıcısının resmi

düğmeleri kopuk bir çocuğun yüzünü yıkamak üzre
şimdi balat’ta gün ışıyordur, gül kanıyordur
eskiciler dünden kalan asık yüzleri toplamaya geliyordur
kavga yüklenmişlerdir küflenmiş sobalarda yakıp tüketmeye
geçim sıkıntısına burun kıvırıyorlardır ağır azam, gururla
tuzu kuru mart kedilerine dert döküyorlardır
ağırdır sözleri kadar, sağırdır küfürleri kadar

Madımak'ta Gönül Yakmak Daha Zor

Barış Erdoğan kullanıcısının resmi

 
madımak’ta gül yakmak zor, gönül yakmak daha zor
kanatlanmış güvercindir her alev oy
göveren candır oy
.
madımak’ta av avlamak zor, avlanmaktır daha hallice
dağılmış buluttur her nefes oy
bul unuttur oy
.
madımak’ta cana kıymak zor, kan akıtmak daha beter
yeniden canlanır her göz oy
canla anılır oy
.
madımak’ta türkü yakmak zor, şereftir daha kül olana
yeniden küllenir her zeytin dalı oy
güllenir oy
.
madımak’ta utanç sayfaları çok, kızarmış sayfalar daha çok

Sayfalar

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
RSS - Barış Erdoğan ağ günlüğü beslemesine abone olun.