Ağrı Dağı’ndan düşüp de ölmemek!

Yusuf Değirmenci kullanıcısının resmi
‘‘Her ölüm erken ölümdür’’ Cemal Süreya

Ne garip bir duygu ölmek, herkes ölür, gerçek bu... Ama öyle bir yaşamak var ki ölmek toz konduramadığımız, dolu dolu bir yaşamın, okuduğumuz kitaplarda ölümsüzlüğünü kahramanlarının şahsında ilan etmesidir. Yaşar Kemal, ölüme karşı dik durmuş, yaşamı mısra mısra dokuyarak, ‘meneviş’ çiçeklerin başında serinleyerek/serinleterek, güzel olan her şeyi, menekşelere anlatmış, bize sayfa sayfa heyecan betimleyerek, o muazzam menekşelerin kokusunu hissettirmiştir. İnsanlar sanırım, menekşeleri en çok Yaşar Kemal’le sevmiştir.

***

Her gördüğüm çiçek, bana bir menekşe yansıması sunar ve her gördüğüm menekşe bana Yaşar Kemal’i hatırlatır. Şimdi o menekşeler biraz solsa da, aşıkların o yayılan kokuları arasında sevişmeleri, deli bir hal yaratırken, canlanmaları an meselesidir. Menekşeler hiç solmaz, gölgesinde sevişeni olunca...  

***

Şimdi ölmek, dönüşümün maviye çalan renginde, Ağrı Dağı’na hızla at koşturmaktır. Kır bir at, biraz deli, biraz Kurdi... İnsan at sırtında nasıl ölür ki! Yaşam, zirvede beyaz beyaz umut ve barış haykırırken... Her şey ‘daha güzel, daha güzel, daha güzel’ diyen biri ölümden kaçmıştır. Aşka sığınmıştır. Tüm gücünü ana gerçekliğinden alarak... Ve inim inim betimleyerek, börtü böceği, doğayı, ağaçları, toprağı, atları ve insanın en sevilesi hallerini...  En çok da menevişe çalan menekşeleri...

***

Yaşar Kemal, cesur kahramanların yaratıcısıdır. İyi, güzel kahramanları vardır. Coşkuludurlar. Kimlikleri bellidir. Ötekilerdir. Tanıdıktırlar. İçten gülümserler. Cesurdurlar. Yardım severdirler. Dolaylı değillerdir. Kahramanları insan olmanın ‘daha daha’ güzel olunası bir yaşamın örneklerini bir bir sunarlar. Menekşe kokusunda deli olan ve baharı bekleyerek aşka hazırlanan güzel ama güzel insanlar, hep vardı.  Hep olacak...

***

Ölmek yoktur, zamana dolu dolu sığmış olanın sofrasında. Ötelenmiştir ölüm,  şimdiki zamandan alarak sınanan geçmiş, köprü köprü, geleceği her an yaşatacak, taşıtacak... Meraklarımızı sürükleyen yazar, demir kokusunda, emeğin dövülen kalemi. Çimen çimen, ada ada, dağ dağ, köy köy dolandıran, bize baharı özleten, uçan kuşlarıyla...

***

Ağrı Dağı’ndan düşüp de ölmemek, Yaşar Kemal’e denir.

saygı ile...

Yusuf Değirmenci

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...