“ARKASI YARIN” ADLI ROMANIMI OKUYABİLMEK İÇİN HUKUK SAVAŞI VERİLİYOR

Adil Okay kullanıcısının resmi
Daha önce de başka kitaplarıma hapishanelerde keyfi yasaklar konulmuştu. Ben de basın açıklaması yapmıştım. Ama son olarak Sinan Bülbül adlı bir mahpusun, Maltepe hapishanesinde romanımı okuyabilmek için verdiği hukuk mücadelesini öğrendim. Ve tabi yine şaşırdım. Olay geçen yıl yaşanmış ama ben yeni haber aldım. İbretlik bir öykü. Önce hapishane idaresi, (halkın vergileriyle maaşları ödenen Kurum müdürü, 2. Kurum müdürü, iki üye öğretmen, bir psikolog ve bir de Sosyal çalışmacı. ) oy birliği ile kitabımın yasaklanmasına hükmetmiş. Sonra tutuklu bu karara itiraz etmiş. İstanbul Anadolu 1. İnfaz Hâkimliği hapishane idaresinin kararını doğru bulmuş. Bu kez tutuklu İstanbul - Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurmuş. Bu kez olumlu karar çıkmış. Bu mahkemedeki “okur - yazar” savcılar – hâkimler romanımın sakıncalı olmadığına ve Bülbül’e verilebileceğine hükmetmiş.

 
Adil Okay
 
“Anayasanın 64. maddesine göre, devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Anayasada böyle yazar ama sansür devlet işi olarak zihinlere sindiğinden sanatı desteklemek hiç de yazıldığı gibi olmaz. Sanat desteklenmez, sansürlenir.” (Fikret İlgiz)
 
Ütopya Yayınlarından çıkan “Arkası Yarın – Bir Ayrılık Hikâyesi…” adlı romanım birçok hapishaneye hiçbir engele takılmadan, serbestçe girerken bazı hapishanelerin “Eğitim Komisyonları” tarafından yasaklandı. Bu yasağa da bazı mahkemeler onay verdi. Ben onlara “Okumaz – Yazmaz Eğitim komisyonları ve onlarla hemfikir olan hakimler, savcılar…” diyorum. Veya hayatlarında Kerime Nadir ile Kemalettin Tuğcu’nun romanları dışına çıkamamış insanlar. Bu iki yazarı küçümsediğim anlamına gelmesin yazdıklarım. Küçümsediğim bizden alınan vergilerle maaşları ödenen “yasak” koyucular.
 
Daha önce de başka kitaplarıma hapishanelerde keyfi yasaklar konulmuştu. Ben de basın açıklaması yapmıştım. Ama son olarak Sinan Bülbül adlı bir mahpusun, Maltepe hapishanesinde romanımı okuyabilmek için verdiği hukuk mücadelesini öğrendim. Ve tabi yine şaşırdım. Olay geçen yıl yaşanmış ama ben yeni haber aldım. İbretlik bir öykü. Önce hapishane idaresi, (halkın vergileriyle maaşları ödenen Kurum müdürü, 2. Kurum müdürü, iki üye öğretmen, bir psikolog ve bir de Sosyal çalışmacı. ) oy birliği ile kitabımın yasaklanmasına hükmetmiş. Sonra tutuklu bu karara itiraz etmiş. İstanbul Anadolu 1. İnfaz Hâkimliği hapishane idaresinin kararını doğru bulmuş. Bu kez tutuklu İstanbul - Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurmuş. Bu kez olumlu karar çıkmış. Bu mahkemedeki “okur - yazar” savcılar – hâkimler romanımın sakıncalı olmadığına ve Bülbül’e verilebileceğine hükmetmiş.
 
Sonuçta Sinan Bülbül aylar aylar süren mücadele sonucu davayı kazanmış, romanıma kavuşmuş. Bu gelişmeleri de belgeleriyle beraber bana yolladığı mektupta anlatmış.
 
Düşünebiliyor musunuz, ne kadar masraf yapılmış, kaç mahkeme bu konuyu görüşmüş, kâtipler kararları yazmış. Kararlar davayı açana yollanmış. Velhasıl Kültür Bakanlığı’ndan İSBN numarası alınan, kitapçılarda yasal satılan bir kitabı okumak için ne yollar kat edilmiş.
 
Oysa mevcut yasalar bile yasakçıların en hafif değimle “haksız” olduğunu söylüyor:
Mülga son fıkra 3/2/1994 - 94/5382K. “Kütüphaneye konulacak veya hükümlü ve tutuklularca getirilecek veya dışarıdan gönderilecek basılı eser ve yayınların mahkemelerce yurda sokulması veya dağıtılması yasaklanmamış olması koşuluyla kuruma sokulmasına idarece izin verilir.”
 
Ve elbette ben – biz böyle duyarlı, kararlı okuyucularımız olduğu sürece, yasaklara, baskılara inat yazmaya, çizmeye, bestelemeye, yontmaya, oynamaya devam edeceğiz.
 
Son not: Aşağıda aylar süren mahkemeler sonucu hukuk mücadelesini kazanan Sinan Bülbül’ün mektubunu paylaşıyorum. Ekte sunduğum belgelerde de romanımı okumadan yasaklayan Hapishane “Eğitim Komisyonu” ile  İstanbul Anadolu 1.İnfaz Hakimliği’nin ve İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararları var.
 
 
***
 
 
Merhaba Adil Arkadaş;
            Öncelikle özlem dolu sevgi ve sayılarımı gönderiyorum. Her açıdan durumunuzun iyi olmasını diliyorum.
            Buralar şuan rüzgârlı, yağmurlu ve soğuk. Havalar değişiyor ha bire. Bu soğuk, rüzgârlı, yağmurlu havalarda odalarımızda demir ranzalarımıza sığınarak kitapların sayfalarına gömülerek ısınmaya çalışıyoruz. Öyle farklı bir hayat hikâyemiz duvarlar arasında olmasa da her şeye rağmen bir şeyler bulup yaratmaya çalışıyoruz. Okuyorum, volta atıyorum. Birlikte kaldığımız arkadaşlarla memleket ahvalleri üzerine sohbet ediyoruz. Başka da söylenecek bir laf yok. Zaten her şeyden bildiğimiz, tahmin ettiğimiz şekilde sürgit devam ediyor. (…)
            Arkası Yarın adlı Kitabını İstanbul –Anadolu 1 Ağır Ceza Mahkemesine yaptığım itiraz üzerine almıştım. İlgili kararları benden istemiştin. Ben Maltepe 2 No’lu L Tipi Cezaevindeyken kararlar tebliğ edilmişti. Geçen günlerde dosyaya bakarken kitabına dair kararı gördüm. Yolluyorum.  (…)
            Bu mektupla birlikte kitabına ilişkin; Cezaevi, İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesinin ilgili kararlarını gönderiyorum.
Her şeye rağmen kendinize çok iyi bakmanızı diliyorum. Başarı dileklerimi sunarım. Buluşmak üzere, Esen kalın.
SİNAN BÜLBÜL 1 NLOLU L TİPİ CEZAEVİ C-14 MALTEPE –İSTANBUL
 
okayadil@hotmail.com
 
 
 
 

Kategori: 

Hapishane Edebiyatı

Ümüş Eylül Hapishane Dergisinin 51. Sayı...
Tekirdağ Cezaevi tutsaklarınca elle yazılıp mektuplarla dağıtılan Ümüş Eylül Kültür-Sanat dergisinin Nisan-Mayıs-Haziran 2024 tarihli 51. sayısı...
TEK KİŞİLİK HÜCREDE YAZILAN BİR ÖYKÜ: DE...
               Mahallenin kimi çocukları ondan hem korkar hem de onunla uğraşmaktan vazgeçmezdi kargalar...
Duvarları delen çizgiler
Balıkesir Burhaniye yakınlarında yaşayan arkadaşlara davet. 10 Aralık'ta Insan hakları haftasında, Burhaniye Yerel Demokrasi ve Insan Hakları Gündemi...

Konuk Yazarlar

"BİZ BAŞKA TÜRLÜ SEVERDİK BİRBİRİMİ...
Derken, Galata Yokuşu'nun oralarda, yeni kurulmuş bir ajansta iş buldum. Burada getir götür işlerine bakacak ve Tünel'den başlayıp, Levent'e...
Mivan’ın bakışı Bahri’nin ağıdı/ Uğur YI...
  Neyse bir ihtimal dedik, başladık isteklerimizi sıralamaya: “Bahri arkadaş sen kuzeninin çok güzel saat yaptığını…” daha sözümü bitirmeden, “...
Utanmak/ Sıdo için/ Sevda KURAN
  Fakiri, zengini, orta hallisi, Alevi’si, Sünni’si, Ermeni'si, hacısı, hocası, orospusu, delisi ve de pavyon kabadayıları, sarhoşlarıyla...