12 EYLÜL'DE DE ÇOK GÜLDÜK NETEKİM!

Sıdıka Yakşi kullanıcısının resmi
Necmettin Yalçınkaya bir kitap yazmış. İsmi 12 Eylül'de de Çok güldük Netekim!

Çok rahat okunan, insanı sıkmayan kısa anekdotlardan oluşan güzel bir kitap olmuş.

Çok beğenerek okudum.

Bu yazar annesine ne kadar düşkün dedim kendi kendime. Daha önce annesini bu kadar ayrıntısıyla anlatan bir erkek yazar görmemiştim herhalde.

Bayan yazarlar anlatırlar da, erkekler pek anlatmazlar. Ya da şu an ben hatırlayamadım. Necmettin Yalçınkaya 12 Eylül’de yaşadıklarını hiç çekinmeden kaleme almış. Hem güldürmüş, hem düşündürmüş. Bu arada annesinin ince esprilerini de çok güzel yakalamış. Tanımadan sevdim yazarın annesini. Zeki bir kadınmış. Tuttuğunu koparan, gözü kara.

Oğlu da ona benzemiş demek ki, o da çekinmeden kafa tutmuş 12 Eylül düzenine. Gözü kara annenin gözü kara oğlu yaşadıklarını çekinmeden anlatmış bir bir kitabında.

Ben de okuyorum. Okurken gülümsüyorum. İnsanları ağlatmak çok kolaymış da, güldürmek zormuş. İnsanları güldürebilmek bir sanatmış. Ama Necmettin Yalçınkaya kitabında, yaşadığı acı olayları, mizah çerçevesinde anlatarak okuyucusunu gülümsetmeyi başararak, kolay kolay her yazarın cesaret edemediği zor bir işi başarmış. Yaşadığı zor yılları, mizaha dökerek anlatabilen insanları takdir ediyorum. Aşmış tüm zorlukları demek ki. İnce ince Yasemince dizisindeki Sürahi Hanım karakterini hatırlattı sanki yazarın annesi bana. Biraz da Aziz Nesin'in kitaplarını okurken gülümsediğim gibi gülümsetti beni. Yazarın kendine has bir tarzı var. Ben de annemi anlatan bir kitap mı yazsam diye düşündüm.

Kitabı severek, sıkılmadan okudum. Arkadaşlarıma da okumalarını öneriyorum.

Biraz da özendim aslında. "Keşke beni de böyle güzel anlatan, benim için bir kitap yazan bir evladım olsa, " dedim. Benim çocuklarım daha çok gençler belki ilerleyen yıllarda onlar da yazarlar. Dedim ya özendim yazarın annesine. Ama sanırım aramızdan ayrılmış. Ben okurken onu anıyorum. Belki hissediyor mutlu oluyordur. Oğluyla gurur duyuyordur.

Okurken ince zekâsıyla ve esprileriyle beni güldüren bu güzel insanın mekânı cennet olsun. Bize bu güzel kitabı kazandıran onun oğlu, sevgili Necmettin Yalçınkaya'yı da kutluyorum ve başarılarının devamını diliyorum.

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...