Yağmurun kızı, mavi gülüşlü ülkem

Müslüm Aslan kullanıcısının resmi
Oysa ben Sen ağladığında Yıldızlar serpiştirirdim ayaklarına

Ben seni düşlemenin seanslarında dalgınlığa güçsüzce teslim olup, dudaklarıma düşen ılık tebessümlerle yarı ayık yarı uykulu bir gevşemeyle gözlerin de yitip, bitiyorum.
Mavi bir şarkının sayfaları ve çığlıkları arasındasın, en ihtişamlı halinle. Tut ellerimi diyorum, öyle gevşek değil sıkıca. Ama görmüyorsun, çocukluğumda unutmuşcasına oralı olmuyorsun. Söylediklerim sadece kendime misali kendi kendime yaslanıyorum. ÜLKEM, ara, bul beni, bul beni çocukluğumun en yaramaz ve azarlanmayı hak etmiş, kulakları çekilmesi gereken bir oyunun kıyısındayım üstüm başım hasret.
Bul beni ve duy ÜLKEM…
Buda garip bir bilmecenin çözülmez ama durmadan sevdiğim kısmı. Ne zaman seni düşünsem şirin bir yağmuru sırtlayıp çıkıyorsun yollarıma. Vefalarını kuşanıp tüm suçlarımı tarih meleklerinin bile arayıp bulamayacağı tozlu raflara kaldırıp zulalıyorsun. Bu benim için affedilmekten öte, kutsanması gerekendir.
Islak dudaklarının yamaçlarda büyüyor ışıklı nergisler.
Bembeyaz adımlarla ilerliyorum hüznü serpiştirdiğin kaldırımlarında. Ve sonra bir şarkı tutuşuyor içimde senin gibi yaralı ama senin gibi acınmayı kendine reva görmeyen bir şarkı. Dinginliğinin teninde usulca bir kırlangıç süzülüyor, sulara eğilircesine. Kendimi o kırlangıca benzetiyorum güzelliğinin tuvaline sığınarak. Sana bildiğim bütün dualarla, tesellilerimle geliyorum borçlu ve biraz mahcup. Ama görmüyorsun, çocukluğumda unutmuşcasına oralı olmuyorsun.
Dokunaklı bir akşam kıyısında bulurum seni. Serin sözlerinle bağdaş kurmuş öylesine duruyorsun… Uzaklara her şeyi heybesinde taşımaktan bıkmamış uzaklara dalıyorsun. Çeviriyorum yüzümü yağmurların menziline, göğe doğru… Islandıkça sana yakın duruyorum, ıslanıyorsun, durmadan, ıslanıyorsun yağmurun kızı ÜLKEM…
Ne zaman sana uğrasam ıslak gözlerinle karşılayıp, güneşli sesinle uğurluyorsun, sırtımı umut telkinleriyle sıvazlayarak. Bahardan kalma halinle, seninle dolaşıyoruz her kıyıyı, her sokağı didik didik ederek. Şaşkın ama dokunmayan yorgunluğumuzla yine sağırları körleri oynayarak bir bankta kuruluyoruz. Güzellikte yoksulluğumuzu örten o pasağa bulaşmamış gülüşleriyle başımıza üşüşen boyacı çocuklarla senin yerine de ben konuşuyorum “ Ayakkabımı ödünç aldım boyamayacağım” deyip takılırken, onlarla konuşma soyluluğundan nasibimi alıyorum.
Yağmur yağıyor…
Kaçışıyor insanlar saçaklara. Hani kuşlar… Kuşlar neden bu kadar az, sırılsıklam saçlarının enginliklerinde. Ben sıcacık hüznüne sığınıyorum, ertelene ertelene biriken hüznüne. Gökyüzüyle beraber seninde gözyaşların karışıyor toprağa. Ellerine tutunup çığlık çığlığa harflerden fısıltılarla kulağına eğiliyorum. Ağlama Yağmurun Kızı ÜLKEM, ağlama gökyüzü öykünmesin sana, ağlama mavi gülüşlü sevgili…
 
Üşüyor Gözyaşların
 
Sen ağladığında
Demet demet yıldızlar serpiştirdim ayaklarına
Dingin gecelerime düşer çiy damlaları anılarımın
Kokusu hıçkırığının ve tılsımı gözlerinin
Kan revan içinde ellerim
Sularla söyleşmekten
Toprakla yüzleşmekten
Kırgınlıklara yeşeren sebepleri yolmaktan geliyorum
Mutluluğun koynundan düşmüş bir anahtar
Çocukluğuma takılan bir tebessümle
Sana kavgalara küskün sözcükler topluyorum
Kalbimi griden yıkayıp geleceğe
Gelişine saklıyorum
Yinede üzülüyorsun
Tutuşup tutuşup kirpiklerin
Üşüyor gözyaşların
Oysa ben
Sen ağladığında
Yıldızlar serpiştirirdim ayaklarına

 
 
 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...