Necmettin Büyükkaya'nın Anısına 4.Bölüm

Kadir Büyükkaya kullanıcısının resmi
Saat 13.00’de Siverek Mezarlığı’na vardık. Törenin başlamasına daha yarım saat vardı. Mezarlığın kapısında biriken insanlar arasında birçok tanıdık gözüme çarpıyor. Arabadan inen Melle Bahtiyar ve yanındakiler kitle tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Cemile yenge gösterilen ilgiden memnun gözüküyordu. Necmettin abiye olan saygı ve sadakat konusunda üstüne düşeni yerine getirmek isteyenler mezarlığa gelmeye devam ediyordu.

Sıkıntıya yol açmaması için Melle Bahtiyar’ı mezarlığın giriş kapısının sağ tarafında bulunan tenha bir alana aldık. Melle Bahtiyar’ı Necmettin abinin yakın dostları ve arkadaşlarıyla tanıştırıyor, Siverek’in siyasi kimliği ile ilgili önemli bulduğum bazı bilgileri de Melle Bahtiyar’la paylaşıyordum. Paylaşımlarımın Melle Bahtiyar tarafından önemsendiğini görünce konuyu biraz daha genişletip kendisine:  “Kak Bahtiyar bu gördüğünüz Siverek Mezarlığı öylesine sıradan bir mezarlık değildir. Burada Kürt siyasal tarihine damgasını vuran ve Kürtlerin gönlünde taht kuran birçok önemli şahsiyet yatıyor” dedim.
Bunları söyleyince Melle Bahtiyar, anlatacağım şeylerin kendisine gerekli olabileceğini düşünerek cebinden çıkardığı bir kâğıt parçasına kısa notlar alarak; “Öyle mi, kimmiş Kürtlerin gönlünde taht kuran bu önemli şahsiyetler?” diye sordu.
“İlk saymaya merhum Faik Bucak’tan başlamak gerekir.” dedim, “bildiğiniz gibi Faik Bucak, Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi’nin kurucusu ve ilk sekreteridir. Kendisi aynı zamanda hukukçu olan ve 1964 yılında öldürüldü. Rahmetli Faik Bucak Kürt siyasi hareketi içinde tanına Serhat ve Sertaç kardeşlerin de babasıdır”
Melle Bahtiyar “evet, seni dinliyorum” anlamında başını salladı.
“Herkesin yakından tanıdığı Mustafa Remzi Bucak da bu mezarlıkta yatıyor.” diye devam ettim. “Bu saygın Kürt şahsiyeti uzun yıllar Amerika’da yaşamış ve Kürt diplomasisine önemli hizmetlerde bulunmuştur. Ve bunun dışında Siverek ve çevresinde Kürt yurtseverliğinin gelişmesinde önemli katkıları ve aynı zamanda akrabam olan Ali Karahan var ki onun ismini anmadan edemeyeceğim. Kendisi Siverekli olmasına rağmen 1961 yılında cezaevinde iken Hakkâri’den bağımsız olarak seçimlere girmiş ve parlamentoya girmeyi başaran siyasi bir aktördür. 49’lar hadisesinde Dr. Şıvan, Sait Elçi ve daha birçok Kürt’le birlikte yargılanan Ali Karahan da işte bu mezarlıkta yatıyor. Sonra Kawa hareketinin kurucularından Ferit Uzun da burada yatıyor. Şair ve sanatçı kimliğiyle de tanınan ve 1979 yılında öldürülen Ferit Uzun’un Kürt davasına büyük hizmetleri olmuştur.
Bir takım siyasi nedenler ve talihsiz koşullar olmamış olsaydı büyük Kürt edebiyatçısı Mehmet Uzun, siyasetçi Ahmet Karlı ve sanatçı Yılmaz Güney de belki de bugün bu mezarlıkta yatıyor olacaklardı. Ne var ki öldükleri dönemde yaşanan siyasi kaos yüzünden bu insanlardan bazıları ne yazık ki bugün burada değiller.”
 
Melle Bahtiyar elindeki kâğıda notlar alıyor ve şaşkınlığı bir kat daha artıyordu: “Öyle mi, demek Yılmaz Güney de Siverekliydi?” diye sordu.
“Evet, ” yanıtını alınca: “Evet, gerçekten de çok ilginç bir durum, bilmiyordum” dedi. Sonra başını batıya çevirerek “Şu görünen dağların ismi dedir?” diye sordu. Fırat’ın öte yakasında zirvesi karla kaplı olan yüksek dağları göstererek:  “Toroslar” diyoruz. Fakat kendi ana dilimizde bu dağların her birine ayrı ayrı isimler veriyoruz. Mesela şu zirvesi karla kaplı olan yüksek dağa Nemrud Dağı diyoruz. Çok görkemli bir dağdır. Tepesinde tarihi kalıntılar vardır. Bu dağı görmek için her yıl dünyanın birçok yerinden binlerce turist geliyor. Bu dağların az berisinden Fırat Suyu geçiyor. Fırat çevresinde bulunan doğa güzelliklerini hiç bir yerde bulamazsınız. Keşke mümkün olsaydı da sizi o taraflara götürebilseydik”
 
Melle Bahtiyar gözleriyle o tarafları tarayarak “Oralar şu an soğuk olmalı?” dedi.
“Evet, öyledir” dedim.
 
Törenin başlama saati gelince bir hareketlilik yaşanmaya başladı. Anma için hazırlanan büyük bir pankart en öne alındı. Pankartın arkasına önce kadınlar geçti. Daha sonra başta Melle Bahtiyar, Osman Baydemir, İsmail Beşikçi ve Necmettin abinin yakın akrabaları olmak üzere bütün dostları ve arkadaşları yerlerini aldılar. Necmettin abinin kabri, mezarlığın doğu yakasında bulunuyordu. Sıraya giren kitle sessiz adımlarla oraya kadar yürüdü. Bundan beş yıl önce rahmetli Ekrem Karahan’ın büyük emekleriyle organize edilen Necmettin abinin 25’nci ölüm yıl dönümü küçümsenmeyecek bir kalabalıkla geçmişti. Fakat bu yılki anma etkinliği çok daha fazla kalabalıktı.
Melle Bahtiyar Necmettin abinin mezarına iki ayrı çelenk bıraktı. Birinin üzerinde Celal Talabani’nin ismi, diğerinde ise Kürdistan Yurtseverler Birliği yazılıydı. Daha sonra farklı çevrelerden gelen çelenkler mezara bırakıldı.
Organize komitesinde yer alan ve etkinliğin gerçekleşmesinde büyük çabası olan Dr. Âdem Avcıkıran Necmettin abinin mezarı başında toplanan kitleyi bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. Saygı duruşuyla birlikte Siverek Asri Mezarlığı da derin bir sessizliğe gömüldü. Bu sessizlik ortamında yaralı ruhum birden galeyana geldi. Hiç hesapta olmadığı halde bir şiirin mısraları kendiliğinden dilime dolanıverdi. Zaman darlığından dolayı okuduğum şiiri yarıda kesmek zorunda kaldım.
İlk konuşmayı hazırlık komitesi adına Dr. Adem Avcıkıran yaptı. Sonra söz hakkı Osman Baydemir’e verildi. O: “Neco Amca siz bu kavgaya başladığınızda ben daha doğmamıştım.” diye söze başladı.  “Siz bu mücadeleyi yürütürken ben daha yeni yeni ilkokula gidiyordum. Ne mutlu bize ki bugün sizin bıraktığınız yerden yolumuza devam ediyoruz.” diye bitirdi sözünü.
Ondan sonra konuşma sırası Melle Bahtiyar’daydı. Derin bir sessizlik oldu ve herkes Melle Bahtiyar’ın neler söyleyeceğini merak ediyordu.
 
Devam edecek
 
Kadir Büyükkaya / Hollanda
 
k.buyukkaya@hotmail.com
 

Kategori: 

Bunları Okudunuz mu?

04/22/2024 - 21:29
01/27/2024 - 22:27
01/02/2024 - 00:43
08/05/2023 - 16:21
07/31/2023 - 22:44
07/29/2023 - 19:58

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...
Girit Leblebisi
  Ben vakitlice davranmış, gün batımını da izlemek için kahvelerin gürültüsünden uzakça bir bankı gözüme kestirip oturmuştum. Bir süre sonra,...